goodbye kiss [adrienette]✅

shi [s]

        Geleneksel bir  düğün için kırmızı kumaştan yapılan, altın işlemeli kıyafetler giyerdi gelin ve damat. Eğer hanedana ya da üst düzey bir aileye mensuplarsa, işlemelerin yanında ağır takılar da yer edinirdi. Normalde bu tarz kıyafetleri sık sık görmesine rağmen, hiçbir şey hissetmezdi sarışın asker.

Şimdi ise, kendisi için hazırlanan kıyafet pencereden giren ay ışığı altında parlıyordu, ve genç adamın tüm dikkatini üzerine toplamıştı.

        Ömrünün savaş meydanında sonlanacağına öylesine inanmıştı ki, küçüklüğünden beri asla evlilik hayali kurmamıştı. Doğduğu andan itibaren vatan uğrunda ölecek bir asker olarak yetiştirilmişti; sahip olabileceği en lüks şeyler demir bir kılıç ve koruması gereken toprak parçasıydı. 

Tüm bu yaşananlara inanmakta güçlük çekiyordu.

Mutluluktan sarhoş olunabiliyorsa, Adrien bilincini kaybetmek üzereydi.

      Bu sırada açık bıraktığı pencereden içeri siyah kıyafetli biri atlamış, genç adamın kılıcını çıkartmasına sebep olmuştu. Yaz mevsiminde olmalarına rağmen yabancının üzerinde pelerin vardı, yanında da basit bir kılıç taşıyordu.

         Pelerinin şapkasını kaldırınca, altından siyah saçlı genç kızın gülümseyen yüzü göründü. "Shh," dedi işaret parmağını dudağına götürerek. "Annemi uyandırmadan odadan çıkmak oldukça zordu, sakın ses çıkartma."

        Bu ani baskın karşısında dudaklarının yukarı kıvrılmasına engel olamadı Adrien. Kılıcını tutan ellerini gevşetti, ileriye adımladı ve ince bedeni kollarının arasına aldı. "Bu ziyareti neye borçluyum?" dedi alnını genç kızınkine yasladıktan sonra.

"Bir şey sormak için geldim."

"Bu saatte mi?"

"Sorun olur mu?"

       İnce çizgiler halinde genç kızın kirpiklerine dokunan kahkülü kenara çekti ve kafasını kenara yatırıp gülümsedi. "Söz konusu sen olduğun sürece, hiçbir şey sorun olmaz."

      "Senin kadar... kelimelerle arası iyi olan bir insanın nasıl hiç ilişkiye girmediğini anlayamıyorum." dedi Marinette, ardından yüzünde oluşan küçük gülümseme eşliğinde sarı bukleleri karıştırdı. Hayatı boyunca yüzlerce insanla karşı karşıya gelmiş olmasına rağmen, bu kadar sarı saçlara sahip kimseyi görmemişti.

Kendisi güneşin sevgilisi ise,

Adrien da güneşin ta kendisi olmalıydı.

      "Seni tanımadan önce böyle biri değildim ben, yemin ederim." diyerek ellerini havaya kaldırdı sarışın asker. Ardından genç kızın elini tutarak yatağın ucuna oturmalarını sağladı. "Ne sormak istiyordun?"