15.bölüm

121 12 1
                                    

Ceylan'ın ağzından

Hayat ne garipti. Ruh halim de öyle. Bazen kendimden şüphe ediyordum. Acaba ben insan mıyım?? O kadar mutlu ve huzurluyken nasıl herşey iki saniyede biter ki. Ben mutluluğu haketmiyor muyum ? Belkide haketmiyorum. Ben mutlu olabileceğime Selim sayesinde inandım ama şimdi noldu? Ben mutlu muyum tabikide hayır. Şuan bana yalan söyleyen adam bana sarılıyor ama sesimi bile çıkaramıyorum. Ona o kadar alıştım ki ona sarılmaya, onunla didişmeye,  onun o yeşil gözlerine bakmaya veya onunla beraber kahkaha atmaya ve tabiki kafasına birşeyler fırlatmaya. Ona çok alıştım. 15 senedir annem ve babamla geçirmediğim kadar zamanı onunla geçirdim. Onsuz geçen her saat, dakika ,saniye onu düşündüm ama bu çok ağırdı. Hani bademciklerin şişer boğazın çok ağrır. Pastil alman gerekir boğazını geçici de olsa yumuşatır ya. İşte ağrıyan boğaz kalbim,  pastil de Selim. O pastil bitti artık. Eczanelerde pastil yok evde de boğazımın ağrısına katlanıcam. Hiçbirimiz bilemeyiz o pastil iyi mi kötü mü belki de boğazın iyleşmeyecek kalacak öyle. Hadi bunu geçtim saçma bir örnek ama gayet de durumun ta kendisi. Sanki Selim beni bıçakladı ama o bıçağın izi birdaha geçmeyecek. Affetmek güçsüzlük değildir. Affetmek kötü de değildir.  Aksine iyidir ama aslında senin neyi affetiğine bağlıdır. Belki Selim'i affetsem aynı şeyi tekrar yapacak bana. Bunu bilemem ama benim sorunum bir insana hemen güvenmem. Bu hayata kimseye güvenmeyeceksin kimin napacağı belli olmaz. Ağlamaya devam ediyordum o ise birşey demiyordu. Oysaki şuan bana herşeyi açıklayabilirdi. Ama yapmıyordu. Sadece bana sarılıyordu. Yüzünü göremiyordum ama daha fazla katlanamıyordum. Onu itmeye çalıştım daha sıkı sarıldı bana. Derin bir nefes aldım ve "Selim sana ne dediğimi duydun. Çıkma karşıma birdaha dedim sana değil mi bunu anlayacak bir beynin var herhalde şimdi git Selim bırak beni ve git!" diye bağırıp hızla kendimi geri çektim. Hemen ayağa kalktı inanamıyorum Selim ağlıyordu. Hayatımda en dayanamayacağım şeylerden biriydi. Bir insanın ağlamasına dayanamazdım hemen sarılırdım. Hele bu ağlayan kişi sevdiğim kişiyse hiç dayanamazdım. Ona sarılmamak göz yaşlarını silmemek için kendimi çok zor tuttum. Onu düşünmem bile hataydı. Bana yalan söylemişti. "Ceylan nolur dinle beni lütfen dinle beni. Gerçekten bir suçum yok benim lütfen izin ver anlatayım." dedi ağlayarak ben zaten ağlıyordum. Dinlemek istemiyordum yanlız kalmak istiyordum. Güvenim kırılmıştı bir kere. "Deminden beri bana sarılacağın yerde anlatabilirdin. Dediğim gibi dinlemek istemiyorum seni ve madem beni rahat bırakmayacaksın ve hayatımdan çıkmayacaksın ben gidiyorum Selim. Sakın gelme!" diye bağırıp yürümeye başladım. Göz yaşlarım durmaksızın akıyorlardı. Arkamdan gelmedi ama bağırdı "Ceylan yapamam ben sensiz. Sensiz bir gün bile dayanamam ben yapma bunu bana yapma bunu bize. Beni sensiz bırakma. Ceylosuz bırakma beni!" diye bağırdı ağlamam şiddetlenmişti. "Bari nereye gittiğini söyle Ceylan!" diye bağırdı. Arkama son bir kez baktım. Onu özleyecektim. Yere çökmüş ağlıyordu. "Bulucam seni! Şimdi gideceksin belki ama beni sonra dinleyeceksin! Senden asla vazgeçmem Ceylan!" diye bağırdı. Hemen bir taksiye atladım ve zeynonun evine gittim. Kapıyı neşeyle açtı ve beni görünce şok oldu. "Ceylan?" dedi ve hemen beni içeri soktu. Hemen bana sarıldı. Hıçkırarak ağlamaya başladım. "Noldu bitanem Ceylan tamam bebeğim sakin ol." dedi ve bana daha sıkı sarıldı. Titreyerek "Zeynep gidelim buralardan." dedim o da "Neden?" dedi resmen deli gibi sayıklıyordum. "Gitmek istiyorum ben buarada kalamam artık.  Uzaklara gitmek istiyorum ben Zeynep."  dedim o da "Tamam anladım bitanem ama neden?" dedi endişelenmeye başladığı belliydi. "Gidelim Zeynep gitmek istiyorum hadi gidelim. Uzaklara gidelim bulamasınlar bizi. Kimseye söylemeyelim yerimizi. Sonsuza dek gidelim." dedim onun da gözünden bir yaş aktı.  "Tamam bitanem yarın ilk iş gidiyoruz buradan." dedi. Böyle bir arkadaş zor bulunurdu. Kardeş,abla, anne benim herşeyim. Orada uyuya kaldım. Sabah Zeyno valizleri kapının önüne koymuştu. Ölü gibi kalktım ve "Nereye gidiyoruz?" dedim o da bana gülümsedi ve "Burakların Antalya'da bir yazlıkları var. Hiç gitmiyorlarmış. Bende dün durumu anlattım o da hemen yazlıkta kalmamızı söyledi. Küçük müstakil güzel bir evmiş. Kafa dinleriz hem ne güzel olur. Şimdi kendini üzme geçecek herşey haydi gel." dedi. Vay be bukadarmış. 15 yıldır doğup büyüdüğüm mahalle hepsi bukadarmış. Annem ve babama haber vermedim. Ama umrumda değil. Selim'in haberi yok o da umrumda değil. Artık herşey bitti. Gözyaşlarımla beraber son bir kez arkama baktım. Selim'in evine bizim eve de kısa bir süre baktım ki korna çaldı. Burak çoktan gelmişti zeynoda arabaya binmişti. Ağlayarak arabaya bindim en doğrusu buydu. Onu sevmem bizim sevgili olmamız bunlar hataydı. Derin bir nefes aldım ve Burak arabayı çalıştırdı. Hoşçakal Selim...
Selim'in ağzından

Alev nasıl deli hastanesinden kaçtı bilmiyordum. Alev benim eski kız arkadaşımdı. Bir hafta çıktık. Kıskançtı. Her dakika naptığımı sorguluyordu. Hatta birkeresinde okulda bir kıza ödev sordum diye kızı dövmüştü ve kız hastanelik olmuştu. Sonra Alev deli hastanesine yatırıldı ve kaçmış. Onun yüzünden ceylomla aram bozuldu. Onun gönlünü almak için hemen bir çiçekçiye gittim ve ona kırmızı bir gül aldım. Onunla herşeyi konuşacaktım. Ne o bensiz yapabilirdi ne de ben onsuz. Gülümseyerek  zeynonun evine yürümeye başladım. Burağın arabasını gördüm. Zeynonun evinin önünden geçti ve gitti. Vayy Burak efendi ve zeyno hanım da pek bi r yakın ama neyseee şuan ilgilenmem gereken bir ceylo vakası var. Burak geçtiğine göre evin önünden kesin zeynoyu almıştı buda benim ceylomla yalnız kalmam demekti. Gülümsemem iyice genişledi ve kapıyı çaldım. Kapı açılmamıştı. Aaahh uykucu ceylo işte bir kerede uyumasan be prenses! Kapıyı tekrar çaldım. Açmıyordu. İşte inatçı sevgili olunca böyle oluyor. Kendi kendime bir kahkaha attım ve zeynonun evinin yedek anahtarını çıkardım montumun cebinden. Hazırlıklı gelmiştim. Kapıyı açtım ve "Ceylooomm!" diye bağırdım ses yoktu. Off ne inat etti bee yanlız ev de ne toparlı. Etrafta terlik merlik yok. Acaba zeyno Burak'ın evine mi taşındı ne?? Düşündüğüme güldüm ve hemen ceylomun odasına gittim. Yatağında değildi. Dolabı açtım içinde yoktu banyoya gittim yine yoktu. Hayır hayır düşündüğüm şey olamaz. Muhakak markete falan gitmiştir ee bende onu beklerim. Mutfağa girdim ve masanın üzerinde not vardı. Hemen elime aldım ve okumaya başladım "Merhaba Selim ben zeyno. Bu notu sana yazma ihtiyacı duydum. Ceylan dün çok kötüydü gidelim diye tutturdu. Resmen delirdi zor sakinleştirdim ve başka çarem yoktu. Bir yer buldum valizleri toparladım ve biz Ceylan'la şehir dışına çıkıyoruz. Nereye gittiğimizi sana söylemek isterdim ama Ceylan bana çok kızar.  Ceylan'a kalsa sonsuza dek gelmek istemiyor ama merak etme bu geçici bir ayrılık. Merak etme Ceylan yanımda güvende.  Özür dilerim kuzen ama başka çarem yoktu kendine iyi bak ..." gelmeyecekti Ceylan gelmeyecekti. Beni bırakmıştı ağlamaya başladım ve koşmaya başladım o kadar hızlı koyuyordum ki. Biliyordum o arabanın içinde benim ceylom vardı aşkım vardı. Deli gibi koşuyordum ama artık çok geçti. Araba yoktu. Geç kalmıştım belki 10 dakika daha erken gelsem bitanem hiç gitmeyecekti. Belki de şuan onunla sıkı sıkı sarılıyor olurduk ama işte çok geçti herşey için.  10 dakikada hayatımın anlamını kaybetmiştim. Yere çöktüm. Telefonumu çıkardım ve onu aradım meşgule atıyordu. "Bence o seni haketmedi Selim onun gibi bir salak senin gibi birini haketmedi." dedi arkamdan o gıcık sesiyle herşeyin sorumlusu olan o şeytan Alev. Gittim ve yüzüne bir tokat attım. Sonra ağladı ve hemen uzaklaştı. Ölü gibi yürüyordum demek herşey bukadardı. Bizim sonumuzda da bu vardı...
Evett bölüm sonu umarım bölümü beğenmişsinizdir. Tamam kabul beğenmenizi beklemiyorum. Gerçekten kötü bir bölümdü. Ama işte umarım beğenirsiniz. Okuyucu sayısı artmış vallaha havalara uçuyorum iyi ki varsınız benim için çok değerlisiniz. Ve vkte ve okuyucu sayısı veya yorumlar arttıkça motivasyon da artıyor.  Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ve hepinizi çok seviyorum sefgilerr...

İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin