7 savaş

370 20 2
                                    

oy ve yorum yapmayı unutmayın!

Fırata yaklaştım. Sarı saçları çok özenle yapılmış ve ela gözleriyle nefes kesiciydi. O da bana biraz yaklaştı ve

"kravat bağlamasını bilmiyorum, bana yardım eder misin?"

İçimden ederim diye bağırmıştım ama bunu dışa vurmayıp sadece başımı sallamış ve beceremediği kravatı alıp düzgünce bağlamıştım. Eliyle kahvaltıyı gösterip

"güzel mi?" diye sordu.

Kafamı "heyecanla sallayıp çok güzel olmuş" dedim

Gülümseyip "O zaman annemde beğenir"

"annen mi?" sorgular biçimde ona baktığım da yüzü düştü ve

"Dün annemle çok kötü tartıştık, babam beni arayıp annemin akşam yemeği yemediğini söylemişti, bende özür dilemek için onu kahvaltıya çağırdım"

Hayal kırıklığına uğramıştım ama neden? Benim için olduğunu sandığımda çok mutlu olmuştum. Dün aramızda garip bir soğukluk hissetmiştim ama şimdi annesinin geleceği için o kadar heyecanlıydı ki gözlerinin parladığına yemin edebilirdim.

Onu böyle görmek güzel hissettirmişti, birisinin en sevdiği kişi olmak gerçekten güzeldir, Beni de böyle sever miydi? Düşünmeyi ve yorumlamayı sonraya bıraktım.

"Anneni çok seviyorsun bakıyorum" dedim, annesi hakkında çok hevesli görünüyordu.

"Annem ve babam benim için çok değerlidir, onlar olmasaydı" dedi ve büyük bir iç çekişte bulundu. Neden zorlandığını bilmiyordum ama daha fazla konuşmasına gerek yoktu.

"Eğer bir şey seni üzüyorsa onun hakkında konuşmana gerek yok, insan değer verdiği şeyi kaybetmekten çok korkar"

"senin değer verdiğin biri var mı?" üzgün tavrı gitmiş yerine meraklı bir küçük çocuk olmuştu. Duyguları çok çabuk değişiyordu.

"Çok saçma gelebilir sana, benim annem ve babam küçükken ölmüştü. Onlarda çok değerli ama benim şu hayatta en çok değer verdiğim kişi küçükken tanıştığım o minik çocuk"

"Çocukluk aşkın mı?" başımı salladım ve hafif tebessüm ettim.

"beş yaşındayken tanışmıştım dokuz yaşına kadar ondan başka arkadaşım olmamıştı, istemezdim de zaten küçük olduğum için aşk nedir bilmiyordum ama büyüdükçe anlamaya başladım. Şuan nasıl birisi bilmiyorum ama tekrar karşılaşsaydık buna kader derdim ve evlenme teklifi ederdim"

Güldü ve "gerçekten evlenme teklifi eder miydin?"

Ortamda ki hüzün hızla dağılmıştı

"hem de en kralından" dedim ve göz kırptım.

Tek kaşı havada bana bakarken kolundaki saati bana döndürdü ve sen bu saatlerde çıkmıyor musun?"

Saate baktığımda dokuz olduğunu gördüm, onda orda olmalıydım ve geç kalacağımdan emindim nedense artık tam vaktinde işte olacağıma inanmıyordum.

"sana bol şans annen eminim beğenir" dedim ve evden çıktım. Asansöre binip sıfıra bastığımda az önce olanları düşünmeye başlamıştım. Resmen on beş dakikada tatmadığım duygu kalmamıştı, çok dengesiz biriydi.

Acaba ikizler burcu muydu?

İş yerine vardığımda on dakika erken geldiğimi fark ettim. Benim için güzel bir rekordu. Fotoğrafını çekeceğim adamların gelmesini beklerken bir yere oturmuştum.

Küçük AşkOnde histórias criam vida. Descubra agora