Gözlerimi açtığımda karşımdaki adamın ayağa kalkmış, duvara yaslanmış olduğunu gördüm.Gömleğini çıkartmıştı.Koluyla omzu arasında büyük dikdörtgen bir cihazı görmemle kaşlarım çatıldı.Cihazın üzerinde düğmeler vardı ve kısık da olsa güm güm sesleri geliyordu.Alt taraftan çıkan kablolar ise kalbine kadar gidiyor,orada son buluyordu.Minyatür bir monitör gibiydi.
Adam Yavuz'un sorusunu cevapladı."Bu bir kalp atış monitörü," dedi.Sonra gülüp devam etti."Ama ben buna 'ölü adamın tetiği' diyorum. "
Hiçbir şey anlamamazlıkla yüzümü buruşturdum.
Ne anlatıyordu bu adam?
Benim aksime Yavuz bir şeyler anlamış gibi kaşlarını çatmıştı.Adam devam etti.
"Evin bitişiğindeki radyo vericisine bağlı.Kalbim durursa evin çevresine yerleştirdiğim ve ben ölünce hayatta kalanları öldürecek olan 100 kilo C4'e küçük bir sinyal gönderir asker.Siz daha evden çıkmak için adım atamadan geberirsiniz. Nasıl?Çok eğlenceli değil mi?"
"Eve patlayıcı mı yerleştirdin?Sen...Sen nasıl bir şerefsizsin!" diye bağırdı Yavuz.
Bak sen!
Adam gerizekalıya benziyordu ama akıllıymış demek ki.
Ama biraz...
Azıcık...
"Zeka asker, zeka." deyip gıcık gıcık güldü.
Yavuz gözlerini kıstı.
"Sana asıl zekayı sen bu dediklerini uygulayamadan göstereyim mi Serkeş?"
Dudaklarının köşesi kıvrılmıştı.
Serkeş,buna ihtimal vermemiş olacak ki korsan bantlı gözüne iki parmağını vurdu,dalga geçercesine güldü sonra da mırıldandı.
"Göster bakalım,"
YOU ARE READING
DİLDÂR (TAMAMLANDI)
Romance"Kim çekti fotoğrafımı?" -- Dildâr:Birinin gönlünü almış, çalmış sevgili anlamına gelen farsça sözcük.
