9 yara izi

331 19 8
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

Uyandığımda kendi yatağımdaydım. Birisi az daha beni kaçıracaktı bundan emindim. Hızla odamdan çıktım ve oturma odasına gittim. Kanepede oturan savaşı gördüğümde onun yanına gittim ve tam konuşacakken

Eftelya üzgünüm, bu gün dosyana baktığımda doğum tarihin yazıyordu ve doğum günün bu gündü sana sürpriz yapmak istemiştim ama gözlerin yerine ağzını kapatmışım sende bayıldın"

Bende rahatlamışçasına iç çektim ve

"senin beni takip eden sapık olduğunu düşünmüştüm" dedim.

"seni takip eden sapık derken ne demek istiyorsun"

"Ben" dedim ve sustum.

Savaşsa bana yaklaştı ve sinirli olan ses tonuyla "Sapık derken neyden bahsediyorsun, açıkla"

"Beni bir süredir birisi takip ediyordu, ilk tesadüf olarak düşünmüştüm ama sürekli beni takip ettiğini fark ettim, sen gelmeden öncede çekildiğim fotoğraflara bakıyordum ve beni takip eden kişi olduğunu gördüm sonra sen geldin ve o korkuyla sapık sandım"

"Bunu daha erken söylemeliydin ya sana kötü bir şey olsaydı" dedi ve saçlarımı karıştırdı.

"Yarın benim arkadaşımın yanına gidelim fotoğraflarda ki kişinin yüzünü tespit edebilir" bunu dedikten sonra mutfağa gitti ve pastaya baktı.

"bende pastaya bakıp, hiç unutamayacağım bir doğum günü geçirdim sayende" dedim ve güldüm.

Pastayı yedikten sonra odalarımıza çekildik. Ama birden aklıma yarın işe gitmem gerektiği geldi.

Ofladım ve "Hem gidelim diyor hem de geç kalınca patronluk taslayacaktır kesin"

Kapım yavaşça ığdırıldı ve savaş bana bakıp

"Seni duydum ve patron bensem sana izinde verebilirim, sen çok düşünme yoksa azıcık olan aklında buhar olur" dedi ve beni ağzı açık bir şekilde bıraktı.

Az önce bana laf sokmuştu.

Minik bir çığlık attım ve Yatakta debelendim.

--------------------------------------------------------------------

Sabah kalkıp mutfağa gittiğimde kahvaltının hazır olduğunu görmüştüm. Savaşsa lavaboda elini yıkıyordu.

"Kahvaltı hazırlamaktan başka bir özelliğin olmadığını düşünüyorum" dedim sandalyenin birine oturup yemeğe başladım.

O ise "hah" dedi ve "benim erkenden işim çıktı sana konum atarım oraya otobüsle gel durakta görüşürüz zaten" dedi ve çıktı.

Bende yemek yedikten sonra ortalığı toplamış ve çıkmıştım.

Otobüs çok doluydu ama oturacak bir yer bulmuştum bu gün şanslı günümdeymişim gibi hissediyordum. Durağa varana kadar telefonda da boş boş dolaşmış ve birazda savaşla mesajlaşmıştık. Daha çok birbirimize laf atıp duruyorduk.

Savaşı durakta gördüğümde ayağa kalkmış ve dur düğmesine basmıştım ama ne düğme çalışmıştı nede otobüs durmuştu.

Ben şoföre seslenecekken savaşla göz göze gelmiş ve daha sonrada bakışlarımız ayrılmıştı. Arkaya geçip cama baktığımda savaşın otobüsün peşinden koşup bir elinin havada olduğunu görmüştüm.

Bir sonraki durakta durduğumda inmiş ve savaşla ortada buluşmak içi yürümeye başladım en son nefes nefese kalmış savaşı görünce büyük bir kahkaha atmıştım.

Hatta sokakta ki insanlarda bana bakmıştı.

Ne yani daha önce sokakta kahkaha atan bir kadın görmemişler miydi?

"sen neden inmedin"

"düğme çalışmamıştı" dedim ve yine güldüm.

"kes gülmeyi canım çıktı koşarken"

"niye koştun ki arayabilirdin beni"

O ise bu dediklerimden sonra biraz düşünmüş ve yaptığı saçmalığın farkına varmıştı muhtemelen

"anın getirisi" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Bense yine güldüm ve onu takip etmeye başladım. En son duracağım durağa geldiğimizde beraber karşı yola geçtik ve fotoğrafçının birine girdik.

"Adam Savaşı gördüğünde oturduğu yerden kalktı

Savaş "Bu gün konuşmuştuk zaten biliyorsun ne yapacağını"

Adam "resimler nerde" diye sordu

"bu sabah resimleri flaşa aktarmıştım" dedim ve flaşı adama uzattım. O ise elimden aldıktan sonra savaşa dönmüş ve "İşlerim çok fazla ama yarına hallederim" demişti.

Daha sonra savaşla eve gitmiş ve odalarımıza çekilmiştik.

Odamda telefonla uğraşmaktan sıkılmıştım. Daha sonra savaşın oturma odasındaki raflarda sevdiğim yazarın bir kitabı olduğu aklıma gelmişti. Oturma odasına gidip bir sandalyenin üstüne çıkmış ve raftaki kitabı almıştım.

Ama birden dengemi kaybetmiş ve anlımı rafın kenarına çarpacakken beni savaş tutmuştu.

Buda ne zaman düşsem beni tutuyordu, hayır ne ara odaya gelmişti ki.

Kahküllerimi düzelttim ve savaşa baktım oysa bana gülerek.

"anlında yeni bir yara açmak istiyordun heralde" dedi ve güldü

Bense anlımdaki yarayı nasıl bildiğini sorguluyordum. Sürekli kapatıcıyla kapatır ve yaranın belli olmaması için kahkül kullanırdım.

Nerden biliyordu ki yarayı?

Küçük AşkWhere stories live. Discover now