🌿 36. BÖLÜM 🌿

23.4K 1K 68
                                    

Evet arkadaşlar yeni bölümümüz gelmiş bulunmaktadır. Uzun bir bölüm oldu. Bu arada günden güne büyüyoruz ve bu beni çok mutlu ediyor. Büyümemiz de sizlerin emeği çok. Bunun için teşekkür ederim. 🤗😍

Şimdi sizleri bölümle başbaşa bırakıyorum.

🌿♡🌿♡🌿

KEYİFLİ OKUMALAR

🌿♡🌿♡🌿

Aşkımıza inanmıyorlar mı sevgili?
İlla imtihandan geçmemiz mi lâzım?
Ya acı verirse bu imtihan?
Ya aşkımız zedelenirse?
Bırakma beni sevgili..
Yalnızlığına mahkûm eyleme beni....

_YabanCicegi_

🌿♡🌿♡🌿

Balayı tatillerinden dönen Yusuf Ali ve Yaprak, geldikleri gün dinlenmiş, ertesi gününde de hemen işlerine geri dönmüşlerdi. Yusuf Ali, holdingte odasında biriken işlerle ilgilenirken, fırsat bulduğu her arada sekreterini yani karısını binbir türlü bahanelerle yanına çağırıyordu. Bu holdingin içerisinde de devam ediyordu. Birbirlerine Yusuf Bey, Yaprak Hanım diye hitap etmeleri çalışanları da eğlendiriyordu. Bu durumdan Yaprak utanıp kocasını uyarsa da Yusuf Ali hiçte umursamıyordu.

🌼🍃🌼🍃🌼

Yusuf Ali, "Canım hadi geç kalıyoruz," diye seslendi. Karısı bir saate yakındır banyo da hazırlanıyordu ve bu bekleyişten bir müddet sonra sıkılmaya başlamıştı.

"Tamam aşkım, geldim," diyerek banyonun kapısını açtı genç kadın. Üstünde, bileklerinde biten lacivert pantalon, üstüne gri bluz ve bluzunun üstüne de giysisine uygun ceketi giyip kollarını katlamıştı. Uzun olan saçlarını at kuyruğu yaparken yanlardan bir iki tutam serbest bırakarak dağınık bir hava vermeye çalışmıştı. Makyaj olarak her zaman hafiflikten ve doğallıktan yana olan Yaprak, sadece hafif bir göz makyajıyla yetinmiş, dudaklarına da hafif bir parlaklık vermişti. Ruj asla süremiyordu çünkü sürdüğü anda kocası tarafından anında etkili bir yöntemle siliniyordu.

Yusuf Ali, banyodan çıkan karısını ber zaman ki gibi nutku tutunarak bakıyordu. Aylarda geçse, günlerde geçse karısını her gördüğünde aşkı daha da depreşiyor, günden güne büyüyordu. Karısı ne giyerse giysin çok yakışıyordu. Adam sevdiğine iki adımda yaklaşıp, belinden tutarak kendisine doğru çekip göğsüne yaklaştırdı. Karısı biraz daha dolmuş, sanki az da olsa kilo alarak toparlanmıştı lâkin bunu karısına söyleyemezdi. Eğer söylerse biliyordu ki karısı anında kendisine alınır ve hiç gerekmediği halde diyet yapmaya başlardı. Bu da yetmezmiş gibi de 'Yok beni beğenmiyor musun, yok başkası mı var,' diye diye başının etini yerdi. Üstelik bu boş serzenişi de çekemezdi. Karısı ister 100 kilo olsun ister daha fazlası... Ne olursa olsun ondan asla vazgeçmezdi çünkü aşk bunu gerektirirdi.

"Çok güzelsin Liyam," dedi adam kadısının kokusunu içine çekerken.

"Çok yakışıklısın Odunum, diyerek yanlarında asılı duran iki kolunu da adamın omuzlarına yerleştirdi kadın ve adamın çenesinden öpmüştü.

Yusuf Ali,karısının güzelliğini birkez daha dile getirirken, "Niye bu kadar güzelsin?" diye sorarken kıskançlık duygusunu bastırmaya çalışıyordu. Karısına değen her bakışı yok etmek istiyordu. Yusuf Ali, marısının dudaklarından öperken, "Benimsin, seninim," dedi şehvet dolu sesiyle.

Ve kadın aynı şekilde karşılık verdi. "Seninim, benimsin."

Genç ve aşık çift birbirinden uzaklaştıktan sonra el ele tutularak odalarından çıkıp aşağıya indiler. Anne ve babaları kahvaltı masasında kendilerini bekliyorlardı. Hemen kendi yerlerine oturup, ikisi de aynı anda, "Günaydınlar," dediler.

 KABULLENİŞ Where stories live. Discover now