61. Bölüm: BİR YILDIZ KAYDI

20.1K 1.2K 3.2K
                                    

Keyifli okumalar! Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🤍🦁🦌🧿

Keyifli okumalar! Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🤍🦁🦌🧿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

61. Bölüm: BİR YILDIZ KAYDI

*Barış Manço – Can Bedenden Çıkmayınca*

Uzun Zaman Sonra

Doktor olmasaydım hastanelerden nefret ederdim herhalde. Ya da Rüya beyaz önlüğümü giymemi bu kadar istemese de nefret ediyor olabilirdim hala, bilmiyorum. İlaç kokularına, uzun kuyruklara alıştım ama içimde hala tamamlanmayan bir şey var. Büyük bir eksik. Upuzun, sanki sonsuzluğa uzanan büyük bir tarlanın ortasına kazılmış bir çukuru andırıyor içimdeki boşluk.

Rüya'nın eksikliği belki de.

Her akşam eve dönünce kapıyı bana o açacaktı, nöbetten döndüğüm sabahlar kahvaltı hazırlayacaktı bana. Yorgunsam dizinde uyutacaktı, ders çalışırken kahveleri ben yapacaktım, işimiz bitince gece yatmadan önce bir film izleyecektik mutlaka. Ben gerilim istiyordum, o romantik olsun diye tutturuyordu. Bunların hiçbirini yapamadık. Ne mi yaptık? Bir koltuğa oturduk, sarıldık birbirimize, gelecekte ne yaparız diye hayaller kurduk, yapamadığımız her şeyin hayalini teker teker kurduk, öyle de detaylı düşündük ki üstelik, şimdi içim yanıyor.

Bir daha hayal kurmamaya yemin ettim, hele öyle detaylı hayaller ölsem kurmam, kuramam artık. Hangi filmleri izleyeceğimizi bile konuştuk, şimdi elim televizyonu açmaya bile gitmiyor. Televizyonda, sinemada, orada burada onun bahsettiği filmleri göreceğim diye ödüm kopuyor. Tüm bu hayalleri neden kurduk ki, eğer yaşamayacaksak?

Bayram sabahlarını düşündük beraberce. Rüya sırtını bana yaslamış, ayaklarını uzatmıştı, altı aylık hamileydi o zaman. Yanağını göğsüme sürterken kedi gibi mırıl mırıl sesler çıkartıyordu, huzurlu gibiydi. Bir eli benimkini tutmuştu sıkıca, parmaklarımla oynuyordu.

"Bayramda ne yapalım," diye sormuştu.

"Sen ne istersen."

"Keşke doğum yapmış olsaydım," demişti iç çekerek. "Bebişimiz de yanımızda olsaydı." Dönüp bana bakmıştı. "Kanguruya koyup gezerdik, olmaz mıydı? Bir sen taşırdın, bir ben. Diğerimiz Armağan'ı tutardı. Şöyle bir gezerdik kıyı şeridini." Yerinde toparlanmıştı ciddiyetle. "Ne yapalım, biliyor musun? Doğumdan sonra biraz toparlayınca uzun bir tatile çıkalım." Güldü. "Bebişi denize de sokalım mı? Bir şey olur mu?"

Onu kendime çekmiştim, sıkıca sarılmıştık birbirimize.

"Taa Foça'dan başlayıp Ölüdeniz'e kadar inelim önce," demiştim. "Sonrası Allah kerim zaten." Gülmüştük beraber.

Bayramlar geldi geçti, annesiz bir evin çocuğu, annesiz bir evin babası oldu. Rüya yok.

"Bayramlarda kızıma renk renk, fırfırlı etekler alacağım," demişti Rüya. "Saçlarına tokalar takacağım. Geceden bırakacağım yatağının ucuna yeni kıyafetlerini. Sonra yeni çamaşırlar, yeni çoraplar. Armağan'a güzel güzel takımlar, papyonlar. Ya da bahçıvan pantolonlar. Nasıl olur?"

ÇEHRESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin