36. Bölüm: MERMER KALPLER

26.7K 1.9K 4.1K
                                    

Herkese selam!

Yeni oy sınırımız 500, yorum sınırı ise 1800. Oy sınırı için bana kızmayın, ASKfm'dekiler böyle istedi jsjfhjh

Buyurun, bölüm sizindir. 🦌

 🦌

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36. Bölüm: MERMER KALPLER

*Kayahan – Emrin Olur*

*Haramiler – Mavi Duvar*

Mutfaktan çıktıktan sonra ne olduğunu bilmiyorum; ne bana, ne de Yiğit'e.

Kendime, ona, duygularıma, gururuma ya da başka herhangi bir şeye dair aklımda hiçbir şey yoktu. Daima mahsulü bereketle taşan verimli bir arazi, üzüm dolu yaprakları yerlere kadar sarkan ve her yanı sarmaşık gibi saran asmalar gibi düşüncelerle dopdolu olan aklım o an bomboştu.

Ölmüş ve ruhu dünyaya dönmüş bir ceset gibi, soyut bir varlık gibi çıkmıştım merdivenleri.

Ağlamıyordum da üstelik.

Kendime gelir gibi olduğumda, alışkanlıktan sanırım, kendimi yine Yiğit'le yattığımız yatakta, sırtımı başlığa yaslamış, balkondan görünen soluk deniz manzarasını izlerken bulmuştum.

Şükürler olsun ki Yiğit gelmemişti.

Neden yaptım bilmiyorum, sabaha karşı üst kattaki büyük salonun balkonuna çıktığımda mutfak lambasının hala yanıyor olduğunu gördüm. Güneş doğmak üzereydi, mutfaktaki parlak beyaz ışık, rengi hafif hafif belirmeye başlamış koyu yeşil ve ıslak çimlerin üzerine uzun ve beyaz bir tül gibi düşmüştü.

Birkaç dakika bekledim ve bahçeyi izledim.

Sonrasında, ahşap mutfak kapısına yaslanmış uzun, iri ve çok güzel bir gölgenin kol hareketlerini ve çimlerin üzerindeki beyaz tüle doğru yayılan sigara dumanını da gördüm.

Gölgesi çok güzel biri, kalbimi kırdığı halde kalbimdeki yerini sarsamadığım biri, sigara içiyordu.

Sanırım ben orada birkaç dakika değil, saatlerce beklemiştim.

Çünkü hava aydınlanmaya başlamış, gölgenin, çimlerin ve çimlerin üzerine beyaz tül gibi düşen mutfak ışığının rengi açılmış ama ne lamba kapanmış, ne de sigara içmeye devam eden gölge kalkıp gitmişti.

Çok üşüdüğümü fark ettiğimde yatağa döndüm.

Aklım dolmaya başlamıştı. Hatta belki de uzun zamandır ilk kez bu kadar fazla ve bu kadar çok şey üzerine düşündüm. Aşk üzerine, başka diğer hisler üzerine, insanlar ve kalpler üzerine düşündüm. Oysa İzmir'e geldiğimden beri, Yiğit'le uyumaya başladığımdan beri bu kadar düşünmezdim.

Bir şeyler üzerine düşünmek Ankara'daki yalnız gecelerimde yaptığım bir şeydi.

O an, kendimi ilk kez, Ankara'daki gibi ve Ankara'daki kadar yalnız hissettiğimi fark ettim.

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin