5.BÖLÜM: "SON VE BAŞLANGIÇ"

12.3K 688 222
                                    


Bölüm Şarkısı: Agnes Obel - Fuel to Fire

Bölüm Şarkısı: Agnes Obel - Fuel to Fire

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

5.BÖLÜM: "SON VE BAŞLANGIÇ"

Kelimeler süreklendiği zihnimde parçalara ayrıldı; düşüncelerim o kaosun içinde onlara odaklanırken huzursuzluk bedenime hızlı ve akıcı bir şekilde hakimiyet kuruyordu. Ben bir ormanın içinde kendimi saklamıştım, ağaçların arasında kendi yerimi kendim kurmuşken biri gelmişti, ormana adımını attığı an ürkmüştüm, beni saklandığım yerden çıkarmak için sığındığım ağaçları kesmişti, beni bulduğunda ise o ağaçlar çoktan üzerime devrilmişti.

Beni kurtarmıştı ama çoktan beni yaralamıştı.

Kararsızlık zihnimde sonu gelmeyen şarkı gibi çalarken ne kendimden emindim, ne de ondan. Koyu ve beni girdap gibi çeken gözlerinden gözlerimi ayırdım, dudaklarımdan dökülecek her kelimenin benden hesap soracağını biliyordum. "Sen yıllarca bir etiketin içinde yaşadın," dedi, direksiyonu tutan ellerini sıkmıştı. "Sana yapıştırılan bu etiketten kurtulmuşken sen o etiketi kendin mi yapıştırmak istiyorsun?"

Başımı ona döndürdüm, ifadesiz gözlerle yüzümü inceledi ve dikkati tekrar yola döndü. "Öğrendim," dedim, usulca. Kaşlarını çattı. "Ben bu etiketle yaşamayı öğrendim, çıkarmadan da yaşayabilirim artık."

"Ben bunu izin vermeyeceğim," dedi, başını sallarken. İrkildiğimi hissettim, sanki vücuduma kızgın bir soğuk girmişti. "Başlarda seni sakinleştirmek için bu fikrine bir şey demedim ama şimdi sana birini öldürmen için izin vermem. Bunu o aklına soksan iyi olur."

Sertçe yutkundum, korkutucu bir sakinlikle önüme döndüm. "İzin istemiyorum."

Bana baktığını hissettim, kırıklarını bir yağmur gibi üzerime yağdırdığını hissedebilmiştim. "Haluk'u öldürdüğünde için soğumayacak, şimdiki halinden daha kötü olacaksın." Boğazımda beliren yumruyla baş başa kaldım. "Buna dayanabilecek misin?"

Gerçeklik kalbimi acıtıyordu, o anda atan kalbimi avuçlarımın arasın alıp sıkmak istedim. "Ben önümü göremiyorum ki," diye fısıldadım, sesim titrerken. Gözlerim endişeyle onu buldu. "Sadece onun ölmesini istiyorum. Bana yardım et, Bulut. Bunu tek başıma yapamayacağımı biliyorum."

Bulut sıkıntıyla gözlerini yumdu, yummadan önce gözlerinde meydana gelen şefkata tutundum. "Şimdilik yaptığımız plana uyalım," dedi, bana bakmadan. "Bana biraz zaman ver, bu fikrini düşüneceğim."

Dudaklarım ısındı ama sonra kaşlarımı çattım. "Beni oyalamayacaksın değil mi?"

Başını iki yana salladı. "Samimi söylüyorum, şu Faruk'u bir hapse tıkayım ondan sonrasına bakacağım." Zihnimdeki aynalarda gördüğüm yüzlerim, birbirine karşı zıt ifadeleri bürünürken ona inandım fakat inanmak istediğim için inandım. Boş duygular içinde önüme döndüm, artık hiçbir duygunun içine kendimi ait olduğumu hissedemiyordum. Hepsi kasvetli bir rüzgardı, gelip geçmekten ve yapraklarımı sallandırmaktan başka bir şey yapmıyordu.

TAHTWhere stories live. Discover now