27: Testral Mıntıkası Düştü

105 14 39
                                    

Özel hastane kanadı Joutsen'ı ziyaret eden insanlar sebebiyle oldukça hareketliydi. Zaten tek başına Rabastan bile odayı canlandırmaya yeterdi ama akıl hocaları, en azından bizim tarafımızda olanlar, çocuğu ziyaret etmek istemişlerdi. Son olarak Stern kardeşler çıkarken, Sienna kapının eşiğinde dikilerek kollarını birbirine bağladı "Black, zahmet olmazsa şu döküntülerini toplar mısın artık?"

"Nelerimi?" diye sorduğum esnada kızlar bir ordu gibi içeri doluşup üzerime atladılar. Kollarım sekiz kızı sarıp sarmalamak için fazlasıyla kısaydı ama neyse ki kızlar bana temas edebilmek için özel çaba gösteriyorlardı. Hepsini saçlarından öptükten sonra Juliet Hermione'nin kucağındaki en küçük kızımı, Ophelia Walburga'yı, kucağıma alıp bağrıma bastım. Onların varlığı bana tuhaf bir enerji vermişti ve yine ağlamaya başladım.

"Siz buraya nasıl geldiniz?" diye sordum, onlar bana soru soramadan. Venus Hera minicik elleriyle gözyaşlarımı silip yanaklarımı sıkarken, Stephanie Belle "Bis geçidden geçdik." dedi. Bunu duyunca beynim sızladı. Az önce geçitten geçtiklerini mi söylemişti o? Duyacaklarımdan korkarak en büyüğü dokuz yaşında olan kızıma, Vivien Crystal'a, "Nasıl yani geçitten?" diyebildim "Siz savaşta mıydınız?" 

"Benim suçum değil!" diye savundu kız kendini "Annem ve diğer veelalar geçitten geçince Arya Destiny de Testral Mıntıkası'nda tek kalmamak için geçitten geçmek istedi. Winter Jade ve ben onu durdurmaya çalıştık ama bizi dinlememesi yetmezmiş gibi bir de diğerlerini peşinde sürükledi. Biz de mecburen onları koruyalım diye peşlerine takıldık." 

Duyduklarım sebebiyle kanım çekiliyordu, ağzım uyuşuyordu. Ruh halim yüzüme yansımış olacak ki Ulrich "Regulus," dedi yorgunlukla "lütfen bayılayım deme!" Kendimi bir anda toparlayarak kızlara baktım "Arya Destiny nerede? O cadaloz-" Arya Destiny eğlenceli bir çığlık attı, Rabastan'ın üzerine atladığı gibi "Koyu benni." dedi, Sienna güldü. Onu şimdilik rahat bıraktım ama sonsuza dek Rabastan'a sığınamazdı ya da sığınabilirdi, bilmiyorum! 

Stephanie Belle benden sıkılmış olacak ki Joutsen'ın yatağına gidip, tırmandı ve çocuğun üzerine çöktü "Noodu çana? İi miçin?" Ben de ayağa kalktım, yatağa yöneldim ve kızı, Joutsen'ın üzerinden aldım "Joutsen'ı rahatsız etmeyin." Joutsen elini kaldırdı "Sorun değil, gerçekten! Kızlar çok eğlenceliler." 

Ben Stephanie Belle'i aldım derken Elizabeth Victoria kolumun altından geçerek Joutsen'ın elini tuttu. Biraz durduktan sonra "Kafanın içindeki ne?" diye sordu "Canlı gibi." Onun iyileştirme gücü olduğunu hatırlayınca dikkatle ona baktım. Joutsen "Bir çeşit parazit." diye yanıtladı "Yani orada olmaması gereken bir şey. Evini işgal eden böcekler gibi işte!" 

Ashley Jennifer güldü "Kafana nasıl böcek soktun?" ve bana döndü "Baba, benim kafamda böcek var mı?" Vivien Crystal gözünün altından kız kardeşine baktı "Senin kafanda beyin bile yok ki, böcek nasıl olsun?" Ashley Jennifer, ablasını dövmek için üzerine atlayacak gibi olduğunda kızı yakasından tuttum ve o sinirle çığlık atıp, Vivien Crystal'a hakaret ederken "Şhh!" dedim "Birbirinizle düzgün konuşmayı ne zaman öğreneceksiniz?" 

Rabastan konuyu kapatmak istercesine Ashley Jennifer'ı kucağına aldı ama bu sefer de kız, Arya Destiny ile tekme, yumruk kavga etmeye başladı. Konu Rabastan'ı paylaşmak olunca Arya Destiny bir canavara dönüşüyordu. Joutsen bana bakarken gülüyordu "Hayatın çok eğlenceli!.. Ve kaotik." Ya, ne demezsin! 

"Baba," diyerek bana döndü Elizabeth Victoria "Joujou'yu iyileştirebilirim. Yapayım mı?" Kızı, Joutsen'a doğru çevirdim, Dominic de yatağın diğer tarafındaydı "Bunu onlara sormalısın." Dominic dudak büküp, omuz silkti "Neden olmasın? Ulrich zaten elinden geleni yapıyor, bir de bunu deneyelim." Joutsen da başıyla onaylınca Elizabeth Victoria yatağa çıkıp, dizlerinin üzerine oturdu ve ellerini Joutsen'ın alnına koydu "Benden başka kimse dokunmasın. Dominic, sen de."

Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık OyunlarıWhere stories live. Discover now