31. Bölüm : Boyutlar Arası Bağ

681 86 94
                                    

Merhaba! Biliyorum çok geç geldim. Hepinizden özür diliyorum.

Ama bu kitaba devam etmek için bu kitaba hazır olmam gerekiyordu. Kusura bakmayın, lütfen.

Hadi sizi daha fazla tutmayayım.

İyi okumalar :))))

****************

Sağ, sol, sağ, sol, sağ, sol, sa-

"Ne yaptığının farkında dahi değilsin sen. Hayır, anlamıyorum. İnsa-"

"Vampir."

"Düzeltme beni!"

Diye bağırdı annem olan kadın. Tam bir anne edasıyla... Sırıtmamak için kendimi zor tuttum. Tamam, bir boklsr döndüğü belli olabilirdi anca bu, bundan zevk almayacağım anlamına gelmezdi.

Beni ve burayı -Elfler'in Mor Diyarı- lanetleyip beni dünyaya postalayan Son Kara Büyücü Aeron'u zindandan çıkardığım zamandan beri beynimi ütülüyordu.

Bakışlarım kucağımda zıplayıp duran küçük ejderhaya kaydı. Yeşil kocaman gözleri birer zümrüt tanesi gibiydi. Gözlerime ulaşan bir gülümseme ile yavaşça kanatlarını okşadım.

Aşırı tatlıydı ama bu!

Küçük ejderha bu hareketim karşısında memnuniyetsiz bir ifade ile bana bakıp yüzüme ateşini üfledi. Dan, ateşin yüzüme değmesine engel olurken sırıtarak baktım beni yakmayı başaramayan minik ejderhaya.

"Sen beni yakamazsın, küçük şey. Henüz o kadar güçlü değilsin."

Yüzüme kıvılcımlar hapşurduğu zaman sırıtışım genişledi. Yavaş yavaş büyüse de bu gözle görülür bir büyüme olduğu için hızlı bir şekilde büyüyordu.

Annem olan kadın hala kendi kendine bir şeyler söylerken ben ejderhaya omzuma çıkması için kolumu uzattım. Halen zayıf olan kanatları yüzünden tam uçamıyor olsa da kolumdan omzuma ya da omzumdan başıma tırmanmayı başarabiliyordu.

" Alara!"

Diye bağırdığı zaman annem olan kadın, küçük ejderha irkilip dengesini kaybetti. O koskoca ağaçların tepesinden aşağı düşerken cılız kanatları onu kurtaramazdı. Annem olan kadına baktım öfkelenmemin getirisi ile kırmızı parlayan gözlerimle.

"Bir daha bana bağırma! Çünkü tekrar uyarmam."

Ardından tek kelime daha etmesine izin vermeden kendimi aşağı attım. Hava ile biraz daha hızlanıp yere düşmesine az kalmış küçük ejderhaya tuttum kuyruğundan. Kafasını hafif eğip bana baktı.

"Ne? Bakma bana öyle. Kuyruğundan tutmak daha mantıklı geldi, küçük şey."

Hava ile bizi yumuşak bir şekilde yere indirirken onu yavaşça kucağıma aldım. Canını falan mı yakmıştım. Trip atıyor gibi duruyordu.

"Üzgünüm, küçük şey. Canını yakmak istememiştim."

Dedim burnunun hemen üstüne ufak bir öpücük bırakırken. Kıvılcımlar saçarak hapşurduğu zaman güldüm istemsizce. Bu küçük şey cidden tatlıydı.

" Özrümü kabul ettiğine göre kaçmaya ne dersin?"

Heyecanla küçük kanatlarını çırptığı zaman sırıttım ve yukarıdan burayı izleyen babam olan adama göz kırpıp vampir hızımla buraya ilk düştüğüm tepeye çıktım.

Yere bağdaş kurup otururken küçük ejderhayı yere bıraktım. Bakışlarım parmağımdaki yüzüğe kaydı. Onu elimden çıkarmadan usulca okşamaya başladım.

Ölüm Adası / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin