1.BÖLÜM:GÖLGESİNE TAKILAN KADIN

3.1K 602 2.7K
                                    






1.BÖLÜM:GÖLGESİNE TAKILAN KADIN

Perdenin Ardındakiler | Beni Kendinde Kurtar



Gölgesine takılıp yere düşen kadının yaraları acıyordu.

Onsuz geçen dört yılın yalnızlığını onunla birlikte o karanlık, soğuk, kimsesiz mezara gömmüştüm. Ölümün çaresizliğini, sevginin azabı kadar gerçek yapan onun gidişiydi. O benden gitmişti ama ben ona gidememiştim.

Beni onsuz bırakmışlardı. Ciğerlerime aldığım soluğuma acımasızca kurşunlarını saplamışlardı. Acıyordu.

Bu acı normal değildi. Kimsesizliğin ve onsuzluğun ağırlığı ruhumda bu denli yaralar açarken, nasıl yaşayabilirdim?

Şeytanın intikam dilenen fısıldayışlarını görmezden nasıl gelebilirdim?

Görmezden gelmiştim çünkü şeytanın o intikam dilenen fısıltısı bile benim için yeterli gelmiyordu artık. Kendime durmadan söylediğim o cümleyi tekrar tekrar zihnimin küflü duvarlarına çarptırıyor ve o sefil kuyudan çıkmasına izin vermiyordum.

Hiçbir şey bitmemişti!

Her şey daha yeni başlıyordu.

Sesli söylemekten korktuğum o şeye dönüşmüştüm ben. Bir süre nefesimi tutum ve kendime itiraf ettim. Biliyordum artık ben kötü insan olmuştum. Ben onun sevdiği kadın değildim, ben onun intikamını almak isteyen kadındım.

Ben onun tanıdığı kadından çok uzaktım. Bambaşka biriydim.

Soğuk havanın içimi ürperttiği, saçlarımı usulca okşadığı bahçede otururken parmak uçlarımda tuttuğum sigaranın dumanını içime çekiyordum. İçime çektiğim sigaranın gri dumanını gecenin sessizliğine üflerken, dumanın kızıl saçlarımı okşayarak intihar ediyordu. Başımı usulca gıcırdayan kapıya çevirdiğimde bahçenin zifiri karanlığını aniden aydınlatan cılız ışık huzmesiyle gözlerimi kısmak zorunda kaldım. Usul usul açtığım gözlerimle karşı evden çıkan Ahmet amcayı ve tanımadığım iri yapılı birini görmemle kaşlarımdan biri yavaşça yukarıya kalktı.

Gözlerimi ayırmadan baktığım ikili beni henüz görememişti. Parmak uçlarımla tuttuğum sigarayı tekrar dudaklarımın arasına almak için hareketlenmiştim ki Ahmet amcanın Ayladùa diyen yumuşacık sesiyle elim havada asılı kaldı. Havada asılı kalan elime komut verip sigaramdan tekrar bir nefes içime çekip ayırmadığım gözlerimle doğrudan Ahmet amcayı cevapladım.

"Buyur Ahmet amca." Ahmet amcanın saçlarına düşen aklar yaşını ne kadar ortaya serse dahi yeşilçam jönlerine bin basan bir karizmaya sahipti. Yumuşak babacan gülümseyişiyle bana bakan adama onun kadar samimi olmayan bir gülümsemeyle karşılık verdim.

"İyi akşamlar kızım, bu bey oğlum evi tutmak istiyordu da ortak alan olan bahçeyi göstermek istemiştim." dedi tüm içtenliğiyle. "Seni de rahatsız ettik gece gece kusurumuza bakma olur mu güzel kızım?" Biraz mahcup, biraz da saatin geç olmasından kaynaklanan mağrur sesiyle gözlerime özür diler gibi bakıyordu. Benim gözlerimin odağı doğrudan Ahmet amcadayken yanında duran adamın gözlerinin doğrudan bana bakmadığını bahçeyi baştan sona arşınladığını ama sonunda gözlerini bana da değdirdiğini hissedebiliyordum. Bu garip olay ister istemez tedirgin bir şekilde kıpırdanmama ve oturduğum salıncağın ise hafifçe sallanmasına neden oldu.

KÂKTÜS MEZÂRLIĞI Where stories live. Discover now