30.bölüm

1K 96 82
                                    

Gün gelip çatmıştı, bugün Çağrı beni istemeye gelecekti ve sanırım bugünden itibaren biz artık nişanlı olacaktık, aman Allahım bu ne kadar güzel bir cümle böyle, Çağrı benim nişanlım olacaktı.

Sabah namazından sonra uyumamıştım, daha doğrusu uyuyamamıştım. Gece bile Fatmanın ısrarı üzerine, zar zor uyumuştum. Babamlar tekrar yatmış uyuyorlardı ben ise yerimde durmadan odaları fır fır dolaşıyordum. Kendi kendime konuşup, defalarca kafamda, akşam olacakları canlandırıyor daha da heyecanlanıyordum. Böyle olmazdı sakinleşmeliydim ve güzelce akşamı beklemeliydim yoksa karnım falan ağrıyacak hatta baya baya hastalanacaktım. Ne yapacağımı bilemeden kendimi hemen balkona attım.

Hava yeni yeni aydınlanıyor, insanlar yavaş yavaş güne başlıyordu,sakince sandalyeye oturup insanları izlemeye başladım, kimisi daha uyanamadan işinin yolunu tutmuş, kimisi çoktan simitlerini alıp yollara düşmüş, kimisi de uzun yollara çıkmak için bavullarını arabaya yerleştiriyordu. Bu tablo hemen aklıma Çağrıyı getirmişti, zaten aklımdan hiç çıkmamıştı doğrusu. Onlarda çoktan yola düşmüştü. Çağrı, benim karakola vardığımda bize yardımcı olan baş komserle beraber geliyordu, sağolsun bu özel günümüzde bizi, çağrıyı yalnız bırakmamıştı. Zaten buraları da pek özlemiş, koşa koşa geliyordu.

İçerden tıkırtılar duyulmaya başlamıştı, 5 dakika sonra Fatma yanımda belirdi.

-Günaydın gelin hanım.

Doktor hanımdan sonra, bu lafta çok hoşuma gitmişti.

-Günaydın.

-Hiç uyumadım deme sakın.

-yok yok korkma, uyudum. Sabah namazından sonra uyuyamadım ama.

-iyi onada şükür.

-Babam uyandı mı?

-Uyandı uyandı, banyoya girdi,Yusuf'ta uyuyor daha.

-Kahvaltı hazırlayalım mı babam çıkmadan.

-Sen keyfine bak bugün, ben hazırlarım. Bugün senin günün.

-Aman gözünü seveyim Fatma bana iş ver, yoksa vakit hiç geçmiyor.

Fatma gülmüştü...

-Aslında bunu fırsata çevirip şöyle dip köşe temizletsem mi sana.

-Yok ya o kadar da değil yani.

Fatma daha da çok güldü...

-Tamam tamam hadi gel hazırlayalım.

İkimiz beraber mutfağa geçip yavaş yavaş kahvaltı hazırlamaya başladık. Saat daha 8 olmadan hepimiz sofradaydık(Yusuf'ta dahil) sakin sakin kahvaltımızı yaptık. Babam kahvaltısını yaptıktan sonra koltuğa geçip gazetesini okumaya başladı, babam oldukça durgun ve gergin görünüyordu. Bunu Fatma da fark etmiş olacak ki hemen babama kahve yapmaya başladı.

-Babam çok durgun değil mi Fatma?

-Aynı zamanda da gergin, bir kahve iyi gelir diye düşünüyorum.

-İstemiyor mu acaba gelmelerini

-Büyük ihtimalle.

İster istemez içim karardı.

-Nasıl yani, istemeyerek mi kabul etti.

-Tam olarak öyle değil, onları isteyerek kabul etti ama senin büyümüş olmanı kabul etmiyor.

-Yaaaa öyle mi diyorsun, canım babam benim ya, kıyamam ben ona.

-Hadi al şu kahveyi git yanına biraz sarıl, konuş onunla.

AŞK-I ÇAĞRI Where stories live. Discover now