13.bölüm

107 14 2
                                    

Ceylan'ın ağzından

Selim beni zeynonun evine bırakmıştı. Yanağımı öptü ve evine yürümeye başladı. Arkasından bir süre baktım. Ve iç geçirdim aslında tam tersi olmalıydı. O ben eve girene kadar beni beklemeliydi. Ama şuan onun arkasından ben bakıyordum. Ayakkabımı hemen güçlü bir şekilde ona fırlattım. Ooooovv yeeeeaaa! Tam isabet kafasına geldi ve "Ohaa!" diye bağırdı. Sonra bende arkasından "Öküz bari eve girmemi bekleseydin! " diye bağırdım ve kahkaha atmaya başladı. Sonra sinirlendim ve anahtarı çıkardım eve girsem iyi olacaktı. Arkamdan bağırdı "Ceylan ayakkabın nolacak!" dedi bende sırıttım ve "Cinderella ayakkabısını düşürmüş işte. Ama bence sen Cinderella' yı  bulma hiç çünkü odunsun!" diye bağırdım. Kafası karışmıştı işte çok salaktı ama çok tatlıydı. Offf ne diyorum ben yaaa hemen eve girdim. Koşa koşa saatte baktım. Saat 6 olmuştu. Zeyno hemen gelip bana sarıldı. Bende ona. "Ceylan sana çok müthiş haberlerim var." dedi heyecanla merakla ona baktım. "Burak bana beni sevdiğini söyledi. " dedi ona gülümsedim."Ne zaman oldu bu??" dedim heyecanla o da sırıttı ve "Dün gece." dedi hemen ağzım açıldı ve öyle kaldım şok olmuştum.  Hala ağzım açıktı birgün sinek girerse boğulup ölebilirdim. Sonra hemen saçımı çekmeye başladı ve "Oha oha Ceylan ! Sen insan değilsin kızım. Alt tarafı dün şöminenin karşısında oturduk sabaha kadar o sırada söyledi." dedi bende ona gülümsedim. Ne kadar da tatlıydı. Gerçi dün Selimle sarılıp uyumuştuk. O anı hatırlayınca gülümsedim. Sonra beni dürtmeye başladı. "Eee Selimle pek bir yakınsınız aranızda birşey mi var?" dedi sırıtarak ona yaw hee heee bakışımı atıp ayağa kalktım ve kolumdan tutup beni yerime oturttu. "Offf tamam bilmiyorum aramızda ne var. Birbirimize birbirimizi sevdiğimizi söyledik ama daha ne olduğumuzu bilmiyorum. Arkadaşlar,kankalar,dostlar da birbirlerini sever." dedim o da kahkaha atmaya başladı ve sonra "Ama birbirlerini kıskanmazlar veya aşk şarkıları söylemezler." dedi ona vurdum ve "Sen nereden biliyorsun bee!" diye bağırdım o da pişkin pişkin sırıttı ve "Orayı akrabamız işletiyor işte bende biraz izle onları dedim o da bana anlattı.  " dedi sonra kafasına şaplak attım ve mutfağa gidip su içtim. Hemen yatağa yattım. O da yanıma geldi ve bana sarıldı bende ona sarıldım. Daha uyumamıştım ona baktığımda benden farkı yoktu ve sonra bana " Ceylan kanka kuzum bence yarın erkenden güzel hazırlan ben evden birkaç yemek malzemesi vereyim sana sende git Selim' e kahvaltı hazırla ve o sırada ona sorarsın biz neyiz diye. Itiraz etme kabul etmiyorum iyi geceler minnak." dedi ve gözlerini kapattı aslında mantıklı. "Sanada canımın içi ." dedim ve örtüyü üstüme çektim.  O da kendi üstüne çekti sonra ben kendi üstüme çektim o da kendi üstüne çekmeye çalışıyordu baya halat çekme yarışı gibiydi. Sonra pes ettim ve gözlerimi kapattım ve sabah üzerime dökülen su ile uyandım iki saat zeynoyu azarladım ama o takmadı ve bana gülmeye devam etti. Sinirle yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım . Boynum kaşınmıştı. Elimi boynuma götürdüğümde bana verdiği kolyeye dokundum. O kadar beğenmiştim ki bu kolyeyi. Hemen dolaba koştum. Mor renkli siyah desenli tulumumu giyindim. Altına da sandalet giyindim. Saçlarımı açık bıraktım ve siyah bir bandana taktım. Rimel sürdüm ve parlatıcıyı da sürdükten sonra  hazırdım. Hemen mutfağa indim ve bir sepet çıkardım. Omlet yapmaya başladım. En iyi yaptığım şeydi. Bol baharatlı bir omlet