harry: aramalarıma cevap verir misin

Hiçbir mesajına cevap vermeden telefonumu kilitleyip kenara koydum. Siktirsin gitsin.

Aurora şarkı açıp dans etmeye başladığında ona ayak uydurmuştuk. Ta ki Rue bütün midesini boşaltana kadar. Bir daha kesinlikle Rue ile içmeyecektim. Çekilecek çile değildi amına koyayım.

Saat yediye yaklaştığında gitmek için ayaklandık çünkü saat sekiz gibi Aurora'nın ailesi gelecekti. Onları bu halde karşılamak istemezdim açıkçası.

"Onu götürebileceğinden emin misin? Yardım edebilirim." Başımı salladım. "Evet, kendine geldi gibi zaten."

Rue ile beraber evden çıktık. "Tanrım. Keşke sana içirmeseydik." Ağırlığını tam olarak bana vermiyordu. "Ben de tam olarak böyle düşünüyorum." Hava kararmak üzereydi. Yaklaşık yirmi dakika sonra Rue'nun evinin önündeydik. "İçeri gelmek ister misin?"

"Eve gitsem iyi olacak. Sen de annenlere görünmeden odana çık. Alkolik olduğunu düşünecekler." Vedalaştıktan sonra kendi evime yürümeye başladım. Bisikletim Aurora'nın evinin bahçesinde kalmıştı ve oraya tekrar yürüyemezdim. Ayrıca bu halde bisiklet sürersem muhtemelen bir çöp konteynırına girerdim.

Her ne kadar düşünmemeye çalışsam da Harry'yi düşünüyordum. Acaba ne yapıyordu? O da benim hakkımda mı düşünüyordu yoksa gizlice gitmeyi tercih ettiği Mia'sının yanında mıydı?

Birden ağlama isteğiyle dolsam da bu isteği geri yolladım çünkü onun için bir damla daha gözyaşı dökersem kendimi dövecektim. Ya da en iyi ihtimalle onu döverdim. İkinci fikir daha cazip geliyordu.

Eğer yüzünü görmek istersem döverdim. Ama istemiyorum. Belki de çok abartmamam gerekiyordu. Belki de bana neden söylemediğini sakince sorup onu dinlemem gerekiyordu. Şöyle bir şey vardı ki onu dinlemekten bıkmıştım.

Artık bir ilişkimiz vardı ve buna uygun davranmazsa yürütemezdik. Evet, onu seviyordum ama sevgim bizi bir yere kadar taşırdı. Ondan sonrası için çabalamamız lazımdı.

Sokağın ortasına kusmamak adına direndiğim dakikalarda onu bana doğru gelirken gördüm. Yolumu değiştirmek için çok mu geçti? Ayrıca burada olduğumu nereden biliyordu? Aurora mı söylemişti acaba?

Yanıma yaklaşır yaklaşmaz konuşmaya başladı. "Neden telefonlarımı açmıyorsun amına koyayım? Sabahtan beri sana ulaşmaya çalıştığımın farkında mısın?" Bir şey söylemedim. Konuşmaya başlarsam kusacak gibiydim. "June, ne olduğunu söyler misin?" Sesi az öncekine göre daha yumuşak çıkmıştı.

Bir şey söylemeyeceğimi fark edince kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Çok hızlı yürüyordu ve midemi biraz daha bu şekilde hareketlendirirse yemin ederim ki üzerine kusacaktım.

"Harry." diye sızlandım. "Yavaşla." Tek başıma olsam yirmi dakikada yürüyeceğim yolu onun yüzünden neredeyse on dakikada gelmiştim. Sızlandığımı duyunca yavaşladı neyse ki.

Evime geldiğimizde çantamdan anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım. Beraber içeri geçtik. Koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim. Dünkü gibi oturmak yerine ayakta durmayı tercih etti.

"Ne olduğunu anlatır mısın artık?" Başımı olumsuz anlamda salladım. Onunla konuşmak istemiyordum. "June, sabahtan beri telefonumu açmıyorsun üstelik sarhoşsun. Eğer nedenini söylersen mantıklı bir açıklama getirebilirim değil mi?"

Sanki sebebini bilmiyor.

"Neden Mia'nın yanına gittiğini söylemedin?" diye sordum. "Sabahtan beri bunun için mi böylesin?" Yanıma doğru yaklaştığında ayağa kalktım. "Gördüm ikinizi. Ne yani, sürekli böyle mi olacak? Akşam beni avutup sabah kalkınca Mia'nın yanına mı koşacaksın benden gizleyerek?"

fuckmates | stylesWhere stories live. Discover now