always you

2.6K 174 282
                                    

Yaşadığımdan şüpheliydim. Hayatımda hiç hissetmediğim kadar boktan hissediyordum. Sürekli ağlamak istiyordum ama bir yerden sonra gözyaşlarım bile akmıyordu. Bilemiyorum, her şey o kadar üst üste gelmişti ki. Neredeyse biri bana zorla dokunacaktı. Üstüne üstelik Harry'den ayrılmıştım. Halbuki yanımda olmasına ihtiyacım vardı.

Sarhoşluğun veya anın verdiği şokun etkisiyle resmen kafamda onu suçlamıştım. Suçluydu, evet ama bu konuda değil. Tek istediğim Mia ile bu kadar yakın olmamasıydı. Bara gitmem kendi seçimimdi. Ona haber vermemem de kendi seçimimdi.

Ondan ayrıldığım için pişman mıyım, evet ama belki biraz olsun beni anlayabilirdi. Çünkü ben her durumda onun yerine de düşünüyordum. Neden sadece bir kere olsun o benim yerine düşünmüyordu? Ben onu düşünmediğimde neler olduğunu görüyorduk. Peki ya o bana ne yaptığını göremiyor muydu?

Kapımın açılmasıyla burnumu çekip gözlerimi sildim. Theo gelmişti. Yavaş adımlarla yatağıma doğru yürüyüp oturdu. Bir süre beni süzdü. Gözleri bir yere takıldığında kaşlarını çattı. Baktığı yere döndüğümde adamın tuttuğu yerdeki morluğu fark ettim. Theo parmaklarını morluğun üstünde gezdirince hazır olan gözyaşlarım akmaya başladı.

"June? Kim yaptı bunu?" Kenardaki peçeteyi alıp burnumu temizledim.

"Bir adam." dedim. Gözleri, başka bir yerimde bir şey var mı diye üzerimi aradı. "Sikeyim, ne zaman? O yüzden mi gitmek istedin? Başka bir şey yaptı mı?" Ayağa kalktığında ben de doğruldum.

"Hayır, yapamadı." diye mırıldandım. "Neden bana söylemedin June? Siktir. Dokunmadı sana değil mi?" Başımı olumsuz anlamda salladım. Tekrardan yanıma oturdu. "Bak, oraya tekrar gideceğim ve güvenlik kamerası falan varsa o adamı bulup-" Lafını kestim. Tuvaletlerin orada kamera olmazdı çünkü genelde o koridorda uyuşturucu satıcıları işlerini yapardı.

"Bulamazsın. Hem boş ver, tamam mı? Bir şey yapamadı zaten. Babama bahsetme bundan."

"Yapabilirdi. Öylece boş veremeyiz." Derin bir nefes verdim. "Lütfen Theo." Sarhoş olmama rağmen saniye saniyesine hatırlıyordum ve iyi gelmiyordu. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Zaten canım yeterince yanıyordu.

"Biraz yalnız kalmak istiyorum. İzin verir misin?" dedim ihtiyaçla gözlerine bakarken. Başını olumlu anlamda sallayıp yataktan kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Giderken bir ihtiyacım olursa ona seslenebileceğimi söylemişti.

Yerimden kalkıp pencereye doğru yürüdüm. Dünkü havaya nazaran bugün epeyce rüzgarlı ve yağmurluydu. Üzerimdeki sıfır kol yüzünden irkildim. Telefonuma gelen bildirim sesini duyunca koşar adım gittim ve baktım.

Zayn yazmıştı.

zayn: iyi misin

zayn: harry ile ayrılmışsınız

zayn: noluyor

june: zayn yemin ederim ayrılmak istememiştim 

june: sadece

june: bir şeyler üst üste geldi ve ben ona patladım ama cidden ayrılmak istemedim

june: bu sefer ben bok ettim değil mi

zayn: sakin ol, derdini anlatırsın çözülür

zayn: hem o pezevenk de hak etti biraz

zayn: odasına kapandı çıkmıyor sabahtan beri

zayn: nasıl aşık ettiysen artık kendine :D

fuckmates | stylesWhere stories live. Discover now