22.bölüm

107 13 4
                                    

Selim sinirden kıpkırmızıydı. O böyle oldukça bende sinirleniyordum. Mert ise Selim'e boş boş bakıyordu. "Ben sana ne demiştim lan bir daha bu kızla konuşmayı geçtim yanına dahi yaklaşmayacaksın demedim mi!" diye kükredi. Mert de "Beni öldürecek olsan bile Ceylan'ın peşini bırakmıyıcam Selim. Bir gün gelecek seni sevdiği gibi beni de sevecek hatta senden daha fazla sevecek beni. Çünkü ben onun kalbini kırmayacağım." dedi sakince. Selim iyice sinirlendi ve Mert'e yumruk atacaktı ki benim bağırmam onu durdu."Yeter be! Sen nasıl bir insansın hatta hayvansın! Sen şiddetten başka bir şey bilmez misin? Aaa dur ama tabi sen anca bundan anladığın için!" diye bağırdım. O da Mert'e öldürücü bakışlar attı ve Mert yanımızdan uzaklaşmaya başladı. "Anlamıyorum nasıl onu koruyabiliyorsun!" diye bağırdı. Ona boş boş baktım. Benden cevap bekliyordu. "Sevmek suç değil." dedim o da daha da sinirlendi. "Benim sevdiğimi sevmek suç ama!" dedi. Bende ona "Sen sevdiğin kişileri paramparça etmeyi çok seviyorsun galiba! Gerizekalı senin yüzünden her şeyi bırakıp kendimi denize atıyordum ben be!" diye bağırdım. Gözleri fal taşı gibi açıldı. "Neyse konumuz bu değil..." dedim ve konuşmaya devam edecektim ki hemen sözümü kesti. "Bir dakika bir dakika nasıl yani sen kendini denize mi atıcaktın yani "diyordu ki ona sinirle bakıp "Sakın konuşma!" diye bağırdım. Gözlerinde korku gördüm. "Ceylan senin gibi biri böyle saçma bir şey yapacak olamaz. Yani böyle bir şey düşünmez bile!" diye bağırdı. Kahkaha attım. "Eğer babam durdurmasaydı yapacaktım." dedim ve gözleri doldu."Mert'e gelirsek. Ona hiçbir şey yapmayacaksın!" dedim o da hemen sinirle "Ne zamandan beri Mert'i korumaya başladın! Onun bu yaptığı sapıklık resmen seni takip ediyor Ceylan! Salak salak mektuplar yolluyor! Onu sakın koruma!" dedi bende hemen "En azından senin gibi kırmıyor beni!" dedim. "Ceylan ne demek oluyor bu çocukla oturmuş gülüyorsunuz. Bana bir açıklama borçlusun!" dedi bende ona "Tamam madem çok merak ediyorsun senin ne kadar hayvan olduğunu konuştuk ona güldük." dedim. O da bana öfkeyle bakmaya devam ediyordu. Sinirle banka oturdu. Bir süre sessizlik oldu. "Hayır etmiyorsun." dedi. Yanına oturdum ve ona "Ne ?" dedim o da "Benden nefret etmiyorsun." dedi. Ona cevap vermedim. "Anlamıyorsun değil mi? Seni ne kadar çok sevdiğimin farkında değilsin. Ben seni üzmek ister miyim? Ceylan gözünden düşen tek bir gözyaşı canımı yakıyor." dedi. Canım yanıyordu. Ama konuşamıyordum. "Sinirlendiğimde kendimi kaybediyorum. Kabul ediyorum o gün söylediğim hoş değildi. Beni merak ettiğin için geldiğini biliyordum. Ama sinirden kudurmuştum. O it yüzünden kalbini kırdım sinirimi senden çıkardım. Ama seni kıskanıyorum. Gelsin sana akşam yemeğe gel desin, seni sevdiğini söylesin hemde benim sevgilime. Doğal olarak sinirlendim. O gün sinirden bence biz olmamalıyız dedim. Ceylan seni üzmek istemedim ben. Özür dilerim. Ben dayanamam senin zarar görmene. Kendine kıymana hiç dayanamam."dedi ve gözünden bir yaş süzüldü. Dayanamadım ve ona sıkı sıkı sarıldım. O da derin bir nefes verdi ve beni öldürecek kadar sıktı. "Seni özledim." dedim neşeyle. O da "Tahmin ettim." dedi hemen kafasına vurdum. Kahkaha attı ve "Ben seni daha çok özledim." dedi bende sırıttım ve onun lafını çaldım. "Tabikide sen daha çok özledin." dedim o da ar yu siriyıs bakışları attı. Alnımı öptü. "Senin o kırılgan kalbini Japon yapıştırıcısı ile yapıştırıcam." dedi bende "Merak etme yapıştırdın bile." dedi o da "Ee kalbin çekik gözlü oldu mu bari ?" dedi ooo vallahi bu çocuk adamım yaa tam da benim tarzımda bir espri. "Ov may goşş !" dedim "Tam benim tarzımda bir espri!"dedim o da "Çak ozaman." dedi bende "Kaç ozaman." dedim ve esprime kahkahalarda gülmeye başladım. Selim yavaşça yanımdan uzaklaşmaya başladı. Kafasına ayakkabımı fırlattım ve ayakkabımı yerden alıp kuzu kuzu yanıma oturdu. Birbirimize sarılıyorduk ve denize bakıyorduk. "Sence bundan bir 10 yıl sonra nerede oluruz?" dedim o da "Evlenmişiz ve Paris'e gidiyoruz. Ben ünlü bir müzisyenim ve doğal olarak tüm kızlar peşimde pervane." dedi ve ona öyle bir bakış attım ki şirin olmaya çalışarak gülümsedi ve "Şeyy bukadar sence nerede oluruz?" dedi bende " 10 seneyi boşver 20 sene sonra biz evleneli 10 yıl olmuş ve bizim üçüz kızlarımız olmuşş. Ayy Selim üçü de bana benziyor. Hiç sana çekmemişler. Ve benim gibi sana sürekli bir şeyler fırlatıyorlar. Böyle 7 yaşındalar falan biz ikimiz onların şaçlarını örüyoruz seninle. Sen dördümüzü lunaparka götürüyorsun onlar da benim gibi işsizlikler yapıyorlar. Sonra bizi her sabah kahvaltıya götürüyorsun." dedim o da sözümü kesti "Hey orada dur bakalım. Senle birlikte bir de üç kız Ceylan hayatta olmaz. Onları okutacak sonra her sabah kahvaltıya çıkaracak ve üç tane daha pamuk şeker arabası alacak kadar para ne gezsin bende?" dedi bende omuz silktim ve "Ünlü bir müzisyenim dedin para muhakak vardır." dedim sırıtarak. "Çok biliyon sen." dedi ve burnumu sıktı. Bende ona "Tabiki ne sandın." dedim. Bir on dakika sessizce denizi izledik ve birden şarkı söylemeye başladı. "Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum. Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum. Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum .Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum... Sensiz ben bomboşum..." dedi ve parçayı bitirdi. Kocaman bir gülümseme ile bakıyordum ona. "Bende sana şarkı söylemek istiyorum." dedim o da merakla bana baktı bende hemen ayağa kalkıp oynamaya başladım "Akşamaa geleceğimmm akşama geleceğimmm !" diye bağırdım sonra bir süre bekledim ve "Dumptis dumptis." diye ağzımla müzik yapıyordum Selim de bana kahkaha atarak karşılık veriyordu. Aman ondan çok daha güzel söylüyorum bir kere sonra başladım. "Tavukları pişirmişem hacıya da çarşıya göndermişemm!" dedim o da hemen ağzımı kapadı. Çünkü elinde terlikle bize bir nine yaklaşıyordu. İçimden Komutan Logar bir cisim yaklaşıyor demek geldi ama diyemedim. Hemen nineye "Nine gel o terlikle dövelim şu hayvanı! " dedim ve nine "Sen misin kız bağıra bağıra şarkı söyleyen gel kız dövecem seni !" diye bağırdı Selim de kahkaha atıyordu. Öküz işte burada belki nine öldürecek beni ama o orada gülsün. "Sebastian kurtar beni!" diye bağırarak koşmaya başladım...
Evett sonunda barıştırdım ceysel çifti barıştı. 2,2k olmuşuz. Sizi çok seviyorum. Votelar ve yorumlar için çok saolun. Lütfen vote verip yorum yapın hepinizi seviyorumm sefgilerrr...

İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin