8.bölüm

160 12 6
                                    

Evet biliyorum hiçbir şey anlamadınız kim çıktı karşılarına biri vuruldu mu vurulmadı mı? Valla bende bilmiyorum. Dermişim şimdi aslında yaklaşık bir saat önce farklı düşünüyordum aklımdaki fikir apayrıydı ama sonradan iyice düşündüm ve daha mantıklı birşey buldum umarım beğenirsiniz...
Zeynep'in ağzından

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Yanımda Burak duruyordu.Neden burada olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama hiç onunla uğraşamayacaktım. İçeri hemşire girdi. Burak konuşuyordu uyandığımı görmüştü ama konuşmuyordu. Korkmaya başlamıştım hemşire yanıma geldi ve bana buruk bir şekilde gülümsedi. "Zeynep hanım tansiyonunuz çok düşmüş o yüzden bayılmışsınız ama şimdi gayet iyisiniz bir yarım saat sonra hastaneden çıkarsınız." dedi ve odadan çıktı."Burak noldu ben neden buradayım ve neden böylesin bir problem mi var ?" dedim cevap vermedi ve sonra kapı açıldı içeri polis memuru girdi elinde defteri ile ve bana "Zeynep hanım bana ne hatırlıyorsanız anlatır mısınız? " dedi bende başımı salladım ve anlatmaya başladım. "Ceylanla bizim eve gidiyorduk yavaş yavaş yürüyorduk ve sonra karşımıza Ceylan'ın babası çıktı. Ağlamıştı saçları dağınıktı onu hiç öyle görmemiştim Ceylan da çok şaşırdı ve resmen olduğumuz yerde kalakaldık ve sonra bir silah sesi duyuldu çok korktuğum için Ceylan diye bağırdım onu da merak etmiştim ve gerisi karanlık. " dedim polis memuru başını yere eğdi. İyice merak ediyordum ne olduğunu "Memur bey birşey sorabilir miyim? " dedim o da hafif gülümsedi ve "Tabi buyrun." dedi bende ona "Bana olayı anlatır mısınız? " dedim o da başını salladı ve anlatmaya başladı. "Geçmişte arkadaşınız Ceylan'ın babası Tarık bey bir mafya çetesine borcu varmış kendisi paranın çoğunu ödemiş ama hepsini tamamlayamamış bu adamların amacı Tarık beyi öldürmekti." dedi gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ahh Ceylanım kim bilir ne kadar üzgündü. "Ve sonra bu amacı gerçekleştirmek için mahalleye geldiler ve silahı onlardan biri patlattı ama malesef ." dedi ve başını eğdi malesef ne olabilirdi ki ooo yo yo Tarık amca ölmüş olamaz değil mi?? Merakla "Malesef ne ?" dedim adamın gözleri doldu ve "Kurşun Ceylan'a geldi." dedi gözlerim dolmaya başladı hayır bu belkide en son ihtimaldi. Bunların hepsi kabustu. Gerçek değildi kimse Ceylanımı vuramazdı. Kimse benim canımı kardeşimi vuramazdı kendimi tokatlamaya başladım. Burak beni durdurmaya çalışıyordu. "Bırakkk bırak benii bu bir kabus gerçek değil olamaz!! " diye bağırarak ağlıyordum. Hayatımda ilk kez böyle ağlıyordum ya ona birşey olsaydı nasıl yaşardım ben.Burağa bağırdım "Beni hemen Ceylanımın yanına götür!" diye bağırdım. Başını salladı ve elimi tuttu hastane koridorunda öylece yürüyorduk. İlk defa elimden birşey gelmiyordu çaresizdim. Ceylomu güldüremiyordum onu öldürene kadar sıkamıyordum. Onun tipi ile dalga geçemiyordum.Onu öpemiyordum. Ameliyathanenin önüne geldik. Selim'in benden farkı yoktu o bile ağlamıştı. Bu kadar ciddi olamazdı değil mi durumu.Burak kulağıma "Bir saattir ameliyatta ne zaman çıkacağını bilmiyoruz." dedi. Etrafa boş boş bakıyordum.Ve onları gördüm ne yüzle gelmişlerdi yıllarca umursamadıkları kızlarının şuan içeride ölüm kalım savaşı vermesini mi izleyeceklerdi gerçekten üstelik bunun sorumlusu onlarken. Annesi çok kötü durumdaydı babası da öyle ama umrumda mı tabiki de HAYIR! Gittim ve babasının göğsüne yumruk atmaya başladım "Sen nasıl vicdansız bir adamsın. Hayatımda tanıdığım en kötü insansın. Yetmedi mi be kızınıza yaptıklarınız. O hepimizden daha çok mutlu olmayı haketti. Hiçbirzaman değer vermediniz ona ama o herzaman ona değer verdiğinizi sandı ve noldu o da anladı sonunda ne kadar değer verdiğinizi. Düşüncelerini yıllar sonra size söyledi ve bunun karşılığı bir tokat oldu. Hiç acımadın mı yaa o güçsüz kalbi kırık kızına tokat atmaya. Siz ikiniz yüzünden böyle o tamam mı ve şuan senin yüzünden içeride can çekişiyor. Ve eğer ona birşey olursa onun katili sensin! Ona birşey olursa seni yaşatmam senin gibi bir insanın onun hayatında yeri yok zaten senden baba da insan da olmaz!" diye bağırdım deli gibi ağlıyordum bana hiçbir şey demedi çünkü haklıydım. Burak beni sakinleştirmeye çalışıyordu Selim ise ölü gibiydi sanki tüm dünyadan soyutlanmıştı burak beni Selim'in yanına oturttu ve su almaya gitti. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve ellerimi yumruk yaptım ona birşey olmayacaktı. Olamazdı benim ceylom güçlüydü...
Selim'in ağzından

Ceylan'ın vurulduğunu öğrendiğimde resmen yıkılmıştım o benim bu hayatta tanıdığım en asi en komik en sert en güçlü ve en duygusal kızdı belki onu üç gündür tanıyordum ama sanki onu bu dünyaya geldiğim ilk günden beri tanıyordum. Ama küçüklüğümden beri zeynep bana Ceylan'ı anlatırdı zaten. Ben hayatımda ilk defa bir kızla zaman geçirmekten ve uğraşmaktan bukadar keyif alırken o kız avucumun arasından kayıp gitmişti eğer onu vuran kişi yakalanmasaydı ellerimle gebertecektim onu. Ben Ceylan'a onun canını yakanları döveceğimi söylemiştim. Onun herzaman yanında olacağımı söylemiştim daha dört saat önce yanımdaydı onu sallamıştım sonra tahterevalliye binmiştik dondurma yemiştik bana bağırdı kızdı öküz dedi igrençsin dedi daha üç saat once onu sulu sulu yanağından öpmüştüm belki de yanından hiç ayrılmasaydım o kurşun Ceylan'ın babasına gelecekti.Daha dün onunla sımsıkı sarılmıştık. O çirkin prensesti o benim yengemdi ve aynı zamanda cadıydı vee tabiki de sakar. Defalarca kez onu kovalamıştım.Yağmurun altında dans ettiğimiz gün geldi aklıma onu zorla pijamalarıyla dışarı çıkarmıştım sonra montumu vermiştim ona. Çok güzel bir sesi vardı bağıra bağıra şarkı söylemişti ve o akşam yanağımdan öpmüştü beni. İlk tanıştığımız gün geliyordu aklıma "ııı selam " dedi ve bende sırıtarak "Selam canım ben amcanım." diyip gitmiştim. Onun gülümsemesi ağlaması her yaptığı şey gözümün önünden geçiyordu. Üç günde hayatım anlamlanmıştı. Ben şuan eksiktim boştum ona birşey olursa napacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu biranda ameliyathanenin kapısı açıldı aah Ceylan herkes senin için burada nasıl kendini değersiz sanarsın. Bir hemşire dışarı çıktı ve koşmaya başladı içerden doktorun "Çabuk olun!" diye bağırma sesi duyuldu hayır ters birşeyler olamazdı Ceylan'ın dayanması gerekti sırtına gelen bir kurşun bir genç kızın hayatına son vermemeliydi. Bu kadar kolay olmamalıydı ölüm. Bu kadar kısa bitmemeliydi.Zeynep çığlık çığlığa ağlıyordu ama onu teselli edemiyordum çünkü ondan farkım yoktu hayatımda ilk defa ağlıyordum ben. Ceylan bak inatçı keçi Selim'i bile ağlattın hadi uyan artık lütfen uyan duy sesimi Ceylan uyan artık içimden sayıklıyordum ama rahat edemiyordum içeride neler oluyor öğrenmem gerekti o hemşireyi bulmam gerekti hemde hemen. Kadını gördüm ve koşmaya başladım "Ceylan'a noldu söyleyin hemen !" diye bağırdım kadın çok hızlı hareket ediyordu kolundan tuttum ve "Söyleyin! " diye bağırdım o da sinirle "Beni tutmaya devam edersen içeride son nefesini vericek şimdi bırak kolumu!" diye bağırarak poşeti alıp ameliyathaneye koştu bana verdiği cevap herşeyi açıklıyordu. "Ceylann yapma bunu yapmaa bana yapma bunu zeynona yapmaa bu haksızlık herşeyin en iyisini hak ederken nasıl içeride sen can çekişiyorsun!" diye bağırdım göz yaşlarım istemsiz olarak gözlerimden süzülüyordu. Yavaş yavaş yine ameliyathanenin önüne geldim herkes bana bakmaya başladı ben ise yere bakiyordum." Amcam sensin."  " Ozaman yengen ." "Yengen benim." Ve kahkahası kulağımı dolduruyordu. Ceylan izin vermiycem gitmene izin vermiycem istemiyorum beni bırakmanı istemiyorum daha bana kahvaltı borcun vardı hem daha gidemezsin ki . Daha çok erken Zeynep koluma dokundu "Yoksa ..." dedi hiçbir şey söyleyemiyordum. Beni sarsmaya başladı "Cevap ver Selim içeride noluyor!" diye bağırdı sanki hiçbir şey hissetmiyordum biranda içeriden bir çığlık duyuldu ne olduğunu anlamamıştım ama nedense hiç hoş bir çığlık değildi ...
Evett bölüm sonu yorum yapın lütfen ve vote verin okuyanlara tekrar tekrar tesekkürler iyiki varsınız...

İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin