alternatif son

975 83 30
                                    

Bu bölüm mutlu son göremeyince hayal kırıklığına uğrayanlar, dünyaya olan inancı bitenler ve sevgiye en hasret okurlara gelsin. Sizi umuyorum ki tatmin edecek bir alternatif son hazırlamaya çalıştım. Beğenir, yorum yapar ve  special episode final kısmını görmezden gelebilirseniz çok makbule geçer. Sizleri ne kadar sevdiğimi ve düşüncelerinizin benim için ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Sağlıkla kalın...

......................

Rose sen hamilesin! Kendine gel, dedim aynadaki görünümüme. Stres şu an hayatımda istediğim son şeydi ve ben birazdan yüzbinlerin önünde sahne alacaktım. Roma'daydık. Bu sefer konser için. Jungkook'la her sokağında, her köşe başında tonlarca anı biriktirdiğimiz şehirde bu sefer yüzbinlerin önünde sahne alacaktım. Kısa çaplı dünya turumuz bugün bitecekti.

Üzerimdeki kıyafeti düzelttim. Ve giyinme odasından çıktım. Kızların yanına geldim. Hamileliğim yüzünden dans figürlerinden birkaçını değiştirmeye çabalıyorlardı. Ve hiçbiri bu durumdan şikayetçi değildi. Bu çabalarını gördüğümde değerli hissettim. Aniden gözlerim doldu. Gebeliğin en önemli yan etkisi her şeye hüzünlenebilmek en ufak şeyde hüngür hüngür ağlayabilmekti. Beni gören Jisoo hemen ayağa kalktı ve sıkıca sarıldı. 

-Chae! Ne zaman ağlamaktan vaz geçeceksin?

Diğerleri de beni kucaklarken dışardan bir yumak görüntüsünü aldığımızda gülümsedim.

-İyiki varsınız..!

Sahneye çıkmadan önce son kez mikrofonlarımız kontrol edildi ve platform yükseldi. Karşımda milyonlarca pembe ışık ve adlarımızı haykıran hayranlarla dolu bir stadyum vardı. Stadyumları severdim. :)

İçim onların sevgisinin sıcaklığıyla dolup taştı. Yüzüme bir tebessüm demeti yayıldı ve müziğe ayak uydurmaya başladım. Ben sahne için yaratılmıştım.

.

Yorgunlukla sahneden indiğimizde "Kimbap istiyorum." diye bağırmaya başladım gerçekten çok acıkmıştım. Bu da hamileliğin başka bir kötü yanı sayılabilirdi. ÇOK YEMEK! Gerçi bu durumdan pek şikayetçi değildim. 

Eşyalarımızın olduğu odaya giderken menajerimden telefonumu istiyordum. 

-Tam 26 kez aradı Jungkook Bey, sürekli iyi olup olmadığınızı sorup durdu, dedi. Gülümsedim. Kafamı onaylar anlamda salladım ve telefonumu elime aldım. Jungkook'u ararken içimde gereksiz bir neşe vardı. 

-Rose sonunda, dedi canlı sesiyle daha telefonu açar açmaz. Ne uzun sürdü be konseriniz, beklemekten öldüm. İyi misin?

Kıkırdadım. 

-İyiyim, sen nasılsın? Geçtin mi otele?

 -Ne oteli ya? Sensiz hiçbir yatakta uyuyamam ben, dedi mızıkçı bir çocuk edasıyla. Havaalanına gidiyorum şimdi. Birkaç saate yanındayım. 

Çok şaşırmamıştım, Jungkook'tu bu. Şampiyonalar ligi için gittiği Türkiye'den geliyordu demek. Geleceğini biliyordum. Artık biz birbirini seven iki insandan çok birbirinde hayat bulan iki varlıktık. 

-Seni seviyorum, otelde görüşürüz, dedim huzurla.

-Ben de seni, dedi hoş sesiyle. 

Kızlarla hazırlanıp alandan ayrıldık ve otele gittik. Çok yorgundum ama onun gelmesini bekleyecektim. Yüzünü görmeden gözümü kapayamazdım. Aşağı yukarı iki saatin ardından odanın kapısı açıldı ve Jungkook küçük sırt çantasıyla odadan içeri girdi. Koşarak boynuna atladım ve kendine has kokusunun burnuma dolmasına izin verdim. 

-Çok özledim, dedi fısıldayarak. Kafamı boynundan kaldırıp yüz hizasına getirdim ve hasretle baktım. Bu büyülü an da onun yüzümdeki her boşluğa öpücükler kondurmasıyla tatlı bir final yaptı. 

O akşam da onun yanında diğerleri gibi huzurlu bir uyku çektim. Tek bir farkla, artık kimseden saklayacağım bir sırrın olmaması farklıyla. O yükü omuzlarımdan atabilmiş olmanın verdiği ekstra rahata ermişlikle. 

Roma konserinde, her şeyin başladığı o şehirde insanlar belkide en şaşıracakları haberlerden birini benim iki dudaklarımın arasından aldılar. 

Konser sonunda hayranlarla hamile olduğumu paylaşırken, onların hepsinin benden daha çok sevinmiş olmasına ve yüzlerinin şaşkınlıkla karışık tatlı bir neşeyle kaplanmasına şahit olmuştum. Kimse beni yadırgamamış, herkes tebrikler yağdırmıştı.

Karnım büyüyene kadar yeni bir comeback daha yapacak sonra grup faaliyetlerine ara verecektik. Doğumdan sonra da sahnelere geri dönecektim. Bu sırada kızlar solo çalışmalarına odaklanacaktı. Hiçbiri bu durumdan rahatsız olmamış aksine bana destek olabilmek için ellerinden geleni yapmışlardı. 

Hepsine her birine minnettardım. Ayrıca her bir fana da sonsuz teşekkürlerimi sunuyordum. 

Tüm bu verdikleri için Tanrıya şükrettim. 

Yanımdakinin kollarına iyice gömülürken birkaç hafta sonra olacak olan GERÇEK düğünümüzü düşledim. Bu kollardan bir daha asla ayrılmayacak olma düşüncesi içimi ferahlattı ve onun nefes seslerini dinlerken rüyalardan, hayallere, hayallerden yine o güçlü adamın baş ucuna seyahat edeceğim uykuya kendimi bıraktım...

LAST GOAL(Rosékook)Where stories live. Discover now