yaptım. Ondan sonra hellim peyniri kızarttım. Hemen dün zeynonun dolaba bıraktığı kalp şeklindeki biskuvilerden iki tane kaba koydum ve yanına da süt koydum. Zeynoya bile süt içmem bebekçe geliyordu ama sütü seviyordum napayım??? Hepsini sepete yerleştirdim ve zeynoya seslendim. "Ben çıkıyorum Zeyno!" diye bağırdım ve evden çıktım. Sepeti elimde sallaya sallaya yürüyordum. Evinin önüne geldim ve derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Bekliyordum ve kapı açıldı keşke tahmin ettiğim kişi açsaydı. Bu sarışın kız kim ki ellerim titremeye başladı. Hemen bir elimi belime koydum ve kıza "Sen kimsin?" dedim o da o cirtlak sesi ile "Selim ile aynı lisedeyiz konservatuar öğrencisiyim onu merak ettiğim için buradayım esas sen kimsin ?" dedi cirtlak sesi ile valla hayret bu sesle nasıl konservatuarda aklım almadı ama bende hemen kabadayı edası ile ona "Sevgilisiyim canım ya !" diye bağırıp içeri girdim. Selim masada pizza yiyecekti ki ona bağırdım . "Selim!" diye bağırınca o da hemen bana sarıldı. "Sana kahvaltı hazırladım. " dedim o da gülümsedi ve beni kolunun altına aldı ve kulağıma "Bugün yine çok güzelsin." diye fısıldadı. Sonra içeri o limon girdi ona taktigim isim çünkü ondan iğrendim ve her gördüğümde yüzümü burusturuyorum ve sarı bir kafası var bence çok güzel bir isim. " Selim bir sevgilin olduğunu bilmiyordum . "dedi ve Selim gayet rahat bir şekilde " Zaten..." diyordu ki koluna çimdik attım ve limona "Aaa öyle mi şimdi öğrenmiş oldun bence gidebilirsin hemde hemen bence üç saniye içinde gitsen iyi olur bak hatta şuan iki saniye kaldı bak şimdi bir ." diye konuşarak kıza korkutucu bakışlar attım korktu ve hemen evden kaçtı.  Selim hemen sepeti açtı ve "Vayyy sen omlet mi yaptın? ??" dedi bende gülümsedim ve başımı salladım. Kahkaha attı "Beni kıskanırken çok tatlı oluyorsun. " dedi ve bende ona tekrar  çimdik attım.  "Ben seni kıskanmadım sadece bu saatte yanında bir kız görseler yanlış anlarlar." dedim ve sonra söylediğim şeyin saçmalığı kafama dank etti. O da kahkaha attı ve başını sallayarak yemeye başladı. Biz kalpli kurabiyeleri yedik ve televizyonun önüne geçtik. Köşeli koltuğa oturduk. Beni kolunun altına aldı ve kanalları gezinmeye başladı. Bende anın huzurunun ve mutluluk denen duygunun tadını çıkarıyordum. Maç açmıştı. Yaa offf farklı olsa diğer erkeklerden şaşardım. Bende biraz onu izlemeye başladım.  Onun o yeşil gözleri sonra gülüşü benim için endişelenmesi. Bana şarkı söylemesi ve beni kıskanması. İki üç haftada bu yabancı benim hayatımın neşesi rengi olmuştu. Yaklaşık bir 20 dakikadır sessizdik. O maçı izliyordu ben onu. Sonra yere baktım ve ona "Selim." dedim kısık bir sesle o da maçı kapattı ve bana baktı. Acaba söylesem mi söylemesem mi kararsız kalmıştım.  Ama söylemezsem rahat etmeyecektim o nedenle hemen " Biz neyiz?" dedim bu soruyu daha önce sormuştum ama cevabı tam olarak alamamıştım. O da gülümsedi ve "Bence sen daha iyi biliyorsun." dedi sonra aklım karıştı ve düşünmeye başladım nasıl daha iyi biliyor oluyordum ki anlamadım gittim ve ona boş boş baktım bana söylediği şey bayılmama yetmişti o bir kelimelik şey belki de hayatımda duyduğum en güzel şeydi "Sevgilim..."
Evett bölüm sonu okullar tatile girince bölüm yazmak gerek diye düşündüm. Multimedia da olan şarkı Pamela İstanbul dinlerseniz sevinirim. Okuyucu sayısı artmış çok mutlu oldum havalara uçtum. Okuyanlar iyi ki varsınız lütfen vote verip yorum yapın sefgilerr...


İŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin