happiness and sadness

2.2K 139 353
                                    

"Anne?"

Sikeyim, bu da neydi böyle? Annemin burada ne işi var? Ve neden kimse bana haber vermiyor? Vay be.

"June?" Bana doğru atılıp sarıldığında bir şey yapmadım. Ona sarılacak değildim.

Bir süre sonra ayrıldığımızda bir şey demeden içeri geçtim. Babam ve Eva salonda oturmuştu. Babamın sinirli olduğunu, Eva'nın ise gergin olduğunu görebiliyordum. Annem hangi akılla gelmişti ki? Hoş karşılanacağını mı düşünüyordu?

"Neden geldin?" diye sordum kollarımı göğsümde birleştirirken. Kaba mıydım? Kesinlikle evet. Hak ediyor muydu? Yine evet.

"Seni özledim." Güldüm. Beni mi özlemiş? Yıllardır aramayan kadın, şimdi beni özlüyor. Vay amına koyayım.

"Yani?" Ne kadar sinir bozucu olduğum umrumda değildi. Onu görmek istemiyordum.

"Sen beni özlemedin mi?" Babam sinirli bakışlarını annemin üzerinde tutmaya başladı. Ağzımdan çıkacak kelimeyi merak ediyordu muhtemelen. Beni asla yargılamayacağını biliyordum. Ama yine de annemi özlemiş olsam da asla özledim demezdim.

"Bunun için mi geldin yani?" dedim konuyu değiştirerek. Ağzını açtı ancak bir şey demedi. "Ben de öyle düşünmüştüm. İzninizle halletmem gereken şeyler var." Koşar adım odama çıktım.

Odama girince direkt duşa ilerledim. Üstündekileri çıkarıp attıktan sonra suyun altına girdim.

İki gündür o kadar yorgun hissediyordum ki... Sıcak su bile bedenimi rahatlatmıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Her şey yolundaymış gibi bir de annem gelmişti. Tek istediğim çabuk gitmesiydi.

Babam ve Eva'nın rahatının bozulmasını da istemezdim ayrıca. Eva'nın yüzündeki ifadeyi görmüştüm. Annemin bunu, ona yaşatmaya hakkı yoktu.

Oldukça uzun süren bir duşun ardından bornozumu giyip odama geçtim. Ama odamda annemle karşılaştım. Yatağımda oturmuş odamı inceliyordu.

"Küçükken de sadelikten hoşlanırdın. Bir şey değişmemiş." Gidip yanına oturdum. Gerçekten gelip odam hakkında mı konuşacaktı?

"Evet, öyle."

"Neler yaptın? Biraz anlatır mısın?" Tırnaklarımla oynamaya başladım.

"Sonuncu sınıfa geçtim. Bir sürü arkadaşım var ve aşık oldum. Yemek yapma konusunda gelişmeye başladım ve ayrıca büyüdüm." Yüzünde acı dolu bir ifade belirdi.

"Sen neler yaptın?"

"Geçen hafta 8. sergimi yaptım ve bir de yaşlandım." Başımı salladım. Ağlamak istiyordum. Beni doğuran ve büyüten bu kadınla o kadar uzaktık ki. Sanki bir zamanlar sürekli birlikte değilmişiz gibi.

"Yeni hayatını sevdin mi bari?" diye sordum gözlerim dolarken. "June..."

"Belki beni yalnız bıraktığına değmiştir." Hangi insan çocuğunu bırakıp gidebilirdi ki? Ben gidemezdim sanırım.

"Güzel kızım... Senden şu an anlamanı beklemiyorum. Hatta hayatın boyunca anlamayacaksın belki de." Güldüm. Evet hayatım boyunca onu anlamayacaktım. Çünkü asla ondaki vicdansızlığa sahip olmayacaktım.

"Neden geldin anne?" dedim çatlayan sesimle. "Gerçekten beni özlediğin için mi yoksa başka bir amacın mı var?"

Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Bazı şeyleri telafi etmek istiyorum. Beni kötü hatırlamanı istemiyorum. Bir gün öldüğümde cenazeme gelmeni istiyorum ya da en basitinden hastalandığımda arayıp geçmiş olsun demeni istiyorum." Omuz silktim.

fuckmates | stylesWhere stories live. Discover now