16: Hiç Kimseden Mektup

164 22 157
                                    

-Joutsen-

Oyunlar başlar başlamaz arena binasından ayrıldım ve cisimlenerek Londra'ya gittim. Cisimlenmeyi ne kadar sevdiğimle ilgili şiir falan yazabilirdim ama hayır, bunu yapıp sizi kör etmeyeceğim. Üstelik işim var. Sokaklarda dolanacak fazla zamanım olmadığını biliyordum. Sonuçta birkaç saniye içinde Muggle Açlık Oyunları başlayacaktı ve buraların her an karışabileceği gerçeğinin yanı sıra, Dominique'e yardım etmek için bir an evvel evde olmam gerekiyordu.

Bir bara girerek bar sahibi beni kovana kadar televizyona baktım, arena hakkında birkaç bilgi topladıktan sonra barın tuvaletine girdim ve öğrendiklerimi Dominique'e yetiştirdim. Tuvaletten çıktıktan sonra bar sahibi Mugglelar için reşit sayılmadığım için gitmemi rica etti. İşin komik kısmı, her iki dünya için de reşit olmamdı. Yine de adaya doğru yol alma fikri daha cazip göründüğü için adamla mücadele etmedim. Üstelik ulu orta yerde Joutsen Avery kimliğini çıkarmak hiç iyi olmazdı. Küçücük bir bara girmiş olmama rağmen fazlasıyla dikkat çekmiştim; insanlar dik dik bana bakıyorlardı.

Limandan kayığa bindim ve bir çalışanımız, Harold, beni adaya götürmek üzere kayığı kullandı. Bu adamı severdim, bana ailem kadar yakındı. Bu rahatlıkla deniz yolculuğu sırasında Açlık Oyunları'nı her birimize arena binasındayken verilen tabletten takip ettim. Ben mikrofonla Dominique ile konuşurken, çalışanımız yani Harold bana bakarak "Başını belaya sokmak üzereymişsin gibi görünüyorsun." dedi ve güldü. Ben de güldüm ama acı acı güldüm çünkü söylediği doğruydu. Hile yaptığım anlaşılırsa bana ne yaparlardı bilmiyorum ama birilerinin çok çok kızacağına emindim.

"Sanırım öyle." dedim çekinerek "O kıza yardım etme zorunluluğum yok ama vicdanım sınırları olabildiğince hatta daha fazla zorlamamı söylüyor. Ben de kuralları çiğniyorum. Bana kalırsa bugün kimse orada olmamalıydı ama elimden gelen bu." Başını salladıktan sonra bana imalı bir bakış attı "O kızı özel buluyor olabilir misin?" Bir anda çığlık attım "Ne? Hayır! Kesinlikle öyle bir şey yok!.. O ve ben çok iyi arkadaş olduk. AR-KA-DAŞ!" Harold kahkaha attı "Tamam, tamam! Bir şey demedim." Bana mataramı uzattı "Al, biraz su iç. Bayılacakmış gibi görünüyorsun; kıpkırmızı oldun. Sonra da bana şu özel kızı anlatabilirsin."

"Sahiden!" dedim masum moduna geçerek, bir yandan gülmeme engel olamıyordum ve içtiğim su neredeyse boğazıma kaçacaktı "Dominique ve ben arkadaş olduk yani on beş günde bu çok normal. Onu arkadaş olarak seviyorum ama sanırım oyunları kazansa bile yeniden iki yabancı olacağız. Kulağa klişe geliyor ama ikimiz farklı dünyaların insanlarıyız." Harold şaşkın bir ifadeyle "Dominique mi?" diye sordu "Oysa ki ben özel kız demiştim. Sevgilin, hoşlandığın biri ya da senden hoşlanan birileri falan. Yok mu öyle birileri?"

"Aslında..." dedim duraksayarak "Biri var aslında... Ama o sadece benim için değil, tüm aile için özel ve değerli biri. Bu yüzden belki de ondan uzak durmak daha doğru olur. Aile ilişkilerimizin sağlığını korumak için yani." Evet, Dominique arenada canıyla uğraşırken, ben burada Harold'a rayına oturamamış, pas tutmuş aşk hayatımdan bahsediyordum. Harold ofladı "Joutsen, babanın şu kadarcık halini bile biliyorum," eliyle kayığın zemininden bir metre falan yükseğe işaret etti "Bazen babasına anlatmaya çekindiği konularda benden yardım isterdi. Onun da senin gibi ilişkilerinde kafası karışıktı ama sonra kalbini dinlemeye karar verdi, annenle yakınlaştı ve bir bakmışız sen doğmuşsun."

"Yani buradaki ana fikir kalbimi dinlemek mi?" diye sorunca başıyla onayladı ve olduğum yerde süzüldüm "Sanırım evde kalacağım... Kıza kankam gibi davranıyorum hatta kankamdan da daha kanka gibi davranıyorum. Bir kankam olmadığını hesap edersek, en kankam VK. Ona çıkma teklifi edersem tokadı yerim. Hatun sağlam yapıştırıyor." Harold çok eğlenerek güldü. Birden, önce kelpi canavarı bir haracı kaçırdı sonra da Harold'ın radyosundan arenada köpek balıklarının da olacağını duyunca mikrofonumu açtım ve Dominique'e bundan bahsettim.

Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık OyunlarıWhere stories live. Discover now