19: Çocukları Kullanmak

141 16 68
                                    

-Joutsen-

Kart olayından sonra annem onu aklımdan çıkarmamı söylemişti ama böyle bir şeyi unutmak mümkün değildi; yani kim unutabilir! Besbelli Amy bir şeyleri açıklayacaktı ve bu gece olacaklar hepimiz için çok önemliydi hatta kim bilir belki ailemizin kaderinde değişimlere sebep olurdu çünkü eğer annem babam hakkındaki gerçeği öğrenirse, Katie ile birleşip onun canına okuyabilirdi. Bunu kendi gözlerimle görmek isterdim; canına okumasını değil, Amy'nin neden annemi çağırdığını ama öte yandan, eğer ortada büyük ve önemli bir kurtarma operasyonu varsa benim yüzümden her şeyin mahvolmasını istemezdim. Şimdilik uslu çocuk olup, oturmak yapabileceğim en doğru tercihti.

Katie, kızlar ve Evan Niall gittikten sonra annem ve ben yine sessiz evimizde tek başımıza kaldık. Bugün neredeyse tüm gün Dominique'i takip edememiştim ama tabletteki göstergeler sayesinde o ve diğer haraçların hala hayatta olduklarını biliyordum. Bana yaptığı konuşma sebebiyle annemin yanında Oyunlar'ı takip etmeye çekiniyordum. Odama kaçmanın bir fırsatını bulabilirsem izlemeye devam edebilirdim... Sanırım.

Annem, kızlara yaptığı kekin kalan son dilimini yerken, "Joutsen," dedi "neden bu akşam büyükannende kalmıyorsun?" Bu bir soru değil, öneriydi hatta resmen ayak altında olmamam için gitmemi istiyordu. Dudak büküp, omuz silkince "Büyükanne ve büyükbaban seni özlediler." dedi bu kez "Geldiğinden beri beş dakikalığına bile uğramadın onlara. Bu gece orada kal, hatanı telafi et." Tamam, resmen kovulmuştum ve annemin bunun için haklı sebepleri vardı. Kartı unutmadığımın farkındaydı ve evde yalnız kalırsam gizli gizli peşine takılacağımı düşünüyor olmalıydı.

"Peki," dedim, biraz şımarık rolüne bürünmeye çalışarak. Genelde böyle bir teklifi hemen kabul etmediğim için doğal davranmak istemiştim ama farkında olmadan başarısız oldum. Yine de çat diye kabul etmiş olmam annemin hoşuna gitti ve saçlarımı okşarken "Akşam yemeğinden sonra giderim." dedim "Yemekte seni yalnız bırakmak istemem." Bence, evde tek başına kalmak çok keyifli bir şeydi ama yetişkinlerin çoğu bunu korkutucu buluyordu. Garip!

"Aslında," dedi bu kez "en iyisi ben gidip, büyükannenin evinde bir akşam yemeği ayarlayayım. Bugün Siren da eşiyle birlikte adaya gelmişti. Hep birlikte yemek yeriz ve akşam sen orada kalırsın. Belki ikna edersin, Felix de kalır ve iki kuzen sıkılmazsınız." başımla onayladım ve tebessüm ettim. Acaba fazla mı rol yapıyordum? Fazla rol yapıyorsam da annemin şüphesini çekmiş miydi? Genelde babama karşı itaatkar, anneme karşı şımarık olurdum ve ona karşı gelmek, babama karşı gelmekten daha kolaydı.

Ondan önce davranarak büyükannemin evine gittim çünkü gitmek için hareket etmediğim her saniye annem, beni taciz etmeye devam edecekti ve tabii ki bu arada Dominique'i koruyup kollamak da hayal oldu. Eve girdiğimde büyükannem beni uzun kollarıyla sarıp sarmaladı, yanaklarımı öptü ve baş parmağıyla suratımdan ruj izini çıkarmaya çalıştı. "Hoş geldin!" dedikten sonra beni tepeden tırnağa bir süzdü "Kaç gün olmuş adaya geleli! Neredesin sen? Kapıdan bile uğramadın." artık bir klasik haline gelen 'hayırsız' damgamı yedikten sonra salona geçtim.

Ben daha içeride kim var kim yok bakamadan kuzenim Siren "Joujou gelmiş!" diye bağırdı ve boynuma sarıldı. Büyükanne Quinn ve büyükbaba Frank'in üç torunu vardı ve Siren, yirmi beş yaşındaydı, en büyüğümüzdü. Bunun için kardeşi Felix ile bana istediği tüm küçültücü isimleri takabiliyordu ama yine de Joujou tıpkı hayırsız olmam gibi bir klasikti. Onun omzunun üzerinden içeriye bir göz attım; Büyükbaba Frank, Büyükbaba Frank'in ağabeyi yani büyük amca Nicholas, Damien amcam, Dahlia yengem, Felix ve Siren'ın kocası Valentino Yaxley buradaydılar.

Yerinden kalkan Felix, kafamı koluyla bedeni arasına sıkıştırdı "Biz de bugün belki seni görebiliriz diye umut ediyorduk." Onu itip kafamı koparmadan kurtulmaya çalıştım ama herif yerinden kıpırdamıyordu bile. Dikkatini dağıtıp, ondan kurtulmayı umut ederek "Neden?" diye sordum. Felix beni bıraktı ve bir köşeye oturduk. Konuşması için gözlerinin içine bakarken elini bana uzatarak parmağındaki yüzüğü gösterdi "Nişanlandım. Hem de bir deniz kızıyla!" elimi alnıma vurdum, Siren güldü "Hatırlıyor musun, bir keresinde gemideyken kafana ağır bir şey düşmüştü, direk gibi bir şeydi sanırım, ve haftalarca hastanede yatmıştın. İşte, o günden beri aptalsın." 

Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık OyunlarıWhere stories live. Discover now