26.BÖLÜM: "Randevu?"

5.2K 644 292
                                    


Mutlaka yorum bırakmayı, severseniz sonunda yıldızlamayı unutmayın. Keyifli okumalar! 😘😘😘

3.GÖZ
Songül, hemen masada duran kumandaya uzandı ve orta tuşa basarak, ultra ütopik Netflix filmine bir son verdi. Gerçi Tutku zaten izlemiyordu, sadece başroldeki çocuk fena değildi ama aklı da orada değildi zaten.

Demir'e inanmış gibi yapmasa mıydım, diye düşünüyordu. Çünkü elbette içindeki sese güvenirdi ve o ses olayın Demir'in anlattığı şeyden bambaşka olduğunu haykırıyordu. Tutku, aptal bir kız değildi. Kim, neden Demir için önemli olduğunu düşünüp kendisinin peşine düşsündü?

Aynı zamanda o içindeki ses, olayın Alple ilgisi olduğunu söylüyordu. Bahsettikleri düşman ikisinin de düşmanı olabilir miydi? Gözlerini kısarak daha derin düşündü. Eğer Demir'in dediği gibi birileri Demir'den dolayı peşindeyse -ki ona kalırsa değildi ama şuan anlattığı şeydeki açıktan yürüyordu- Demirle ikisini kim nerede görmüş olabilirdi?

Barda? Alp de oradaydı. Tesadüfe bak sen, dedi içinden. Aniden aklına geldi. Alp'in apartmanının önünde! Kahretsin! Nasıl fark edememişti? Acaba kendisine tuhaf tehditkar cümleler savuran adam mıydı?! Neden çok yaklaştığını hissediyordu? Düşün Tutku, düşün.

Yüzüne yediği mısırla başını çevirdi.

-Kızım, kime diyorum? Takıcak mısın?!" Yeşil kahverengi karışımı gözlerini kendisine diktiğinde, Tutku koltuğa yasladığı başını kaldırdı ve aradaki Gamze'yi de ezerek kendisini azarlayan Songül'ün dizine yasladı kafasını. Buna şaşırmıştı işte kız, takmadığı için öfkelenmişti ama bu öfke saniyeler içinde buhar oldu.

-Songül ya... Kafam çok karışık." Gamze, filmi durduğu için kızacaktı ama Tutku'nun cümlesi üzerine filmi bir kenara bıraktı. Arkadaşı yüzüstü yatmıştı Songül'ün dizine ve bu yüzden sırtına dokunmak istedi. Ama daha eli değdiği an sıçradı Tutku. "Tikim var lan."

Doğru ya, bunu unutmak mümkün değildi. Boynuna ya da sırtına dokunulması onu uyuz eden şeylerden biriydi. Bu yüzden istemsizce yerinde doğrulup sırtını ovaladı ve kendisine merakla bakan kızlar yüzünden derin bir nefes aldı.

-Size her şeyi anlatacağım. Ama bana, kimseye hiçbir şey söylemeyeceğinize ve bana yardım etmek için hiçbir şey yapmayacağınıza yemin edeceksiniz." Birbirilerine acaba en yakın arkadaşımız ucundan delirdi mi dercesine baktıklarında, ikisinin de bacağına vurdu. "Ciddiyim." Sonunda kafalarını salladıklarında ve yemin ettiklerinde, ellerini kontrol etti ama hayır, kilit yapmamışlardı.

Off, ablası yaptığı için, herkesi kontrol ediyordu böyle durumlarda.

Olayları onlara baştan itibaren tek tek anlattığında -Rüzgar'ı Alp'in vurduğu da dahil- Gamze'nin gözleri dolmuş, Songül de nefesini tutmuştu. Demir olayını da anlatıp olayı bitirdiğinde, ikisine sırayla baktı.

İyi görünmüyorlardı.

-Siktir. Bu ağırdı." Gül, masadaki bira şişesini alıp uzun uzun yudumları bu cümle sonrası götürürken, Gamze ellerini havaya kaldırdı ve görünmez bir kavram haritadı çizmeye çalıştı.

-Ya.yani...Alp, Rüzgar'ı..." Tutku, kafa salladı. "Ya-ya-yani o...Arkadaşı Demir'in de düşmanı senin peşin..." Kız yine onaylayınca derin derin nefes almaya başladı. Neden her şeyi anlattığını o da bilmiyordu, ama sadece onlar en yakın arkadaşlarıydı ve belki olaya bambaşka bir yerden yaklaşacaklardı. Aynı zamanda ailesinden olmadıkları için olaylara tarafsız bakabilir... "Allah belasını versin onun! Elleri kırılsın! Az kalsın #EVRÜZ shipim ölüyordu yani?! Ay canım Rüzgar ağabeyim, ülkenin casanovası ölüyordu y..." Gamze'nin ağzını Songül kapattığında, başını sağa sola salladı, galiba Rüzgar fanı bir Gamze, tarafsız bakamazdı.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now