"meet your bf on a sunday."

1K 133 69
                                    

media: somin ve matthew <3

🐇

Jeongguk hiç iyi hissetmiyordu. Güzeller güzeli ablası yüzünden girdiği şoku ancak atlatmış, Şimdiyse kirazları bükmüş bir şekilde dolabına bakınıyordu. Herkesten sakındığı, biriciği olan ablasının uzun süredir bir sevgilisi olduğunu, üstüne üstlük evlenme teklifi aldığını öğrenmişti. Belki sevgilisi olduğunu daha önceden bilseydi bu kadar mutsuz olmazdı lâkin ablasının ancak evlenmeye karar verdikleri zaman kendisine söylemesine çok kırılmıştı. Bu gidişle dayı olacağını da doğumda öğrenirdi herhalde.

Onu en çok üzen ise ablasından ayrılacak olmasıydı. Elbette ki bu tamamen birbirlerinden uzaklaşacakları anlamına gelmiyordu fakat Jeongguk'un hayatında onun kadar değer verdiği kimse yoktu ve daha önce hiç ayrı kalmamışlardı. Şimdi ise ablası başka bir eve taşınacaktı. Ablası dışında çok yalnız bir insandı, fakat o da gidiyordu işte.

Düşündükçe gözlerinin dolduğunu fark eden Jeongguk kıyafetlerine odaklanmaya çalıştı. Bir pazar günüydü, ablasının sevgilisi hyung ve kardeşi Jeongguk'la tanışmak için evlerine geliyorlardı.

Her zamanki gibi, nefret ettiği o siyah kargo pantolonlarından birini ve siyah oversize bir hoodie giymeye karar verdi. Uzun saçlarına yaptığı sevimli topuzunu bozdu, canı sıkıldığı için yaptığı kırmızı tonlarının ağırlıkta olduğu makyajını sildi ve yeterince "maskülen" göründüğünden emin olduktan sonra aynanın önünden ayrıldı.


🐇



Kendisi üzüldüğü için mutsuz olan ablasını daha da üzmemek için en sevimli gülümsemesini takındı içeri girerken. Biliyordu ki ablasının en ufak bir kötü niyeti yoktu. Jeongguk üzülmesin diye ne kadar erteleyebilirse o kadar ertelemişti işte söylemeyi.

En azından sevgilisinin ismini öğrenmeliyim diye düşündü Jeongguk, koltukta oturan ablasının yanına ilişirken. Az önce gözleri dolu bir şekilde odasına kaçan kardeşinin yanına geldiğini gören Somin ise ardı ardı kesilmeyen özür cümlelerini sıralamaya başlamıştı bile.

"Bebeğim, yemin ederim kötü bir niyetim yoktu, söylersem kıskanıp üzülecektin ve üzülmeni istemeniştim sadece. Biliyorum, bu bir bahane değil, ama en başında hiçbir şey ciddi değildi, sadece takılıyorduk, ciddi olmayan bir şey için neden bebeğimi üzeyim ki diye düşünmüştüm, sonra Jeongguk, hiç beklemediğim bir şey oldu, birbirimize aşık olduk. Aşktan başım o kadar dönmüştü ki zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamadım, ancak bana evlenme teklifi ettiğinde aklım başıma geldi."

Ablasının neredeyse ağlayacağını fark eden Jeongguk kollarını sıkıca ona dolayıp saçlarını öpmüş, çocuksu bir heyecanla konuşmuştu. "Noona, ağlama lütfen, tamam, birazcık kırılmış olabilirim ama sevgilin hyung'la tanıştığımızda unuturum ki ben hemencecik. O yüzden daha fazla üzülmüyoruz ve sen bana onun hakkında bilmem gereken her şeyi anlatıyorsun."

Kardeşinin artık üzülmediğini gören Somin gözlerini silmiş, heyecanla anlatmaya başlamıştı hayatının aşkını.

"Adı Matthew, evet bebeğim Koreli değil, Amerika'da doğup büyümüş, lâkin babası İspanyol-Kore melezi, baya karışık yani. Benden üç yaş büyük. Kardeşiyle beraber yaşıyorlar. Kardeşi de senin okulunda bildiğim kadarıyla."

Ablası gerekli bilgileri verdikten sonra bir de nasıl tanıştıklarını anlatmış, sözü Jeongguk'a bırakmıştı. ne düşündüğünü merak ediyordu, sonuçta küçük bebeğinin fikirleri her şeyden önde gelirdi onun için.

"Anlattıklarına bakılırsa hayatımda yer alacak en havalı hyung olacak gibi duruyor, noona. Seni üzmemesi benim için en önemli olan kısımdı, ama bunu iki yılda bir kez bile yapmadığını duymak içime su serpti doğrusu. Onunla tanışmak için çok heyecanlıyım."

Cümlesinin bitişiyle zilin çalması bir olmuştu. Ablasıyla her zamanki gibi birbirlerine bakmış, biri birkaç ay içerisinde evlenecek genç bir kadın, diğeri de koskoca üniversite öğrencisi olduğu halde, birbirlerini ittirerek kapıya koşuşturmuşlardı. Çalan kapıyı açmak Jeon kardeşlerin en büyük kavga nedeni bile olabilirdi. İkisi de birbirden meraklı olduğu için kapıyı kendileri açmak isterlerdi. Bu seferki yarışın galibi ise Somin olmuştu. Tam kapıyı açmak üzereyken Jeongguk "Bekle!", diye bağırmış, ablasının koşuşturmaktan karışan saçlarını düzeltmişti kibarca. Müstakbel eşine güzel görünmeliydi, değil mi?

Somin kapıyı sonunda açtığında Jeongguk'un zaten iri olan ceylan gözleri iyice büyümüş, hızlıca kırpıştırarak karşısındaki adama bakmayı sürdürmüştü. Ablasının anlattıklarından sevgilisi hyung'un çok havalı olduğunu anlamıştı, ancak bu kadarını asla tahmin edemezdi. Tanrı aşkına, adam çok yakışıklıydı ve boyu öyle uzundu ki, Jeongguk en fazla onun omzuna denk gelebilirdi.

Asıl şoku ise Matthew'un arkasından çıkan kişiyi gördüğünde yaşamıştı. Hayat bu kadar acımasız olamazdı, olmamalıydı, diye düşündü Jeongguk. Okuldaki her gününü zehir eden, bir numaralı düşmanı, Kim Victor Taehyung, sırıtarak kendisine bakıyordu.


🐇



bu bölüm birazcık kısa, fakat asıl olaylar gelecek bölümde başlayacağı için kısa kesmek zorunda kaldım, okuduğunuz için çok teşekkür ederim💖

still learning | taeggukOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz