48.BÖLÜM: "Dönüm Noktası"

Start from the beginning
                                    

-Şimdilik ana kraliçeyi götürdük." Dedi Acar Reva'yı kolları arasına alıp yüzüne bilmem kaçıncı öpücüğü kondururken. "Ama bir dahakine seni götüreceğim küçük kraliçe." Öyle ya, Aden sevimli prensesti, Tutku asi prenses, ama Reva, kraliçeydi, ana kraliçenin yolundan yürüyen bir yavru kraliçe.

-İyi zaman geçirdiniz mi?" Diyen Reva'nın siyah saç tutamlarında parmaklarını gezdirdi Acar. Yüzüne tatillerinden parça parça sızan +18 içerikli anıların getirdiği bir tebessüm yerleşti.

-Çok iyiydi." Sırıtırken biraz manyak gibi göründüğünü düşünerek elalarını kıstı ve Elvin'e baktı. "Yani bence harikaydı." Kadın, onun zihninden geçenleri okuyabiliyordu, elaları üzerinde itinayla gezinirken gülerek kafasını sağa sola salladı.

-Öyleydi, sizinle de gideriz." Tuna aniden Elvin'i öpücüklere boğarken, kadın Tutkuyla Rüzgar yüzünden gider gibi olan tebessümünü korumuştu. "Getirdik." Dedi babasından aldığı elalar kendisine beklentiyle bakarken. "O tatlıdan tabii ki sana getirdik." Tuna, aklını okuyan annesini yine birkaç defa öpüp anca bıraktığında -eve gelmeleri can getirmişti hepsi kapıdaydı ama çoktan kendi aralarında sohbete başlamışlardı bile- bu kargaşada kendisine gözlerini dikmiş tedirgin duran ikiliye kaşlarını çatarak yaklaştı Elvin. Kovboy filmlerini aratmayan bir gergin bakışma yaşandı. "Ne o? Siz özlemediniz mi?"

İkisi de büyük bir özlemle kadının kucağına atladı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Önce Tutku'nun kafasını sonra da Rüzgar'ın boynunu öperek onları daha sıkı sardı Elvin. Tutku, utanmasa sırıtarak ağlayacaktı çünkü onu çok özlemişti. Annesiyle ne kadar uzak kaldığını şimdi görebiliyordu.

-Özledik." Dedi Rüzgar annesinin sorduğu soruya nihayet cevap verirken. "Çok özledik." Elvin, duyduğu cümleye hoşnut bir şekilde gülümserken Tutku da kafasını salladı. Çenesi annesinin omzuna batıyordu.

-Özledik anne..." Onların bu duygusal haline karşı yüzüne yalandan bir ciddiyet yerleştirip sarılmayı sonlandırdı ve kaşlarını kaldırarak ellerini beline koydu.

-Valla ne yalan söyleyeyim benim sizi özlemeye pek fırsatım olmadı..." Rüzgarla Tutku çaktırmadan birbirilerine bakış atıp güldüğünde, Elvin ellerini indirdi. "İnandırıcı olmadığı değil mi?" İkisi de ses çıkarmadan kaşlarını kaldırıp indirdiğinde, yanına gelen Petek'e de sarılmadan duramadı. "Petek, çok teşekkür ederim bizimkilere göz kulak olduğun için. İnşallah bir sorun çıkmamıştır." Sarışın tüm içtenliğiyle gülümserken geri çekilseler de birbirilerinin kollarını bırakmamışlardı Elvinle.

-Olur mu, ne sorunu. Çok uysallardı, Alp gibi şunu yemem bunu yemem de yapmıyorlar hem!" Elvin gözlerini etrafta gezdirdi ve genç adamı göremeyince kaşları çatılırken sordu.

-Sahi, bizim civciv nerede?" Petekle sırf uğraşmak için civciv demeleri klasikleşmişti artık. Onlar yıllarca yurtdışındayken bile küçük Alp telefondan kendisine civciv diyen Elvin teyzesine ucundan kıl olurdu bir dönem.

-Bilmem, bir arkadaşı rahatsızmış, onunla kalacakmış öyle söyledi." Elvin kafa sallayınca gülümseyerek ekledi. "E hadi, bir duş alın beraber çay içelim. Çok güzel şeyler yaptık, sonra da eve gideriz biz de artık." Eva'nın yüzü annesinin cümlesiyle bariz bir şekilde düşerken Acar itiraz ederek öne çıktı.

-Hayatta olmaz, bu gece kalın. Yaptıklarımızı anlatacağım." Sarp'a imalı imalı baktı. "Belki birileri de eşine nasıl jestler yapması gerektiğini anlar!" Onun bu attığı taşa karşılık göz deviren Elvin dalaşmadan edemedi.

-Evet, mesela Sarpcığım Petek'e getirilen ve son kalan tatlı tabağını güzel diye onunkiyle kendininkini değiştirmemek gibi." Acar, elalarını gülenlerde gezdirip kadına doğru yanaştı.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now