13.BÖLÜM: "ÇIKIŞ BİLETİ"

6.9K 409 193
                                    


Clann - I Hold You

Benim aracılığımla mı nefes alacaksın
Ve içindeki fırtınaları dindireceksin?
Benim aracılığımla nefes al
Ateşi canlı tutacağız
Seninle birlikte dünyayı yeneceğim

Keyifli okumalar. Oy bırakmayı unutmayın 🧡

13.BÖLÜM: "ÇIKIŞ BİLETİ"

İdeal benliğimi gerçek benliğim sandığımdan beri bilinçdışında fark etmeden sakladığım histeriyi düşlemlerimde görebiliyordum. Doyurulmamış birçok istekte, örseleyici yaşantımda ve bunların yarattığı yıkık binanın içindeydim. Bana yaşamı kılan ruhu sansürlemiştim, onu baştan yaratmaya çalışırken başarısızlığımı kabullenememiş ve her zaman olayları zihnimde çarpıtarak yaşamıştım.

Bana ait olduğunu anladığım öfkeyi hissettiğimi, onu her gün beslediğimi ve ona dokunmaktan zevk aldığımı anladım. Örtbas ettiğim karmaşanın gözlerime usulca yerleştiğini hissederken dudaklarımı araladım; kelimeler bir sıra oluşturmadan dilimin ucunda biriktiğinde aralanan dudaklarım kapandı. Bulut bakışlarını benden kopardı, babasına döndü. "Çağatay'ı almışlar, havalimanına doğru yola çıkıyorlar şimdi." Sesi ifadesizdi, duygularının yoğunluğunu belirten pencerelerini çoktan kapatmıştı.

"Bu çok iyi haber," dediğini duydum babasının. Tekerlekli sandalyesinin hareket sesini duydum. "Bizim çocuklara haber vereyim, hazırlık yapsınlar." Geçmesi için bedenimi yana kaydırdım, yanımdan geçerken bana kısa bir bakış atmıştı. "Ne de olsa önemli bir misafir," diye ekledi, kendi kendine.

Açık perdenin arasından geçip gittiğinde Bulut tekrar bana döndü. "Bu gece burada kalacağız," diye konuştu, koltuğa yönelirken. Bunun nedenini sormak istedim ama düşüncelerim ondan önce gelen soruları önüme itti. Bulut koltuğa ağırca yayıldığında başını geriye doğru attı, omuzlarını yukarı kaldırıp boynunu kütletti. "Ona biraz daha katlanabilirsin umarım."

"Aslında ben az önce..." diye açıklamaya çalıştığımda elini kaldırıp beni durdurdu.

"Sen yalana ya gerçekleri saptırmak için başvurursun ya da birini öfkelendirmek için." Kısık gözlerle yüzümü inceledi. "Ama ben öfkenin bu kadar yırtıcı olabileceğini fark etmemiştim."

Ona doğru yürüdüm. "Sana ihanet etmeyeceğimi biliyorsun," dedim, bunu doğrulamasını isterken. "Değil mi?"

Beni bileğimden yakaladı, kendine çektiğinde kendimi bir anda onun kucağında buldum. "Biliyorum," diye konuştu, başını geriye doğru attığında. Boşta kalan elim istemsizce geniş omzuna yerleşti. "Hiçbir şey bilmezken bile bunu yapmadın."

Uzanıp açıkta kalan boynuna dudaklarımı bastırdığımda bedeninin buna tepkisini an be an hissettim. Dudaklarımı teninde sürterek kulağına yaklaştım, nefesimi tenine döktüğümde sertçe yutkundu ve âdemelmasının titrediğini gördüm. "Bu öfkeyi söndürebilecek tek kişi sensin."

Parmaklarının saçlarımı kavradığını hissettim, saçlarımı canımı acıtmadan çekip ona bakmamı sağladığında gözlerinde doyumsuz arzunun kutusu açılmıştı. "Beni sana getirene ihanet etmeyeceğimi bilirsin." İç gıdıklayan sesi dudaklarımın kıvrılmasına neden olduğunda gözleri dudaklarıma kaydı. "Peki, babama neden öfkelendin?"

"Beni tehdit etti," dedim açık bir şekilde. Bazı olayların üzerini örtüp ondan uzaklaşmaktan bıkmıştım, az önce duyduğu şeyler hakkında tek bir olumsuz fikre kapılmasını da istemiyordum.

Ağırca kaşları çatılırken gergin gözlerle bana baktı. "Ne yaptı dedin?" Sesinin tınısına öfke yerleşmişti.

"Duydun," dedim. "Ama ben biliyorum, senin yanındayken bedenime zarar gelmeyecek. Babanı bile ezip geçeceğine adım kadar eminim. Ama..."

TAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin