problems and measures

3.6K 183 242
                                    

Yenmiştik.

Tabii maç sonrası biri Zayn'e laf attığı için kavga çıkmıştı. Ama sonuç olarak Louis'ler 5-3 yenmişti.

Herkes evine dağılırken Harry'ye bana gelmesi için mesaj atmıştım. Şu soyunma odasında basılmamızın birinin kulağına gitmesinden korkuyordum.

Elbet bir gün öğrenilecekti ancak ne kadar geç o kadar iyi.

Hem belki Mia'nın hisleri zamanla körelirdi. Gerçi yine de bana kızgın olurdu muhtemelen. Aşık olmasa bile.

Harry diğerlerini eve bırakırken ben evime yürüye yürüye gittim. Bu sıcakta yürümek iyi bir fikir değildi. Gerçekten.

O gelene kadar üstümü değiştirip mutfakta biraz oyalandım. Zil çalınca kapıya gittim ve açtım.

"Gel." Peşimden salona ilerlerken beni tutup kendine çekti ve sarıldı.

Kollarını belimi güzelce kavradı ve yüzü boynumdaki yerini aldı.

Keşke bu saniyede takılı kalabilseydik. Beni sevmediğini bilmeme rağmen kolları o kadar sevgi doluydu ki... Bir an beni ömrü boyunca hiç sevmeyecek diye ölesiye korktum.

"Hey. Bir şey mi oldu?" Kafasını olumsuzca salladı. Koltuğa uzandığında yanına uzandım. Kafamı göğsüne yasladım ve kollarımı karnına sardım.

"O çocuk kimseye bir şey söylemez değil mi?" diye mırıldandım. Elleri sırtımda dolaşıyordu.

"Sanmıyorum."

Dudaklarımı büzdüm.

Çocuğu bir daha nerede görebilirdim ki sanki? Hem adımızı bile bilmiyordur. Kimseye söylemez.

"Neden bu kadar endişeleniyorsun ki? Öğrenseler kafamızı falan mı koparacaklar? Hem aramızda ciddi bir şey bile yok."

Endişeleniyorum çünkü Mia'nın seni sevdiğini bile bile seninle olmaya devam ediyorum.

Ve eğer Mia öğrenirse ağzıma sıçacak.

"Endişelenmiyorum." diye kestirip attım.

Tabii ki bunu Harry'ye söyleyecek değildim. Belki bir daha yanıma bile yaklaşmazdı. Sonuçta Mia söz konusuydu. Mia varken benim duygularımın onun için değeri yoktu.

"Bana pek öyle gelmedi."

Telefonumdan mesaj sesi gelince konuyu değiştirebileceğimi düşünüp telefonuma baktım.

Blake mesaj atmıştı.

"Kimmiş?" diye sordu.

Mesaja sonra dönebileceğimi düşünüp telefonu kenara attım.

"Hiç, babam geç gelebileceğini söylemiş."

Aferin June, aynı anda bir ton yalan atma özelliğine sahipsin.

"Anladım."

"Bugün maçta top peşinde koştururken çok iyiydin." dedim gülerek. "Sadece bir gol atsan da." diye ekledim.

Yüzümü ona doğru döndüm.

"Çok beğendiysen senin üstünde de koşturabilirim."

Olur.

Üstüne çıktım. Dudağına doğru yaklaşırken "Pizza yapalım mı?" diye fısıldadım.

"Olur." diye fısıldayınca üstünden kalktım ve mutfağa doğru ilerledim.

"Sonuçta pizzamızı yedikten sonra da-" Cümlenin sonunu bildiğim için karnına elimin tersiyle bir tane geçirdim.

"Biraz ahlak çerçevesinde söyle." 

fuckmates | stylesWhere stories live. Discover now