1. BÖLÜM

2K 413 637
                                    

"Anne ben çıkıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Anne ben çıkıyorum."

Mutfakta çalışan anneme çıkacağımı söyledikten sonra ayakkablarımı giyip kapıyı açtım.

Bileğimdeki saate bakınca geç olduğunun farkına vardım. Sadece beş dakikam kalmıştı.

Telaşla merdivenlerden inip otobüs durağına doğru koşmaya başladım.

Binadan çıkınca esen sert rüzgar gözlerimi dondurmuştu. Şükür ki yüzümün bir bölümünü kapatan peçem vardı yoksa tüm yüzüm kıpkırmızı kesilirdi.

Arkamdan gelen ayak sesleriyle dönmeden yol verdim.

Geçen kişilere göz ucuyla bakinca onlarında bana tuhaf tuhaf baktığını fark ettim.

Buraya geleli bir ay olmuştu ve hala bize alışmamışlardı.

Daha fazla beklemeyip karşı yola geçtim. Otobus bekleyen sıranın en sonuna geçerek beklemeye koyuldum. Neyse ki her sabah toplanan insanlar bana alışmıştı. Artık tuhaf tuhaf bakmıyorlardı.
Kaçmıyorlardıda.
Evet benden kaçıyorlardı , benden uzaklaşıyorlardı.

Otobüsün gelmesiyle sıradakiler canlanmaya başlamışlardı. Öne geçmeye çalışan birkaç uyanık biraz kargaşa çıkartsada sonunda otobüs kartımı basarak arka tarafa geçtim.

Sıranın en sonunda olupta boş koltuk bulmak imkansızdı.

Boş cam kenarına geçip hareket eden otobüsle yola koyuldum. Başım önümde olduğu için kimsenin yüzünü göremiyordum.

Uzun yolculuğumun sıkıcı geçmemesi için yol kitabım ismini verdiğim sadece yolculuk yaparken okuduğum afitap adlı kitabımı çıkardım.

Tam kitabı açmıştım ki önümde biten ayaklarla durdum. Daha önce gördüğüme emindim bu ayakkabları ama başımı kaldırıp bakmadım .

Ben biraz geri çekilince oda aynı şekilde benden uzaklaştı. Tuhaftı çünkü o ayakların sahibi tıpkı bir korunak gibi koruyordu beni.

Tüm yolculuk boyunca bu şekilde gittik. Diğer yolcuların ısrarlarına rağmen o ayaklar bir cm bile bana doğru gelmiyordu ve kimsenin gelmesinede izin vermiyordu.

Nihayet yolculuk bitmiş ve üniversiteye gelmiştik. Otobüs durunca önce öndeki kalabalığın inmesini bekledim. O ayaklarda tıpkı benim gibi bekledi ve kalabalık inince oda benimle indi.

Başımı kaldırıp bakmak istedim bir an ama yapamadım. Zaten hemen önümde biten en yakın arkadaşım Hatice ile küçük bir sarsıntı geçirdim.

"Meryem canım arkadaşım , çok özledim seni."

Beni bırakınca ayakların sahibinin gittiği yöne baktım ama onu kaybetmiştim.

Ben o yöne doğru bakarken Hatice beni kollarımdan tutup "Hey nereye bakıyorsun sen öyle?"

"Hiç hiç öyle bişey yok. Baktım sadece."

SONSUZLUĞUMWhere stories live. Discover now