27.BÖLÜM

164 42 224
                                    

       Günaydııın! Öğlen okuyanlara tünaydın, akşam okuyanlara iyi akşamlar, gece gözleri kapanacak raddede olanlara iyi geceler diliyorum. 😅 Yine mükemmel bir girişle geldim. Size mis gibi bir bölüm getirdim. Umuyorum ki beğeneceksiniz.

      Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin emi güzel kuzularım. Slxşdşfşg. O zaman sizi tutmuyorum. Keyifli okumalar! ❤💙

~~~

      Endişeyle Görkem’e döndüm.

       “Ömer amca az önce oradan geçti!” dedim ve koridorun sonunu işaret ettim. Onun da yüzü eski neşesini kaybederken endişeyle tekrar konuştum.

       “Ya her şeyi gördüyse ve anladıysa?”

      Görkem eliyle omzumu sıvazladı.

       “Hemen endişelenme. Görseydi illaki yanımıza gelirdi. Ne bileyim işte, olay falan çıkarırdı.”

       “Belki de ispiyonlamaya gitti!” dediğimde Görkem derin bir nefes aldı.

       “Şu an kaçıp dikkat çekemeyiz. Korkunu yok et ve emin adımlarla salona ilerle. Belki de bizi görmeden geçip gitti.”

       “Umarım...” diye mırıldandığımda Görkem ile ayrıldık. Salona ilerlediğimde korkumu saklamak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Ömer amcanın da oturduğu masaya yavaşça ilerledim ve çekingenlikle oturdum. Herkes normal sohbetlerine devam ederken Cüneyt sinirlice oturuyordu. Ömer amcaya göz ucuyla baktığımda bana bakıyordu. Göz göze geldiğimizde bana gülümsedi. Ben de tedirginlikle gülümsedim.

       “Ayla, kızım iyi misin?”

      Gözlerinden bir anlam çıkarmaya çalışsam da her şey normal gözüküyordu. Yani oyunumuz hala ortaya çıkmamıştı! Ufak bir rahatlama içime doluştuğunda onu yanıtladım.

       “İyiyim Ömer amca. Sen?”

      Güldü. “Ben de iyiyim.”

       “Hep iyi ol.” dediğimde şefkatli bakışları tıpkı abimmiş gibi hissettirmişti.

       “Sen de hep iyi ol kızım. Mutluluğu hak eden nadir insanlardansın.”

      Dediği cümle gülüşümü büyüttüğünde bu akşamki planımızın aksilik olmadan tamamlamasının sevinci de içimdeydi. Haddinden fazla süslü salona baktığımda insanlar kendi hallerinde eğleniyordu. Ben de gecenin hızlı geçmesi için içimden türlü dualar etmeye başlamıştım.

▪︎▪︎▪︎

      Davetin üzerinden iki gün geçmesine rağmen hala yorgundum. Galiba ruhsal olarak çok yorulmuştum. Zihnimde aralıksız dolaşan ve her geçen saniye artış gösteren düşüncelere dur diyemiyordum. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli unsur düşünebilmesiydi. Ve bunun en bunaltıcı kısmı bir saniye dahi bu düşüncelerin durmamasıydı. Telefonumun çaldığını duyarken üzerinde yattığım yataktan yavaşça kalktım. Telefonla birlikte kendimi banyoya kilitlerken ayılmaya çalıştım. Çağrıyı yanıtladığımda Görkem’in enerjik sesini duydum.

Venüs'ün Afrazesi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin