(28) İhanet.

87.5K 9.9K 21.6K
                                    

Ben bugün ilk kez beni bırakıp gittiği için anneme kızmadım. Bir enkazı görmek zorunda kalmayacak diye ben bugün ona gönül koymadım.

Çok sevmek de acıtıyormuş.






Kabus gibi bir gün geçiriyorum çünkü Asil ve Hafız haklı çıkmıştı gerçekten de kaybolduk! Asıl trajik olan ise sadece ormanda kaybolmadık aynı zamanda birbirimizi de kaybettik. Gediz'in peşine takılıp hareket ederken bir süre sonra sadece kar değil sis de bastırınca göz gözü görmez olmuştu. Daha önce hiç bu kadar yoğun bir sis bulutunun içinde kalmamıştım inanılır gibi değil ama gerçekten çok yoğundu. Atlar huysuzluk çıkartınca mecburen çantalarımızı alıp attan inmiştik lakin önümüzdeki ağacı bile göremezken hareket etmek en az bir arada kalmak kadar zordu. Savcı defalarca ayrılmamamız gerektiğini yoğun sis bulutunun içinde bağırarak söylese de kızların yaşadığı korku onlara panik olarak dönünce her biri bir yerden bağırmıştı. Sonuç ise erkekler onların sesine doğru koşarken ben öylece olduğum yerde hiç kımıldamadan kalmıştım. Evet gerçekten uslu çocuklar gibi küskün bir tavır takınıp olduğum yerde öylece durdum.

Amaç neydi onu da bilmiyorum.

Savcı çok sonradan gelip beni bularak o sisin içinde çıkarmıştı evet sisin içinden çıktık ama karın daha yoğun olduğu bir bölgeye girmiş bulunuyoruz. Soğuğu unutmak için kendimi gevezeliğe vurdum ama sanırım birileri sohbetimden pek memnun değil. "Bir filmde izlemiştim tıpkı bizim gibi kadın ve erkekten oluşan bir çift ormanın derinliklerinde hareket ediyordu." Buz gibi karın içinde bata çıka ilerlerken önde giden adam acaba mola vermeyi düşünüyor mu?

"Hocam! Hadi ama Savcı hoca beni burada bırakamazsınız." Bağırarak peşinden koşmaya başladığımda bana göre adımları daha büyük olduğu için ona yetişemiyorum.

"Filmin devamını anlatayım mı?"

"Hayır!" Kaşlarını çatarak bana doğru dönünce kimbilir yine kızacak ne bulmuştu. "Yola çıktığımızdan beri bana birçok film dediğin o şeyden anlatıyorsun, fakat gel gör ki hepsinin finalinde erkek karakter farklı şekillerde ölüyor." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda sonunda bir tepki verebilmişti.

Filmleri bile bilmiyorsa ona arabalardan hatta uçaklardan bahsetsem tepkisi ne olur ki?

Veya bir ulakla mektup göndermek yerine akıllı telefonların daha iyi iş çıkardığını?

"Ah hayır sevgili öğretmenim bu sefer ki farklı." Ona şirinlik yaptığımda kaşlarını usulca yukarı kaldırıp, "Anlatmadan susmayacaksın değil mi?" Gülerek başımı salladım bu sıkıcı yolculuğu daha eğlenceli hâle getirmek varken niye susayım ki?

Susunca kafamdaki ona yönelik cinayet senaryoları ortaya çıktığı için bence beni susturmasın.

Tekrar yürümeye başladığımızda ben heyecan içinde hâlâ ona filmi anlatıyordum. "Sonra kurtlar her ikisinin etrafını sarmıştı."

"Ve erkek karakter öldü?"

"Hayır hocam erkek karakter büyük bir kahramanlık gösterip kadını kurtararak onları atlattı. Fakat arabaya binip yola çıktıklarında büyük bir kaza geçirdiler."

"O kazada erkek karakter öldü değil mi?"

"Hayır tabii ki her ikisi de kurtulmayı başardı hatta başka bir araba durdurup ona bindiler ama arabayı kullanan kişi hiç tekin değildi."

"O öldürdü erkek karakteri değil mi?"

"Tanrı aşkına neden erkek karakteri öldürmek istiyorsunuz?" Ciddi misin dercesine bana bakıyordu. "Şu ana kadar anlattığın her şeyde kadın bir şekilde kurtulurken erkek olan hep öldüğü için olabilir mi?" Öyle mi ya hiç farkında değildim, ama Itır'ın bana zoraki bir şekilde izlettirdiği filmlerden de ancak bu kadar olur.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin