🌿 8. BÖLÜM 🌿

38.2K 1.6K 41
                                    

Herkese merhaba!! Nasılsınız bakalım? Çok beklettim biliyorum ama elimde olan bir şey değildi? Bölümün sonunda daha da açıklayıcı bir açıklama yapacağım. :))

Şimdi sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.

🍁🍁🍁

KEYİFLİ OKUMALAR...

🍁🍁🍁

" Ben sahte aşklar yerine ebediyete dek sürecek aşkın peşindeyim. Ben aşkımı buldum o beni bulmasada! "

(_YabanCicegi_)

🍁🍁🍁

Orta yaşlı adam afallamış bir şekilde, eline birde elini tüm siniriyle tutan oğluna bakıyordu. İlk defa oğlu böyle bir şey yapıyordu. Bu yaptığından dolayı ise odada bulunan hepsi şaşkındı. Kasım bey şaşkınlığını üzerinden atınca, oğluna tüm siniriyle bakmaya başladı ve oğlundan karşılığını tiksinir gibi bakmasıyla aldı.

" Senin gibi babayı, ne ben ne de Yaprak hakkediyor! " deyip tiksintiyle elini bıraktı Ahmet. Babasının yaptıkları artık tak etmişti ve son noktayı koymuştu.

" Seni değil ama Onu kim hak ediyor ha? Anne dediğin kadını kullanıp sonra bir paçavra gibi atan adam mı? Ha söylesene kim?" diyerek adeta kükremişti Kasım bey. Konuştuğu zaman ağzından tükürükler saçıyordu adeta.

Neler oluyordu böyle? Hiçbir şey anlamıyordu Yaprak. Genç kız şaşkınlık ve üzüntü içerisinde aklındaki sorulara yanıt bulmaya çalışıyordu. ' Kendisini yıllarca hor gören adam, her şeye rağmen baba dediğim adam, babam değil miydi? Bunca çektiklerimi boşuna mı çekmiştim. ' Genç kızın aklındaki sorulardan en çok canını yakan ve aklını kurcalayan bu iki soruydu. Gözyaşları ' Sana bu kadar mutluluk yeter, ' dercesine akmaya başladılar hemen. Hani insan ağlamak istemez, her daim gülümsemek ister ya işte genç kızında tek dileği buydu şu anda. Artık ağlamak, üzülmek, şiddet görmek istemiyor; mutlu bir şekilde yaşamak istiyordu.

Yaprak, soru soran bakışlarını annesine çevirince, kalbinin parçalanmasına engel olamadı. Annesi yüzü kanlar içerisinde ve üzgün gözlerle kendisine bakıyordu. Yaprak dayanamadı ve hemen annesinin yanına gitti. Diz çöktü ve annesinin yüzünü ellerinin arasına alıp, " Annem neler oluyor? Babam ne diyor? " diyerek acı bir şekilde konuştu. Çektiği acı sesine yansımış ve konuşmasını zorlaştırmıştı. Annesinin yaşlı gözlerine bakıyor, yalan olmasını ve inkar etmesini istiyordu. Onca acı çekse de yalanlar üzerine kurulu bir hayatının olmasını asla istemezdi. Kim isterdi ki böyle bir hayat?

Ayşe hanım, ağlayan gözleriyle kızının bakışlarından kaçırdı bakışlarını. Şu anda, bu durumdayken kızının gözlerine bakarak anlatamazdı gerçekleri. Canı o kadar yanıyordu ki kısa bir an, ayakta duran lanet kocasına müthiş bir öfkeyle baktı. Ardından bakışlarını yumuşatıp, şefkatle kızının ellerini tuttu. Anlatmaya mecali yoktu orta yaşlı kadının. Nereden başlayacağını bile tam olarak bilemiyorken!

Ahmet, annesinin halini görünce babasının bileğini hırsla bıraktı ve kız kardeşinin yanına eğilerek, " Canım sonra konuşuruz. Şimdi annemizi odana götür. Yüzünü temizle tamam mı? " diyerek elini genç kızın omzuna koydu. Yaprak ise abisinin söylediklerine sadece başını sallamakla yetindi. Yerinden doğruldu. Hızla annesini de ayağa kaldırıp odasına götürdü. Banyodan malzemeleri alıp, annesinin kanlı yüzünü temizlemeye koyuldu. Bir yandan temizliyor bir yandan da sorular soruyordu.

 KABULLENİŞ Where stories live. Discover now