15.BÖLÜM: ZİFİR GECE VE KARA ÖFKE

676 269 585
                                    






15.BÖLÜM: ZİFİR GECE VE KARA ÖFKE

Dolu Kadehi Ters Tut | Tanrının İşi

Mehro | Perfume

Lewis Capaldi | Before You Go



Gülçiçek İnanç'tan🦋🦋

Kendime yeni yeni gelmeye başlamıştım. Gözlerimi açmadan bir hastane odasında olduğumu burnuma çalınan ağır kokudan anlayabiliyordum. Gözlerimi usulca açtığımda tam karşımda oturan adamın bakışlarının kara öfkesi karşıladı beni.

Nefret ediyordum.

Bu adamı sevdiğim için kendimden ölesiye nefret ediyordum. Gözlerinden yükselen acımasızlığı görmeme rağmen ondan vazgeçemiyor olmamdan nefret ediyordum. Dewran'ın bir sınırı yoktu. Sınırsız olması ona karşı olan nefretimi harlıyordu.

Karşımda tüm acımasızlığıyla oturan adamın gözleri benim hastane yatağında yatan güçsüz bedenim üzerinde geziniyordu.

"Gelmediler mi?" diye sordum, sesim korkudan ziyade ağlamaklı çıkmıştı.

Ali'nin öfkesine şahit olmuştum. Dorâ'nın bana olan tüm güvenini yerle bir etmiştim. Özgür'ün gözlerindeki bana olana sevgi silinmişti. Herkesi bu adam yüzünden kaybetmiştim. Ailem olan insanlara yalan söylemenin cezasını çekiyordum.

"Susmasana Dewran!" diye bağırdım. Sesim de bedenim gibi güçsüzdü.

Karalarını dikmiş öylece bakıyordu. O susup bana baktıkça ben daha fazla hırçınlaşıyordum. Elimi öfkeyle kaldırdığımda koluma takılan serum çıkmış, çıkarken de canımı yakmıştı.

Sevdiğim insanlar nasıldı kim bilir? Benim arkamda bıraktığım depremin altında kalmışlardı. Buna ben sebep olmuştum. Onların canını yakan kişi bendim ama onların canı yanmasın diye bu yola çıkmıştım.

Ayaklanıp bana yaklaşan adama yeşillerimi çevirdim, gelmesin istiyordum. "Gelme!"  Dinlemedi, hiç dinlememişti zaten.

Bataklık karası gözleri bomboştu. Bu adamın içinde bulunduğu her yerden kaçmak istiyordum. "Kes sesini Gülçiçek!" diye tısladığında tüm bedenimi bir üşüme sardı. "Şımarık bir çocuk gibi davranma."

İnanmak istemiyordum, bu denli kötü oluşuna inanmak istemiyordum ama öyleydi. Kötüydü.

"Sen nasıl susmamı beklersin? Ailem dediğim insanları öldürdüm ben. Senin yüzünden, senin bitmeyen öfken yüzünden." diyerek bağırdım. Nerde olduğumuzun bir önemi yoktu. "Sen nasıl bir adamsın?"

"Bu gördüğün adamdan çok daha kötü olabilecek bir adamım. Şimdi o sesini kes, daha fazla asabımı bozma benim!" Sesindeki buzlar canımı yaktı. Başımı usulca eğdiğimde kolumun kanadığını gördüm. Kan ince bir çizgi halinde kolumun içinden kayıp aşağı kadar akmış kızıl bir iz bırakmıştı.

Aklıma gelen diğer şeyle kalbim aniden korkuyla çarptı. "O iyi mi?" diyerek parmaklarımı karnımın üzerine bastırdım. Çaresizlik dolu sesim hastane kokan odaya dolarken, bakışlarımı bana üsten bakan adama çevirdim.

Onun varlığını nasıl unuturdum? Ben nasıl bir anneydim böyle?  Dewran'dan daha kötüydüm. Gözlerimin yeşili yaşlarla dolduğu için artık her şeyi bulanık görüyordum. Kalbim korkuyla çarpıyordu.

"Dewran o iyi mi? Lütfen bir şey söyle." Kalbim ağzımda atıyordu. Daha önce böyle bir kaybetme korkusu yaşamamıştım. "Dewran!"

Peş peşe düşen gözyaşlarımın arasına onun tok sesi karıştı. "İyi olup olmaması senin için ne kadar önemli Gülçiçek?" Sözcükleri yutkunmama bile izin vermedi. "Aklına ilk gelen o olmazken bu sahte yaşlar niye?" dediğinde kalbimi sıkan el onu olduğu yerden çekip almıştı. Haklıydı. Allah kahretsin ki çok haklıydı.

KÂKTÜS MEZÂRLIĞI Where stories live. Discover now