64. Bölüm: İÇİMİZDE ÇİÇEKLENİR YASEMİNLER

16.5K 1.1K 2.5K
                                    

Herkese merhaba!

Finaller, bütler, diş ağrıları ve stresle geçen korkunç bir dönem bitti benim için. 🙂 Ben de soluğu burada aldım. Şimdi üç ay stajda olacağım, en azından artık sınavlarım olmayacak ve rahat rahat yazabileceğimi umuyorum, tabii bir aksilik çıkmazsa. Gecikme için özür diliyor ve sizi bölümle bırakıyorum. 🤍

Kadir Geceniz kutlu olsun. 🌸

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🦁🦌🤍🧿

🦁🦌🤍🧿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

64. Bölüm: İÇİMİZDE ÇİÇEKLENİR YASEMİNLER

*Zerrin Özer – Hani Dünya Tatlısı*

*Billur Yapıcı – Papatyanın Yeri*

Uzun Zaman Sonra

Ankara Hukuk'un ilkbaharları güzel olur, Ankara Hukuk'un sonbaharları güzel olur, Ankara Hukuk'un kışı bile güzel olur. Her şeyi güzel olur bu okulun. Ama en çok, en çok aşkları güzel olur. Aşk dediler mi bundan sonra Ankara Hukuk gelecek hep aklıma. Neden mi? Çünkü bir zamanlar âşıklar bu banklarda diz dize, göz göze, sevgiyle uzandılar. Kucaklaştılar.

Bu büyük ağaçlar, şu çiçeklenen dallar, 1924'ten kalma şu eski ve köklü binalar hep şahit oldu bunlara. Benim başıma gelmedi ama bir yerlerde bir aşk yaşandı bir zamanlar. Bir adam sevgilisinin ders çıkışına geldi, onu heyecanla bekledi, hatta belki kucakladı sonra, bağrına bastı. Onu dinledi, onu anladı, onu sevdi. Bir zamanlar Ankara Hukuk'un bahçesi dünyanın en güzel kızı ve onun aşığının yaşadıklarına şahitlik etti.

Bense şimdi çantamı göğsüme bastırırken o âşıkları hayal etmeye çalışıyorum. Ben sadece hayal edebilirim, hayal etmeye çalışabilirim. Ama hayal edebilir miyim? Edemem. Ben aşkı çoktan unuttum. Geçmiş zamanda bir yerlerde, daldan düşecekken başka bir dala takılan, toprağa kavuşamayan bir meyve, bir armut gibi takılı kaldı aşk zihnimin gerilerine.

Âşık olmuş olmalıyım, biliyorum, eminim hatta. Âşık olmasam evlenir miydim? Âşık olmasam bir çocuk yapar mıydım ondan? Babama bile karşı çıkmışım, ailemi karşıma almışım onun için. Yapma dedikleri halde yapmışım. Evlenmişim onunla.

Aşk bu değil de ne?

Bu olmalı. Her şeye göğüs germek, cesaret etmek, delicesine bir tutkuyla onun peşine takılmak; tıpkı rüzgârda koşturup duran bir kısrak gibi. Rüzgâra kapılmak, rüzgâr olmak hatta. Geçip gittiğin çayırların içinden çiçekler takmak kalbine, yaprak yaprak açmak, boy vermek. Çimlere uzanmak hatta, havayı koklamak. Gökyüzüne bakıp şükretmek, şükrederek iç çekmek. Kırkikindiler yağarken mesela, bunun bir ilkyaz bereketi olduğunu bilmek, o ıslaklığı kucaklamak, o ıslaklığın kendisiyle sevişmek. Damlalar yüzüne düşerken gözünü bile kırpmadan düşüşlerini izlemek. Bir eli sorgusuz sualsiz tutmak aşk. Vapur düdüğü gibi çalan gençliğin sesine, coşkusuna kulak vermek. Ve hatta aşk, yetişemeyeceğini bildiğin o son vapura, yine de tükenmeyen bir umutla koşmak. Vapurun deniz üzerinde bir tüy gibi süzülüşünü izlemek, kaçırdıklarını düşünmeden yine de gülmek.

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin