1.Bölüm:Perde

160 51 81
                                    


MÜZİK: EZEL FON MÜZİĞİ

Kıyametten Sonra-

Ney'dir insanı bir dertten alıp bir dermana taşıyan. Ney'dir bir ezelden alıp bir sele kaptıran.

Dudaklarımın arasında ilahi bir ninninin nefesini üflerken, ellerimin mihram, parmaklarımın mimber kestiği saadeti yaşıyorum. Gözlerim dervişlerin, aşıkların, maşukların bir mirasıyla örtülmüştü.

Ve kalbim kim bilir kaç cesetin yığınıyla atıyordu.

Son nefesimi verip, ney'i uzaklaştırdım dudaklarımdan. Gözlerimi açarken semaya bir ben oturdu, mahsun bağrıma.

"Ağzına sağlık" can dostumun naif sesiyle mahçupça gülümsedim. Gözlerinin parıltısındaki hayranlığı seçebiliyordum. "Çok güzel çalıyorsun"

Kibarca düzelttim. "Üflüyorum"

Elini sanki bir şeyi savuruyormuş gibi salladı. "Hay aksi, ağız alışkanlığı"

Ney'i masamın üstündeki kılıfına yerleştirirken söylendim. "Artık eskisi gibi nefesim yetmiyor" fermuarı çekip kılıfı masanın kenarına bıraktım. "Tıkanıyorum, arada bir"

Çok normal bir şey söylemişim gibi baktı bana. "Tabi ki bundan doğal ne olabilir, bu halinle böyle güzel üflemen bile yetenek." Kara saçlarını eliyle şekillendirmeye başladı.

Gözlerimin kenarlarına yerleştirdigim kederle konuştum. "Eskiden daha iyi üflüyordum" ellerimi masamın üstünde birleştirdim. "belki de eskiden iyi olan nefesim değildi, bendim."

Arkadaşımın gözlerinden benimkine benzer bir keder gördüm. Hayır! Sadece benzeyen böyle bi kederi bilemezdi. "O kadar üzülüyorum ki sana..." yumuşak, bakımlı elleriyle tuttu. Soğuk kahırlı ellerimi... "Keşke anlatsan, bu içinde büyüyen şey senide içine hapsediyor. kilo alman gerekiyorken, kilo veriyorsun."

Derin bir nefes aldım yanık cigerlerime, belki biraz ferahlarlar diye ama daha da yandılar bilemedim. "inan bende istiyorum" yutkunamamam normal mi acaba ya da soğuk ellerimin terlemesi.

Sıcak elleriyle, ovdu terli soğuk elimi. "Senin için elimden geleni yaparım. Doktor da anlatman gerektiğini söyledi biliyorsun. "

Elimi usulca kurtardım sıcak ellerinden anında üşüdüler ama olması gerekende buydu zaten. Sandalyemin sırtına yaslanıp, ellerimle yüzümü sıvazladım. "Bilmiyorum... Ben buna hazır hissetmiyorum. "

Biraz daha öne doğru eğildi, masanın yüzeyine yapışacaktı neredeyse. "Böyle bir şeye hiçbir zaman hazır olmayacaksın zaten. Sadece yapman gerekeni yap bu yükten kurtul, kendini azât et"

Karşı çıktım. "Ben azât olmak istemiyorum, ben yaşamak istiyorum. "

Sesini yumuşattı dostum. "Bunun için geçmişle hesaplaşman gerekiyor. Kendini suçladığını biliyorum, yapman gereken ilk şey kendini affetmen. "

Affetmek mi sahiden yaptığım şeyin bir affı var mıydı. Solan çiçeklerin, biten umutların sönen rüzgarın, geri dönüşü varmıydı. "Sandığın kadar kolay değil. "

"Kolay" sesini yükselten Alya'ya şaşkınlıkla baktım. Sesinin dozunu her zaman kontrol eden biridir çünkü. "İstemen ve bir adım atman yeterli. Seni asla zorlayacak değilim, istedigin yerde bitirebilirsin. Yeter ki sen iyi ol, eski arkadaşım ol."

Gözlerim, hep böyle kederli mi kalacak bilmesemde içimdeki kederin gözlerimi gün geçtikçe ele aldığını biliyorum. "Ben.." gözlerim doldu. "İstiyorum"

BERFU-BARAN #ilmelistanOn viuen les histories. Descobreix ara