Dildâr : 8

20.7K 1.3K 393
                                    

--

"Nasıl göreve?Nereye?Doğu'ya mı Batı'ya mı?Hem o askerin dediği Serkeş kim ki?Onun yüzünden mi gidiyorsunuz göreve hı?"

"Fatih Sultan Mehmet'in bir sözü var Lale. "Sırrımı sakalımın tek teli sezecek olsa, bütün sakalımı keserdim!" diye." dedi sadece.

Kaşlarımı çatıp omzundan itekledim.

"Güvenmiyor musun bana ?"

"Güvenmek veya güvenmemek değil bu.Sadece prensip meselesi.Anlarsın ya?" dedi uzatmak istemiyormuş gibi.

Ben de kafamı sallayıp onayladım onu.Her ne kadar merak etsem de haklıydı aslında .Söz konusu işi olunca daha bir dikkatli,özenli ve ciddiydi Yavuz abi.

İş demişken.

Dediği kelime tekrar zihnimde canlandı.

"Göreve!"

Suratım istemsizce asıldı.

"Ne zaman döneceksin?Onu söyle bari." dedim.

Alayla gülüp "Ne o?Çok mu özlersin beni.? dedi.

Göz devirdim.Her şeyi alaya almasa olmuyordu zaten. Ona ayak uydurup "Hı hı.Hasretinden yataklara düşerim. " dediğimde güldü.

"En fazla bir hafta." diye cevapladı sorduğum soruyu.Sonra devam etti."Merak etme fazla değil, yataklara düşmene gönlüm el vermez."

Tekrar alaya aldığında yine omzuna vurdum.

"Komik şey seni."

Omzunu tutarak sızlandı.

"Kızım!Sen niye her zaman cümleye başlamadan önce bana vuruyorsun?"

Tespitiyle bir elime baktım bir de omzuna.

"Elim ,kendine yeni bir huy edindi sanırım." diye mırıldanarak sırıttım.

Bir yandan arabaya yürüyor bir yandan da birbirimizle uğraşıyorduk.Elinin avuç içini bana göstererek "Benim elim de yeni bir huy edinmek için can atıyor,bak!" dedi.

Gözlerimi kırpıştırdım.

"Yapmazsın ki." dedim tereddütle.Bana doğru yaklaşırken "Emin misin?" dediğinde yutkundum.Ben geri geri yürürken o da üstüme üstüme geliyordu.İşaret parmağımla daha bahçesinde olduğumuz karargâhı ve geride kalmış askerleri gösterdim.Dışarı daha çıkmamıştık ama askerler geride kalmıştı. Çevrede bir tek biz vardık."Seni onlara şikayet ederim." dedim.Gözlerini kıstı.

"Farkında mısın bilmiyorum ama ben onların komutanıyım."

Dudaklarımı büktüm.

Geri geri yürümeyi bırakıp omzumu ona doğru uzattım.

"Tamam hadi vur ödeşelim."

Yanıma iyice yaklaşıp önümde durduğunda elini uzattı omzuma vurmak yerine rotasını saçlarıma doğru yönelttiğinde "Vuracağımı kim söyledi?" diyerek güldü. Parmakları dalgalı saçlarıma dolandı ve fazla baskı uygulamadan çekti.Kafam aşağı eğilirken hafif bir çığlık atarak kollarımı uzatıp ben de onun saçlarını çektim.Bahçenin ortasında ellerimiz birbirimizin saçlarına dolanmış şekilde dururken benim onun saçlarına yaptığım baskıyla o da benim saçlarıma yaptığı baskıyı artırıyordu. "Tamam tamam bırak." dedi hafif yüksek sesiyle.Ben ise direkt bağırıyordum"Bırak bırakayım" dedim ona karşılık.Saçları kısaydı ama tutulmayacak gibi değildi."Üç deyince, aynı anda." dedi.Hızla onayladım onu.

DİLDÂR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now