200K özel bölüm

20.8K 1.5K 545
                                    


arda

ilk karşılaşma


belki ölmeseydi
bende yaşardım
sonsuz acının içinde kaybolmaz
kendi kendime arınırdım

belki yetişseydim
ben ölür gider ama
benliğim kalırdı

Titrek parmaklarımda ki klavyeyi kapattım. Telefon ekranına dönüp, gözyaşlarımla bezenmiş ekranı elimle sildim.

Onu özlüyordum. Kocaman bir karanlığın ardında, nefes almaya çalışan küçük bir ışık hüznesi gibi hissediyordum. Yalnız ve silik.

Sanki o olmayınca, yoktum. Kendimi ne kadar arasam da bulamıyordum.

Boğuk bir hıçkırık döküldü dudaklarımdan. Kimsenin sesimi duymasını istemediğim için, yüzümü kollarımın arasına kapadım. Belki saatlerce, dakikalarca ağladım ama umurumda değildi. Onun için elimden gelen tek şey, aciz gözyaşlarımdı.

Ölmüştü.

Tekrar tekrar yetişemediğim aklıma geldi. Çığlıkları ardında yükselen acısını dindiremeyişim doldu aklıma. Tekrar hıçkırdım. Tekrar. Sonra başımı geriye atıp bağıra bağıra ağlamaya başladım.

"Ağlama artık."

Yanımdan gelen sesle yumduğum gözlerimi açtım. Uzun kirpikli, kahverengi iki göz. İlk gördüğüm şey bu oldu. Yutkunup, burnumu çektim.

Uzun siyah saçlı, çilli bir kız karşımda durmuş öylece bana bakıyordu. Gözlerinde ne bir şaşırma ne de bir üzüntü vardı. Bana acımıyordu. Bu fark edişle nefesimi tuttum ve bedenimi iyice oturduğum duvara doğru çektim. Ellerim ve ayaklarım birbirine dolanmış, boğazım kurumuştu.

"Ders zili çaldı." Sesi çok güzeldi.

Şaşkınlığım sanki mümkünmüş gibi daha çok artıyordu.

Üzerindeki siyah etek ve siyah uzun sweatshirtle uyumlu saçlarını yavaş hareketlerle arkaya attı. Boynu gün yüzünü çıktığında yutkundum.

Teni çok güzeldi.

Yasaklı ve hiç alakası olmayan kelimeler zihnimde belirdiğinde kızardım. Kulaklarım, boynum adeta alev almıştı. Telaşla ayağa kalkıp, yere attığım telefonumu aldım ve gitmek için yeltendim.

"Peçete ister -"

"Beni rahat bırak!" Dengesizlik benim ruhumda vardı sanırım. Sertçe söylediğim kelimeler anında kendini üzüntüye bıraktı. Yine yapıyordum. İnsanlara kötü davranıyor ve yalnız kalıyordum.

"Sen bilirsin. Sümüğün akmış." dediğinde ağzım bir karış açılmıştı. Nasıl bir kızdı bu böyle? Benimle sırf dış görünüşüm için konuşmaya çalışan kız çok görmüştüm ama bu öyle değildi.

Hiçbir şey demeden öylece elimi uzattım. O da anlayıp elime peçete verdi ve burnumu sildim. Cidden burnum akmış, beni o halde görmüştü. Kızarma Arda!

Kalbim utancın ve gereksiz kapıldığım heyecanın etkisiyle deli gibi çarpıyordu. Titrek bir nefes aldım.

"Teşekkür ederim."

Cebinden bir peçete daha çıkardı. Ne yapacağını anlamak için hareketlerini inceleyeceğim sırada peçeteyle göz altımı ve çenemi sildi.

Niye bu kadar şefkatlisin? demek geçti içimden ama ağzım öylece kapalı kalmıştı. Yüzünü iyice indeledim. Burnunun ve yanaklarının üstünde çiller vardı. Koyu kahve göz rengi ve kansızlığı belli edercesine silik pembe renkli dudakları vardı.

Göz altları şişmiş ve morarmıştı. "Ağladın mı?" diye sordum birden.

"Evet" dedi kısaca.

"Neden?" Neden her şeyini öğrenmek istiyordum ki? Kısa bir süre durdu ve gözlerimin içine bakıp derin bir nefes alıp verdi. "Seninle aynı sebepten." diye mırıldandı.

Nedeni dediğinde bile gözlerim dolmuştu. Dolan gözlerime bakıp tebessüm etti sadece. Ne kadar da kırgındı. Ne kadar da üzülmüştü. Bir anlığına tüm kurduğu duvarları sadece benim için kırdığını hissettim.

Annemin ölümü için değilde, onu bu kadar üzdüleri için ağladım bu sefer.

"Ben-ben üzüldüm." diye kekeledim, gözyaşlarımla ıslanmış olan dudaklarımın arasından. "Üzülme." dedi. Ve sonra devam etti. "Elini yumruk yap." dedi ve aniden istediğini yapıp elimi yumruk yaptım. O da ince parmaklarını kırıp elini yumruk yaptı ve yumruklarımızı tokuşturdu.

Tenime değen teniyle titredim.

"Bak..." dedi bana yaklaştı. "Şimdi sana güç verdim. Bundan sonra benim gibi güçlü olabilmen için." diye fısıldadı. Gözlerimi kırpıştırıp öylece yüzüne baktım.

Yavaşça bedenini benden ayırdı ve bana el sallayıp arkasını döndü. Son kalan gücümle seslendim.

" İsmin ne?"

"Ayşe, senin?"

Annem'in de adı Ayşeydi.

"Arda." diye mırıldandım.

Daha lisenin ilk döneminde kısa boylu, siyah saçlı çilli ve bu kadar güzel bir kıza aşık olacağımı da bilemezdim.

Son kez sınıfına giden tarafa dönüp bana döndü ve gülümsedi. Kalbim mümkünmüş gibi daha da hızlandı ve midem kasılmaya başladı. Sanırım gerçekten aşık olmuştu. Hem de deli gibi.

Ama nereden bilebilirdim ki, bu kadar kusursuz olacağını..

-

Bölüm nasıldı? ;)

kısa bir bölüm ama aklımdaydı bu kısmı netleştirmek. Bence güzel oldu. Tekrar özel bölüm gelecek.

Ve taslakta yeni bir hikaye var. Yeterli sayıda, finaline yaklaştığımda yayımlayayıp, sizlere tekrar kavuşacağım. Sizi özledim.

Biraz yavaşım. Ah yks ah...

neyse, sizi seviyorum. gerçekten. valla.

görüşmek dileğiyle...

kusursuz | textingWhere stories live. Discover now