67. Bölüm: SYMI İLE POSEIDON

19.5K 1.2K 2.1K
                                    

Herkese selam!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Yine çok uzun bir bölüm. 🤍🧿🦌🦁

Keyifli okumalar. 🐣

67. Bölüm: SYMI İLE POSEIDON

*Müslüm Gürses – Seni Yazdım*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Müslüm Gürses – Seni Yazdım*

*Yıldız Tilbe – Ummadığım Anda*

*Ziynet Sali – Amman Kuzum*

Uzun Zaman Sonra

Patlıcan rengi bir simit arabası ana cadde üzerinden geçerken bıraktığı gürültü ve susam kokusunu takip eden kediler onun peşine takıldı.

İlkbahar gününün ilk saatlerinden belliydi öğlenin nasıl sıcak geçeceği.

Rüya kolunun altında sıkıştırdığı dosyalar, boynuna astığı geyikli çantası ve o hareket ettikçe çantasının içinde şangırdayan ev anahtarının çıkardığı ses kalabalığıyla büroya girdi. Eşyalarını hızlıca masanın üzerine dizip mutfağa koştu, makinenin içine biraz su ve kahve koyduktan sonra düğmeye bastı, odaya döndü.

Büro sabahın erken saatlerinde pek kalabalık olmazdı, hiç olmazsa dokuz ya da dokuz buçuğa kadar mutfak da, odalar da, ortak alan da sessiz olurdu. Birkaç temizlik görevlisi çalışanlar gelmeden ortalığın tozunu alır, mutfağı temizler, sonra da ortadan kaybolurdu.

Sessizliğin içinde kahve makinesinden gelecek sesi duymayı beklerken alnını cama yasladı. Ankara'nın ilkbaharla örtülmüş, yeşermiş tepelerini izler gibi yapıp da dalıp giderken birisi tıklattı kapısını.

"Günaydın abla," dedi Elif, önüne birkaç simit dilimiyle çay bırakmıştı.

"İstemiyorum Elif," dedi, yerine oturdu ve bilgisayardaki dosyaları kurcalıyormuş gibi yapmaya başladı, sonra uzanıp camı açtı temiz hava almak için. "Aç değilim."

Elif bir şey demedi neyse ki, tüm sessizliğiyle karşısındaki sandalyeye oturup onu izlemeye başladı. O sırada özellikle ters çevirdiği telefonu titredi. Önce bakmamak için direndi, çenesini avcuna yaslayıp Elif'in meraklı bakışlarına karşılık verdi ama merakını yatıştırmayı başaramamıştı.

Uzanıp çevirdi telefonu, özel numarayı gördüğü an fırladı ayağa, pencere kenarına geldi, sesini sabit tutmak için uğraşırken, "Hiç yazmadın," dedi hemen açar açmaz. "Aramadın da beni. Günaydın demedin, iyi geceler demedin."

Gülüş sesi kulağına dolarken, "Trip mi atıyorsun bana," dedi Yiğit eğlenir gibi.

"Hayır," dedi kız sertçe. "Neden trip atacakmışım sana? İstersen yazarsın, istersen yazmazsın. Canın ister hiç aramazsın hatta. Biz neyiz ki? Numaran bile yok bende."

Karşıdaki daha çok gülmeye başladı bu sefer.

"Komik mi," dedi Rüya daha da öfkelenerek. "Neden gülüyorsun?"

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin