22.BÖLÜM:"SİLAH"

262 30 25
                                    

İnce beli sarmalayan koyu kırmızı bir elbisenin eteği, kısaydı ve neredeyse tüm bacağını çıplak bırakmıştı. Kalçasından göğüsüne kadar uzanan elbisenin her parçası, vücuduna yapışmıştı.

"Neden gelmedin?"

Uzun saçları, gökteki yıldızlara değişmeyeceğim kadar parlak, gökten bir parça gözleri. Dudaklar.. Çıplak ayaklar, adımlar.

Onu gözümde kirletmeye hiçbir şey yetmemiş. Gecelerce bunu yapamadığım için kendimi suçladım ama onu suçlayacak bir şey, bulamadım.

Uzun saçlarını önden toplamış ve arkası, omuzundan göğsüne doğru sarkıyordu. Bana bakarken, daha da irileştiğini inandığım gözlerini üzerime dikmiş ve sorduğu soruya, bir cevap aramıştı.

Sırf gözlerine daha uzun süre bakabilmek adına, ona cevap vermeyi reddettim. Cevap vermemi ister gibi uzun süre bakmasını yeğledim.

"Seni beklemiştim."

Etrafıma baktım ama bu odada ben ve karşımdaki kadından başka kimse yoktu. Aramızdaki mesafe bir hayli fazla. Zamanın bizden çaldığı çok şey var.

"Gelirim demiştin."

Gücüm yeter mi bilmiyorum. Sana hazırladığını sandıkları hazin sona, bir nokta dahi bulamıyorum.

Biraz olsun inanç besliyorsan, bil ki aradım. Tanrı biliyor ki, vazgeçmemi bekleyen herkesi, karşıma aldım.  Her taşın altına, sana ait toprakları görme umuduyla baktım, baktım ama bulamadım.

"Tüm gece bekledim ama neden gelmedin?"

Ona verecek bir cevabım yok. Üstelese de olmayacak ama bu gece yenileceğim ikinci şey, onun olacak.

Adımlarım yaklaştı. Karşı koymadı.
"Hissedebilir misin?" Dedim.

Sanki dudaklarım, bilincimden bağımsız ve hakim olamadığım bir his, yayılıyor bedenime. Ona engel olamayacağım diye, artık korkmuyorum. "Bana hissettirdiğin gibi, hissedebilir misin?"

Donuk ifadesini bozmadı. Bozmadım. Yaklaştım ve bu saatleri, benimle paylaşmasını istedim. Arasam da hiç bir zaman bulamayacağım, bir cesaretin kurbanıyım, bu gece.

"Sen bir kez olsun, beni iyi edebilir misin?" Ona karşı bastırdıklarımı, içimde özgür bıraktım. Sahibi oydu. "Herkes karşımdaydı. Sen yanımda olmak, istemeyecek misin?"

'Bir gün ben de, senin için bir şey yapabilecek miyim?'

Bu kez kez sessizliğe sığınmak isteyen taraf, o oldu ve asla yanıtlanmayacağını bildiğim soruları, sayıklar gibi oldum.

Vücudumda beni es geçen ağrının yerini, alkolle birlikte bedenime bulaşan bir gevşeme aldı. Bana kim olduğumu unuttursun istedim. Bu gece buraya uğrayanlardan herhangi biri olmak istedim. Cihan olmak istemedim.

Ben kimim? Kimin içinim? Artık sizleri yalnız bırakıyorum.

Sağ elimde dibi gördüğüm alkol dolu şişeyi kavrayan ellerim, gevşemişti. Her an parmaklarımın arasından kayıp gidecekti.

Kaldırdım ve bir kerede kalanını içip, masaya altını vurarak bıraktım. Artık iki elimde boşalmış ve onu kavramayı bekliyordu. İçime çekecek anı kolladım ve bana bunu kendisinin vermesini bekledim. Kollarımın arasına geleceği anı bekledim.

LİMONLU KAHVEWhere stories live. Discover now