9.BÖLÜM

341 80 606
                                    

      Ses deneme 1, 2! Duyuyorsunuz beni değil mi?😂 Tamam , sakin olun! Sadece farklı bir giriş olsun istedim. Tekrardan hoş geldiniz, sefalar getirdiniz!

      Ayıptır söylemesi bu kitapta şu ana kadar görüp görebileceğiniz en uzun, en komik, en dram dolu, en neşeli bölüm bu. Hem neşeli hem dram dolu nasıl olur diyebilirsiniz. Ben de anlamadım ama oldu işte. 😂

      Bölüm içerisine iki tane medya koydum. Bölüm içinde zaten göreceksiniz. Dinleyin olur mu?🤣

      Başlamadan oy verirseniz iyi olur çünkü bölüme kendinizi kaptıracaksınız. Satır arasına da verdiğiniz tepkileri bekliyor olacağım. Hazır mısınız? Hazırsanız haydi başlayalım! Keyifli okumalar aslanlarım. 😅

~~~

      Günümüz

      Güneş'le uyanmış kahvaltımızı yapmıştık. Hafta sonuydu ve nöbetim de yoktu. Ben şu an mutfağı toparlıyordum. Küçük kızım ise içeride çizgi film izliyordu. Bulaşıkları makineye dizerken telefonumun çaldığını işittim. Masanın üstündeki telefonuma ilerlediğimde ekrandaki isme bakıp yüzümü buruşturdum. Cüneyt BARBAROS...

      Küçüklüğümden beri tanıyordum onu. Annemle babamın arkadaşlarının oğluydu. Aramızda yaklaşık 3 yaş vardı. Küçükken onunla iyi anlaşırdım. Ama nedenini bilmemekle birlikte liseyi bitirdiğim yazdan beri ona karşı içimde bir soğukluk vardı. Kalbimdeki ses onu görünce "Uzak dur!" diyerek bağırıyordu. Sonuçta kendisini hiç sevmiyordum. Ailem ise onu sürekli çevremde tutmaya çalışıyordu. Telefona uzanıp açtığımda sabit tutmaya çalıştığım sesimle konuştum.

      "Alo?"

      "Alo. Ayla, canım nasılsın?"

      "İyiyim. Sen?"

      Hiç de merak etmiyordum, sadece kibarlık olsun diye sormuştum.

      "Ben de iyiyim. Tarık'la ilgili aramıştım. Biliyorsun hala araştırıyorum ekibimle. Ama ne yazık ki bir ize rastlayamadık. En son sana ilişkili bir adres bulduğumu söylemiştim. Oraya baktırdım. Anladığın gibi yine bir şey bulamadım."

      "Önemli değil, çabalaman yeter."

      Pislik! Oturduğu yerden bana bir şeyler yaptığını anlatıyordu. Elbette hiçbir şey yapmadığını biliyordum.

      "Keşke onu bulabilsem. Ama sence de beş sene çok fazla değil mi? Bu saatten sonra ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Hem kızın da babasız büyüyor. Bence hayatına birini alma vaktin geldi."

      Çevremin sürekli söylediğini bana papağan gibi tekrarlıyordu. Değil beş sene, ölene kadar beklerdim ben sevdiğim adamı. Sinirle ağzımı açtım.

      "Bence sen haddini aşıyorsun. Beş sene hiç de gözünüzde büyüttüğünüz gibi değil. Gerekirse onu beklerken ölürüm. Ayrıca kızımın yanında dağ gibi annesi var. Babası gelene kadar ona baba da olurum, anne de. Kızımı düşünmek size kalmadı. Annesi olarak zaten ben düşünüyorum bunları. Ben ona yeterim. Başka birinin ilgisine muhtaç değiliz. Bize bakıcılık edecek birine de ihtiyacımız yok. Çok merak ediyorsan hayatıma kimseyi almayı düşünmüyorum."

Venüs'ün Afrazesi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin