8. Bölüm : Hastalık

1.7K 178 83
                                    

Bize ne gösterecekti?

1'in peşine takılmış öylece yürüyorduk. Gittikçe aşağıya inmemiz beni tedirgin etse de korkacak kadar aptal değildim.

Etrafı merak etmediğim için bakma gereği duymuyordum. Bana lazım olursa zaten yanımda yürüyen Gölge ve diğerleri akıllarına kızıyorlardı her bir santimetreyi.

1, bir kapıyı şifreli bir şekilde çaldıktan sonra kapı açıldı.

Aklında tut, Astrid. 3,2,3,1...

İçeri girdiğimiz zaman geniş bir alanla karşılaştık ve bu geniş alanda antrenman yapan kişilerle. Güçlerini keşfetmişlerdi.

Yine de 1'in yüzünde mutluluktan çok uzak bir ifade vardı. Sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. Yanına gidip koluna dokundum. İrkilerek bana döndü.

"Sorun ne?" diye fısıldadım.

"Bunu yalnız konuşsak?"

Kafamla onayladım ve Mert'in ağır kıskançlık içeren bakışları altında yerime geçtim. Neden kıskanıyorsun ki aptal?

"Güçlerini keşfedenleri burada eğitiyoruz."

O sırada bir toprak kütlesi Mert'e doğru gitti. Mert kafasını korurken toprak kütlesi havada asılı kaldı. Gülümsedim.

"Gözlerini aç, koca oğlan. Toprağı kontrol edebiliyorsun. "

Mert gülümseyerek gözlerini açıp havadaki toprağa baktı. Aklımdaki planla sırıtıp Eren'e su topu attım.

Hadi... Hadi!

O ise sırıtarak bana baktı ve elini kaldırıp havada döndürdü. Ardından bana doğru uzattı.

Su topu da ona itaat edip havada döndü ve bana doğru geldi. Lara suyu durdururken ona ufak bir gülümseme gönderdim.

"Orada kimse yok, Astrid?"

"Sonra anlatırım."

Dedim elimi havada öylesine sallayıp. Başı ile onayladı. Demek ki ikimizinde konuşacak şeyleri vardı.

"O da kim?"

Aniden ensemde hissettiğim Mert'i nefesi ile kasıldım. Ondan uzaklaşıp kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Bunu bir daha yapma. "

Ondan uzak kalmak için çabalarken bana yaklaşması sinirlerimi bozuyordu.

"Arkadaşım..." dedim sakince.

"Ama pek geçinemeyiz."

Diye ekledim. Öyleydi zaten. O beni kamptan atmıştı ben de yemek stoklarını yakmıştım.

Güzel anlaşma biçimi, ha?

"Geldiğin gün sarılmıştınız?" dedi kuşku dolu bir sesle. Gözlerimi devirdim.

"Seni ilgilendirmez. ."

Dişlerini sıksa da bir şey diyemedi. Diyemez tabii.

"499? Konuşalım mı?"

Diyen 1 ilerlediği zaman gözlerimi devirip takip etmeye başladım. Birkaç koridor geçtik.

Artık bedenleri olan kişiliklerim benimleydi. Bir odaya girdiğimiz gibi kapıyı kilitledi ve koltuğa oturdu. Ben de karşısına oturdum.

"Sorun ne 1?" dediğimde sıkıntılı bir nefes aldı.

"Sıradanlar ölüyor. Bir tüd hastalık var ve güçleri olmayan kişileri öldürüyor. İlk önce yamyam gibi davranıyorlar. Ertesi gün ise ölüyorlar.

Ölüm Adası / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin