9."Şüphe"

7K 762 265
                                    

Arkasında bir çatırtı işiten Musa, elinde ki bitki makasıyla döndü. Bir elini havaya kaldıran kız teslim olunca, Musa istemsizce gülümsedi.

Bu rutine alışabilirdi. Midesi de, aklı da buna alışmıştı. "Yemek getirdim." diyen kız sefer taslarını bahçe masasına koydu. Evin asıl sahibiymiş gibi içeri girdi, sofra bezi ve tabakları toplayarak geldi. Ona, annesininkini anımsatan sıcaklıkta sofraya yanaşırken, Musa'nın boğazında bir düğüm oluştu.

"Bugün bana ne gibi güzellikler getirdin?" diye sordu. Kelimeler, eskisi kadar zor çıkmıyordu ağzından. Onunla konuşmak çok kolaydı. Yağ gibi akan muhabbetleri, sıcacık yaz güneşinin eşliğinde, hafif saman ve buğday kokusuyla şenleniyordu. Önünde uzanan uçsuz bucaksız sarı tarlalar, sanki onların sesine eşlik ediyormuş gibi hışırdayarak, sadece ikisinin anlayacağı melodiler çalıyordu. Musa, suçlulukla onunla kalben arkadaşı, dostu olduğunu kabul ediyordu.

"Ninem..." dedi üstüne bastırarak. "Bugün bize yardım etmen karşılığında, sana keşkek yaptı. Ben de naçizane tatlı."

Önüne koyduğu keşkek o kadar çoktu ki, Musa gülümseyiverdi. "Tabağı her defasında bu kadar doldurursan, Kayseri'ye göbekli, kapılara sığmayan bir adam olarak döneceğim."

Sözleri bir süre sessizlikle karşılandı. Musa ne dediğini fark etti. Gidecekti. Elbette bu belli bir şeydi. Gitmeden nasıl hayatını düzene sokabilirdi? Bu güzel köy yerinde, doğaya daha ne kadar saklanabilirdi? İnsanların onun etlerini koparmayacağına, onu kabul edeceklerine nasıl inanabilirdi?

"Korkma..." dedi kız alayla. "Türkiye erkek nüfuzunun yüzde 17'si göbekliymiş zaten. Araya kaynar gidersin."

Musa, yemeğini yerken kahkaha attı. Kızın karşısına, ama epey uzağına oturmasını izledi. Elinde, kendi için getirdiği ağzı kapaklı termos bardaklardan vardı.

"Cidden, her gün kafanı böyle lüzumsuz bilgi kırıntılarıyla doldurursan, ilerde alzaymır olursun."

Rana, ince omuzlarını silkti. Öyle zayıftı ki. Güçlü oluşu zayıflığını gölgelese de, göz altları ve yanakları koyu renk duruyordu. Neden bu kadar zayıftı?

"Fark ediyordum da, öğlen saatlerinde, yemek yemen gerekirken sen hep o içeceğini içiyor ve öğününü atlıyorsun."

"Yemediğimi nereden biliyorsun?"

Musa kaşlarını kaldırınca Rana iç çekti. "Midemde... Bir tür ağrı var."

"Nasıl bir ağrı?"

"Yemek yememi zorlaştıran. Küçüklüğümden beri var ama son zamanlarda şiddetlendi."

"Doktora gittin mi?"

Rana ona, sorduğu soru aptalcaymış gibi baktı. "Annem ayrı, babam ayrı, ninem ayrı götürdü. Her birinde farklı ilaçlar alsam da faydasını pek görmedim. Psikolojik olduğunu düşünüyor doktorlar."

"Fazla içe dönük olmanın zararları, ha?"

Rana iç çekerek kabul etti.

"Söyle bakalım, ninenin bugün ki eziyet planı ne?"

Kızın gözlerinde daha önce de gördüğü eğlenceli bir parıltı belirdi. "Görmeden anlayamazsın."

"İpucu ver ki, kendimi hazırlayayım."

" Sadece enerjini toplamak için o doldurduğum tabağı ye, yeter."

"Demek bilek kuvveti istiyor?" Musa, kıza gösteriş yaparcasına masada ki küçük arpacık soğanına yumruğunu indirdi.

Kalp İkizi (Umut Serisi 6)Where stories live. Discover now