17 "Beyefendinin Çiftliği"

5.5K 589 123
                                    


"Söyle Hanımefendi," dedi şair ruhlu adam, toprağı eşeleyen ayakları, utangaçlığını sergileyen yegane olguydu. Gözlerini ona çevirmiyordu. Sesi netti ancak Rana onun gergin olduğunu anlıyordu.

"Ne söyleyeyim," derken etrafını incelemeye devam etti.

"Bildiğini söyle." Rana kaşlarını kaldırdı. Havin ve İsa, biraz ötede kıkırdıyordu. Rana yeni evli çifte hem imreniyor, hem de üzülüyordu. Yeni evli olmalarına karşın, muhtemelen hiç yalnız kalamıyorlardı. Rana, İsa'ya minnet duydu. Musa'ya böylesine kol-kanat olduğu için.

"Beğendim," dedi Rana arsaya gözlerini kısarak baktı. "Ama benim beğenmem o kadar önemli değil. Senin içine sindiyse..."

Musa, etrafına bakındı. Köy yerinde, aksi gibi her an birileri geçebilirdi. Burada insanlar evlerinde oturmaz, hep dışarıda çalışır, tarlalarına gidip gelirlerdi. Görülmeleri olasıydı. Genç adam Rana'ya laf gelmemesi için tedbirle yaklaştı ve sırtını eve oldukça yakın olan kayaya yasladı. Önüne Erciyes'i almıştı. Sırtlarında ufak bir tepecik yükseliyordu. Köyün biraz tepesinde düz bir araziydi. Burada hem ufuk daha parlak, hem yabani otlar daha gürdü.

"Senin de içine sinmesini istiyorum. Ağabeyim ve kardeşlerim bana destek olurken, onların yüzünü kara çıkaracağımdan korkuyordum ama sen yanımdaysan," Gözlerini gözlerine dikti. "Senin aklına ve becerilerine güveniyorum. Beni mazur gör ancak, öğretmenim olacaksın."

Rana kızardı. "Ben o kadar iyi değilim. Hem Havin benden daha bilgili bu konularda."

Musa bahsi geçen yengesine doğru göz attı. "Biz iki beceriksiz nasıl bu kadar şanslı olabildik?" diye mırıldandı. Rana kıkırdadı.

Musa o güler gülmez gülümsedi. "Gülme, ciddiyim. İçeride tüm dualarımı senin için harcamış olmalıyım."

Rana gözlerini kaçırdı. Sohbeti değiştirmezse derin konulara gireceklerdi ve onlar için derin konulara girmek, henüz münasip olmazdı. "Pekala, bana ne yapmak istediğini şimdi tarif edebilirsin."

Tartarak etrafa baktı. İsa ve Havin onlara yaklaşmış, Musa'yı onlar da merakla izlemeye başlamıştı. Genç adam eline bir çubuk aldı. Rana onu hayranlıkla ve biraz da şaşkınlıkla izledi. Genç adam hiç olmadığı kadar genç görünüyordu. Gömleği rüzgarda savrulurken, becerikli elleri toprağa çizikler atıyordu. Üçü de onu şaşkınlıkla izliyordu ama adam bunu umursamadan, hevesle ve gülerek işine devam ediyordu. Alnından ter damlarken ve soluk soluğa kalmışken durdu. Sadece tek odalı küçük evi gösterdi.

"Arsamız oradan başlıyor," derken Rana'ya bakıyordu. Rana içinin kaynadığını hissetti. Aniden onun kadar çoşkulu ve hayat dolu hissetti. "İncelettiğime göre, o evin temelinde aslında daha büyük bir temel var. Üstünü toprakla örtmüşler çünkü sahibi, evi tamamlayacak gücü olmadığı için tek göz bir oda ve mutfak yapıp, burada kısıtlı sürede yaşamış."

Rana gözlerinin ışıltısına bakınca gülümsediğini hissetti. Elinde değildi. Adam öyle hevesliydi ki, Rana'nın da içi kıpır kıpır oluyordu. "Yani ev o tarafta olacak."

Musa eliyle gösterdiği yere baktı. Gözleri hülyalı bir hal aldı. Rana artık eve bakmıyordu. Musa'nın güzel yüzünün umutla ışıldamasına bakıyordu. "Evimiz Rana, evimiz orada olacak."

Rana kızararak İsa'ya göz attı. İsa ona gülümseyerek göz kırptı. Rana daha beter utandı. Musa eve doğru ilerleyince, onu takip ettiler. Evin manzarası nefes kesiciydi. Köyü arkasına, Erciyes'i ve gün batımını karşısına almıştı. Musa, elini hayranlıkla manzaraya doğru kaldırdı. Rana da sanki onun gibi bu manzarayı avuçlayacakmış gibi avuçlarını kaldırdı. Musa ona yandan bir bakış atarken, gözleri ışıldıyordu. "Sevdin mi?"

Kalp İkizi (Umut Serisi 6)Where stories live. Discover now