5.bölüm

2K 170 33
                                    

Meleklerin kapısından içeri girdiğim anda girişte gözüme ilk Kadir amca takıldı bir köşeye geçmiş ağlıyordu. Ama öyle normal bir ağlama değildi bu; acı çekmek gibiydi. Uzaktan onu biraz izledim ve çok büyük bir hüzün kapladı içimi koşarak içeriye doğru ilerledim ve gözüm meleği arıyordu.

Melek yatakta yatan annesine sarılmış içinde bir alev yandığını hissettirircesine ağlıyordu ve ben artık göz yaşlarıma engel olamıyordum. Meleğe doğru yaklaşıp elimi sırtına koydum ve ufak bir ses tonuyla 'melek' dedim. Bu kelime nasıl bu kadar zor çıkıyordu ağzımdan böyle.

Melek arkasını dönüp kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana baktı ve haykırarak ağlamaya başladı ona sımsıkı sarıldım ve onu hiç bırakmak istemedim. Onun içinde yanan alevin sıcaklığını ona sarılınca daha da hissettim ve ben de büyük bir acıyla ağlamaya başladım.

Etraftaki insanlardan duyuyordum neler olduğunu ve duydukça göz yaşlarım coşuyor içim kahrı perişan oluyordu.

Meleğin kardeşi kerem uyuşturucu kullanıyordu. gece komaya girmiş ve kendi odasında canını hakka teslim etmişti. Sabah uyandıklarında melek odasına girince fark etmiş ama çoktan kerem hakkın rahmetine kavuşmuş. Ben geldiğim de komşular ambulans çağırmış ve otopsi için hastaneye götürmüşlerdi keremi. Yazık emine teyze de olduğu yerden kalkmadan acısını göz yaşlarıyla yaşıyordu.

Yavaşça meleği bırakıp emine teyzeye doğru gittim ve iki elini tutup öptüm onun acısının tarifi olamazdı şu hayatta. Hem evladı tarafından bu hale gelmiş hemde evladını kaybetmişti. Anneler için bunun ne kadar büyük bir acı olduğunu hiç kıpırdamayan emine teyzenin gözlerinden anlıyordum ve düşen her damla yaş sanki bir çığlık, sanki bir feryattı.

Ben keremin en çokta bu şekilde aramızdan ayrılmış olmanın acısı içindeydim. Bir yanım hastanede olan Murat Abi'yi düşünüyor bir yanımda Meleği düşünüyordu. Murat Abi'ye bu haberi nasıl verecektim ben. Nasıl dilim söylerki böyle kötü bir haberi. Peki Melek ne yapacaktı. Sınavına çok az kalmıştı ve bu yaşadıklarını nasıl atlatacaktı. Onun hep yanında olmalıyım hep destek olmalıyım diye kendime söz verdim.

Meleğin koluna girip onu dışarı çıkarmak istedim. Odadan dışarı çıktığımızda köşe de oturan Kadir amca çok çaresiz görünüyordu. Bir anda babamı gördüm sanki onda. Babamda beni kaybetse böyle çaresiz hissederdi değil mi? Koluna girdiğim melekle yavaş yavaş lavaboya gidip elini yüzünü yıkadım ve ona sakinleşmesi için dua ettim. Evet kabullenmesi çok zor bir durumdu ama ölüm de Allahın emriydi ve her nefis bir gün ölümü tadacaktı.

Balkona çıkarıp biraz konuşmaya, dikkatini dağıtmaya çalıştım. Melek bana abisinin hala gelmediğini söyleyince ona abisinin başına gelenleri anlattım ve biraz da olsa mutlu olmuştur diye düşündüm. Beni abimin yanına götürür müsün dedi. Ben bir an afalladım ama sonra bunda bir sakınca görmedim. tamam hazırlan gidelim dedim.

Melekle beraber sessiz bir hastane yolculuğuna çıkmıştık. Hastaneye varıp odaya gireceğimiz zaman meleğin acısı tazelenmişti sanki ve tekrar ağlamaya başladı. Sakin olmasını söyleyip, abisine destek olmasını söyledim. Biraz sakinleşen melekle beraber kapıyı açıp içeri girdiğimizde Murat abi ve Serkan abi sohbet ediyorlardı. Meleği görmenin mutluluğuyla yerinde doğrulan Murat Abi

-Melekk canımmm..

-Abiiii

Melek koşup abisine sarıldı ve göz yaşlarını tutamadı..

-Canım kardeşim benim sakin ol iyiyim ben.

-Abiciğim bizi bir daha bırakma.

Murat abi Meleği ne kadar sakinleştirmeye çalışsada neden ağladığını öğrenince en az onun kadar üzülecekti. Ve o acı soru Murat abiden geldi...

AŞK-I ÇAĞRI Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang