30. | a t ı ş m a l a r

804 78 34
                                    

"Ben o eski ben değilim,
başardın inan, senin emeğin."

Medya: Emir Alkan
Şarkı: Yiğit Mahzuni - Sevmem



Okul çıkışı müzik dinlemek için kulaklığımı takmıştım. Otobüs durağına doğru yürüyordum. Emir'i derslerde görsem de konuşmamıştım. Bitiş saatinde de görememiştim. Kızlarla da konuşmuyordum. Evet, hala konuşmuyordum.

Tuhaf olan aramıyordum da çünkü yalnız kalmaya alışıktım. Arkadaşsız kaldım diye eteklerim tutuşmamıştı. Arkadaş bulayım diye kendimi paralamıyordum da. Yalnızlığıma gömülmüş ve gömüldüğüm yerden sırıtacak kadar acizdim.

İç geçirerek omuzumdan düşen çantamı düzeltmek için tuttuğum sıra, biri hızla çekti. Bağırmaya hazırlanıyordum ki Emir'in o gıcık sesini tanıdım.

"Gülüm bensiz nereye böyle?" diye gevşekçe kulağıma ulaşan sözcüklerine göz devirdim.

"Ödümü koparttın geri zekalı! Ne yaklaşıyorsun kapkaççı gibi,"  diye bağırdığımda kendi kendine eğleniyordu. Gözlerimi devirdim sinirle ve devam yürüdüm.

"Nereye?" diye sordu yeniden.

"Cehennemin dibine. Gelecek misin?" Sinirli çıkan sesim ona değildi esasen. Bu gün olanlaraydı. Bunu anlamış gibiydi o da. Bir süre ses etmeyince yüzüne baktım.

"Ne oldu orada?" Gizemli sesini neye yoracağımı pek bilememiştim. Çekingen miydi, yoksa şüpheci mi pek emin değildim. Tüm gün üzerimde hissettiğim bakışları bir kenara, gerçekten hiç konuşmamıştı benimle.

"Önemsiz." diye geçiştirdim. Tabii kesin öyledir diyen bir ifadeyle, kaşlarını kaldırıp iki saniyeliğine yanaklarını kıvırdı.

"Gerçekten," dedim inanması için. Gözleri çenemden saç dibime kadar inceledi. İçine sinmemişti cevabım. Bir şey söylemese de yüzünden çok net belli oluyordu bu.

Gözlerimi kaçırdım hızla. Aklıma gelenle dudaklarımı ıslattım ve çantamdaki dosyayı çıkarttım. Arasındaki kağıdı aldım ve ona uzattım.

"Al bak bunu senin için çektirdim. Sınıfta kağıt verin ulan diye yiğitlik ya—" Dediğimle duraksadım istemeden. Ben hızla yutkunurken Emir'in kaşları çatılmıştı bile.

"Al," dedim cılız sesimle, cümlemi tamamlamaktan vazgeçerek. Kaba bir şekilde elini attı ve kağıdı parmaklarımın arasından çekti. Fevri hareketi ve özensizce avucunda dürmeye başlayınca, buruş buruş oldu. Gözlerimi elinden ayırmazken, bu sinirine karşı kalbimde bir yanma hissettim.

"Gereksiz olmuş," dediğinde gözlerine bakmasam onu anlamayacakmış gibi hissettim. Gülümsemeden uzak kıvırdım dudaklarımı.

"Rica ederim, bir daha olmaz," dedim samimiyet ve neşeden uzak. Yanından sinirle geçerek durağın altına geçtim ve beklemeye başladım.

"Proje ne olacak!" Arkamdan bağırışını duydum. Sinirimden asla dönüp bakmadım. Katıksız odun. İnsan bir teşekkür eder, bir şey yapar! Gittim o kadar, o yüzsüzle karşılaştım bir de. Gitmeseydim görmezdim. Hepsi onun suçuydu!



"Kızılım!"

Emir'in arkamdan koşarak gelişini duyuyordum. Bana diyordu biliyordum. Ona bakmadan güldüm ve kampüsün bahçesine doğru adımlarımı atmaya devam ettim. Dün yaptığı öküzlükten sonra konuşmayacaktım işte.

adı bende ya'saklıWhere stories live. Discover now