4.BÖLÜM: "5 NOLU ODA"

944 48 17
                                    

3 gün sonra...

Sabahın ilk saatleri. Kahvaltı yapalı yalnızca birkaç saat oldu. Elimde çayım ve bu tek gözlü pencereden, dışarıyı seyrediyorum.

Dün akşam Gülşah ve annemle konuştum. Annem beni dinlemeden Gülşah'a olan tavır ve yaklaşımının doğru olmadığını, derhal gönlünü alacak bir şeyler yapmam gerektiği ile konuya girdi.

Aslında aramız bozuk sayılmaz ama onun bu gibi durumları annem de olsa, üçüncü kişilere taşıyor olması, işi iyice zor bir hâle sokuyor.

Keza onunla olan konuşmam da, kendimi ifade etme fırsatı vermeden suçlanmamla başladı. Yahu bir hâl hatır sor, dinle, anlamaya çalış. Benimde senin gibi etten, kemikten bir insan olduğumu hatırla.

Dün ikisi ile de olan konuşma sonucu düşündüm. Evliliğe olan adımının doğruluğunu düşündüm ama düşünecek doğru yer ve zaman, dün gece miydi, bilmiyorum.

Onunla bir geçmişimiz var ve araya giren her mesafede, belli sebeplerle bu bağın sallandığını görmek üzücü. On seneyi de nasıl devirebildiğimize hayret ediyorum. Yalnız dün akşam evlilik kararının, bu on seneye olan saygımdan almış olduğuma kanaat getirdim.

Bu gerçekten de aslı olan bir düşünceydi.  Gülşah'a ve aramızdaki bu mazinin hatırına bir karar olabilir. Çünkü on senelik beraberliğe rağmen hâlâ birbirimizden emin olamadığımız konularda, şüpheye düşmeye devam ediyoruz.

Dün gece, bu düşüncelerimin arasında uykuya dalmışım. Sabah kalktığımda, her sabaha olduğu gibi duşumu aldım.

Bu arada o gece, hiçbir odaya girmeden Genelev'den çıktığımı düşündüyseniz, büyük yanıldınız çünkü bir odaya girdim. No 11 idi.

Kahverengi küt saçlı, kısa boylu, genç bir kadındı. Üzerinde deri sıkı bir etek ve deri yüksek topuk çizmesini hatırlıyorum.

Sohbet ederek başlamak istedim ama onun böyle bir çabası olmadı. Mizacı da biraz sertti ve bana gerçek gelmemişti.

Odaya girdiğimde alışkın olmadığım bir kaç şey söyledi ve yatağa uzanmamı bekledi. Bu sırada yatağa oturmamı dahi beklemeden sütyenini çıkarınca, şaşırdım biraz. Yaklaşınca da, bileklerinden tutarak durdurdum.

Odadan çıktığımda bir sebep söylemedim ama muamelesinden memnun olmadığımı düşündü büyük ihtimalle. Ne düşündüğü ile çok ilgilenmedim ama bir kez daha bana gerçeklerle gelecek odanın numarasına gözümü diktim.

'5 Nolu Oda'

Bir gerçekliğin içindesin. Bunu saklayamayacaksın. Nerede ve ne yapıyor oluşun da, bu gerçeği değiştirmeye yetmez.

Kapısındaki kart ben çıkana kadar meşguldü ama içeride tek başına ve bu geceyi unutmaya çalıştığını biliyordum.

Genelev'den çıktığımda, son kez bahçesinden, penceresine bakındım ama kimseyi göremedim. Yine de ona yaklaşmam gereken her yolu, denemeye hazırım.

Ertesi gün tekrar uğramıştım ama İdil'i göremedim. Odası boş ve kapısı açık bırakılmıştı. O akşam kimsenin odasına uğramadan geri döndüm. Dün de Geneleve gitmedim. Gün boyu yapacaklarım ve müdürümle irtibat halindeydim.

Kendisiyle olan konuşmamda ona elimdeki fotoğrafın resmini ve detaylı burada görüp, bildiklerimi anlattım. Bazı anlattıklarımı şaşırarak dinledi ama çok meraklıydı. Bu konuyla ayrı ilgileniyor olduğunu görmek, güzeldi.

LİMONLU KAHVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin