(35) Bedenimdeki Azap.

En başından başla
                                    

Durmayacağımı biliyorum fakat bildiğim bir diğer şey o da beni durdurmaya çalışmayacaktı.

"Onu öldürüyor!" Kırım'ın abisi için endişeli sesi beni kendime getirmeye yetmişti henüz istediğim doyuma ulaşmadan bundan vazgeçmek çok zordu. Ancak ben kendim için imkansız olarak gördüğüm şeyi bana acı verse de yapmayı başardım. Elimi o kadar hızlı çekmiştim ki, ondan çaldığım minimum denilecek kadar az ruh beni bir nebze de olsa kendime getirdi.

Daha fazlasını istediğim doğru ama bu şekilde değil.

Şimdi kendimi biraz daha iyi hissettiğim için gözlerimi kırpıştırarak açınca onu göremedim. Ellerimi yumuşak kürklere bastırarak yattığım yerde oturdum fakat içeri girenlerin içinde parazite dönüşmüş bir canavar yoktu. "Onu o halde görmeni istememiş olmalı ki hücresine geri döndü." Kırım tebessüm ederek bana doğru yürüdü. "İlk o seni öldürecek diye senin için endişelendim daha sonra ise canavar rolünde sen olduğun için onun adına endişelendim. Bilemiyorum karışık duygular içindeyim." Tahmin edebiliyorum tek umutları olan şifacıyı ve kardeşini kaybetmek arasında gidip gelmişti.

"Çok vakit kaybettik şu büyüyü yapalım artık." O kadar çok uğraşmışken tekrar lanetimin saldırısına uğramadan bu işi bitirmek istiyorum. Raven'in ruhundan küçük bir miktar almış olsam da hâlâ açlığımı dindirecek kadar ruhla beslenmedim.

Bundan gerisi çok hızlı olmuştu Kırım ve adamları büyü için boş bir hücreyi hazırlamaya başlamıştı. Hücrenin her yerine birçok mum yakıldı onlar da önceden birçok hazırlık yaptığı için bizim atladığımız şeyleri bulmayı başarmışlardı. Örneğin çalı erikleri dedikleri gözlerin olduğu kavanoz handa atımın heybesinde kalmıştı fakat Aker kavanozu almayı başarmış. O esnada izimizi buldukları için neyse ki benim kaybettiğim şeyi almışlar. Hücre temizlendi mumlar yakıldı şimdi ise işin ürkütücü boyutu başladı. "Buraya gel şifacı." Tereddüt ederek Meliz'e bakınca bunu sen istedin der gibi bana gülünce mecburen generale doğru yürüdüm. Kemerinden çıkardığı hançeri bana uzattı. "Kanını dökerek zeminde büyünün halkasını çizmelisin bir pusula." Umarım bahsettiği pusulanın büyüklüğü boynumdaki kadardır. Aksi takdirde o şeye kan mı dayanır!

"Bunu es geçemiyor muyuz?"

"Es?"

"Yani sıradaki ritüele geçsek?"

Üzüm denilen kızıl güldü. "Korkmuş olamazsın değil mi şifacı?"

"Ne münasebet sadece damarlarımda akan asil kanın her damlası kutsal olduğu için bunu heba etmek istemiyorum."

"Merak etmeyin kutsal bir amaç uğruna kanınızı dökeceksiniz." Tıpkı diğer herkes gibi Aker'de bıyık altından bana gülmeye başlayınca homurdanarak hançeri aldım. Lanet olsun ben kendime nasıl kıyabilirim ki! Kesin çok acıyacak.

Kendimle büyük bir aşk yaşarken bu yaptığım hiç olmuyor.

Daha fazla korkak durumuna düşmemek için avucumun içine küçük bir çizik atmak istedim ancak bıçak çok keskin olmalı ki oldukça derin kestim. "Kraliçe ruhum için ters bu şeyler!" Dişlerimi sıkarak diz çöktüm lanet olsun neden bu kadar çok kanıyor!

Parmaklarımda sızan kanı zemine akıtarak bir şeyler çizmeye başladım. Bu hücrenin tam karşısında bulunan hücrede hiç meşale yanmıyordu fakat parmaklıkların gerisinde karanlığın içinde Raven'in beni izlediğini enerjisinden hissediyorum. Onun olduğu hücre zifiri karanlık olduğu için onu tam olarak görmemi engelliyordu. Ancak benim içinde olduğum hücre yanan mumlar yüzünden ışıl ışıl olduğu için beni çok iyi görüyor.

Bana koskoca bir pusula çizdirdiler! Kan kaybından ölebilirim!

Sürekli yumruğumu sıkınca avucumdaki yarayı deşerek daha fazla kan akıtmıştım. Kucak dolusu kocaman bir pusulanın çizimi bitti ama yere sürtünen parmak uçlarım soyularak beni de bitirmişti. Meliz'in dediğine göre başka bir yaratığın zehri lanetlenen Oyunbazların zehrini yok etsin diye çalı erikleri gerekliymiş. Bir çift kırmızı gözü pusulanın batıyı gösteren yönüne koydum. Tanrı şarabı ölü ruhların bedeniyle yapıldığı için bedeni ölmüş Oyunbazlara tam tersi bir etki yaparak iyileştirme özelliği taşıyordu. Şarabı bir tasa boşaltıp bana tarif ettikleri gibi pusulanın güneyine koydum. Tatula adı verilen egzotik zehirli bitkiyi almak hiç kolay olmamıştı. Bu bitkinin tehlikeli özellikleri arasında halüsinasyon göstermek de vardı. Fazlasıyla zehirli bir bitkiydi sağlıklı bir bedenin zihnini zehirlerken ölüden farkı olmayan Oyunbazların kayıp zihni için büyük bir şifaydı. Tatulaya çıplak elle dokunmaya cesaret edemediğim için onu sardığım bezden yardım alarak pusulanın kuzeyine koydum. Bir masumun gözyaşı olarak da Meliz altı aylık bir bebeği ağlatarak beyaz bir mendil ile onun gözlerini silmişti. Tabii annesi yakalayınca kocaman bir sopayla bizi kovaladığı için pek hatırlamak istediğim bir macera değildi.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin