9. Bölüm: İTİRAF

40.4K 2.6K 2K
                                    

Oy vermeyi unutmayın. 🤍
İyi okumalaaaar!🌸

🦌
*Göksel- Denize Bıraksam*
*Göksel- Kurşuni Renkler*

*Perdenin Ardındakiler – Beni Kendinden Kurtar*

3 Mayıs 2015 Gecesi

Stres altında insanlar normal zamanda verebilecekleri makul ve olağan tepkilerden uzaklaşırlar. Beyin, karşılaştığı stresle baş edebilmek için, bir tehlikenin pençesinden kurtulmaya odaklanır ve sıradışı çözümler üretir.

Bu çözümler, insanı tehlikeden kurtardığı ölçüde kabul edilebilir ama fırtına dinip her şey normale döndüğünde sıradışı tepkilerin yükü beyne değil, vicdana kalır.

Beyninizle düşünce üretip bunun sonuçlarına vicdanınızla katlanırsınız.

Yıllarca, önümde bir tehlike olsun ya da olmasın, hep mantığımı dinledim ama sonucunda verdiğim kararların yükü hep vicdanıma kaldı. Bu yüzden daima vicdanının sesine kulaklarını kapatan biri oldum; vicdan insani bir şeydir ama vicdan hayat kurtarmaya yetmez. Vicdanınızı dinlerseniz çoğu zaman hayatı kurtulan değil, kararan taraf olursunuz.

Ben daima hayatımı kurtarmaya odaklandım; o hayatın içinde neye sahip olduğum ya da neyle yaşadığıma hiç bakmadım, içinde olan her şeyle beraber sadece hayatımı kurtarmaya çalıştım.

Babamdan kendimi kurtardığımda hayatımın içinde yardıma muhtaç genç bir adam vardı, fakültenin ilk günlerinde yapılan önlük giyme töreninde Sencer ve Ilgın'ın ailesine özenerek bakan genç bir adam vardı hayatımın içinde. Ve o adamın kulaklarında da, "Senden olsa olsa serseri bir piç olur, katil olur ama doktor olmaz," diyen bir şeytanın sesi.

Hayatımı babamdan kurtardım ama kurtardığım o hayatın içinde yaşayan, babamın yarattığı genç bir adam vardı, onu hiç göremedim.

Babamdan kurtulduğumu zannederken yine onunla bir işin içine girdim ama hala hayattaydım, hala güçlüydüm ve hala çok şeye sahiptim. Oysa yeniden kurtardığımı sandığım hayatın içinde bu defa babamın kuklası olmuş, vicdanının sesini susturmuş başka bir adam daha vardı.

Onu şimdi görebiliyorum.

Bir hayatı kurtarmak yetmez, hayatın içinde kalanları da kurtarmak gerekir. Ben hep hayatımı kurtardım, hayatımın içindeki adamı hiç kurtaramadım.

İşte bu da benim en büyük yanılgımdı.

Çıplak göğsüme dokunan elin soğukluğu düşüncelerimi geldikleri yere, aklımın derinliklerine geri yolladı.

Yatakta biraz doğrulduğumda sarı saçları yastığına yayılmış, gözlerini bana dikmişti.

"Gerçekten bir daha görüşmeyecek miyiz," diye sordu yumuşak ve kırgın bir sesle. Neye kırıldığını biliyordum.

"Konuştuk bunu," dedim elini üzerimden çekerek. "En başından beri duygusal bir şeyler olmaması gerektiğini ikimiz de biliyorduk."

Ayağa kalktığımda yerdeki pantolonumu aldım ve üzerime geçirdikten sonra kemerimi bağladım.

"Evet, biliyordum," dedi Gökçe yerinde biraz doğrularak, üzerindeki yorganı ittiğinde çıplak bedeni açığa çıkmıştı. Gözlerimi üzerinden çektim ve arkamı döndüm.

"Ama bu ihtimal hep var Yiğit," dedi ince sesiyle, "bunu biliyorsun, değil mi? Hayatına böyle devam edemezsin."

"Açıkçası hayatıma nasıl devam edeceğimle ilgili kararları on yedi yaşından beri tek başıma veriyorum," dedim sert bir sesle.

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin