Dildâr : 6

22.9K 1.5K 200
                                    


--

"Geç hadi."

Kapıdan içeri girdiğim gibi derin bir nefes verdim.

"Ay sağolun valla siz olmasaydınız kıtır kıtır kesilirdim de etlerimi yoldan toplamak zorunda kalırdınız."

Salih sırıtıp omzuma hafifçe vurdu.

"Abartma."

Ben de onun omzuna vururken Selin bize seslendi.

"Salih sen çay falan demle biz de odaya gidip üzerimizi değişelim."

Salih eliyle "gidin" işareti yaparak mırıldandı.

"Tamamdır."

Biz de Selin'in odasına doğru adımladık.

Düğünden sonra kimseye gözükmeden Selin ve Salih ikizlerin evine gelmiştim.

Neden mi?

Abimle Yavuz abi yüzünden.

İkisi de bir yandan havuzdan çıkmaya çalışıp diğer yandan bana ölüm dolu tehditler savururken korkudan kaçıvermiştim oradan.Düğün salonuna girmeden ikizlerin gitmek için hazırlandığını gördüğüm gibi atlamıştım önlerine beni de götürün diye.Olayı anlamasalar da kabul etmişlerdi, yolda onlara geçen gün Gülbahar teyzenin anneme dediklerinden başlayıp bugün olanlara kadar her şeyi anlatmıştım.Şimdi ise evlerindeydik işte.Anneme bu gece mahalleden bir arkadaşımın evinde kalacağımı söylemiştim ama kimin evinde olduğumu söylememiştim.Sonra da korkudan telefonumu kapatmıştım.

Dahiyane planım ;benim bu hayattaki varlığımı unutana kadar o ikisinden kaçmaktı.

Nasıl ama?

Bence mükemmel.

Selin'in beyaz ağırlıklı odasına girdiğimizde kendisi direkt gardıroba yönelip içinden ikişer eşofman altı ve tişört çıkardı.Birini bana verdi.

"Sen banyoda giyin istersen."

Dediğiyle Selin'in yatağından kalkıp banyoya yöneldim.Topuklu ayakkabılara alışkın olmadığım için bir hayli acıtmıştı ayaklarımı.Ayakkabıları çıkardığım halde yürürken bile zorluk çekiyordum.Banyoya girdiğimde oyalanmadan elbisemi çıkardım ve Selin'in verdiği kıyafetleri geçirdim üzerime.Biraz bol olmuştu ama çok da sırıtmıyordu.Elimi yüzümü yıkayıp yaptığım makyajdan da yüzümü arındırdığımda tamamen hazırdım.Banyodan çıktım.Salona girdiğimde elbisemi köşeye bıraktım.

Salih küçük sehpaya yiyecek bir şeyler koyuyordu. Beni görünce "Buzdolabında sarma vardı onu da getireyim mi?" dedi.Onayladım onu "Olur.Oynamaktan bir şey yiyemedik ki açlıktan ölüyorum."diyerek sehpanın üzerindeki Beypazarı kurusundan attım ağzıma.Kısa süre sonra Selin elinde çay tepsisiyle,Salih de koca bir sarma tabağıyla girdi salona.Gözlerimden kalpler fışkırırken Salih daha tabağı sehpaya bırakmadan hızlıca çatalımı batırdım, ağzıma attım bir tane.Bir yandan bir şeyler yiyip bir yandan da onlarla konuşurken.Arkadaşlarım da bana ayak uydurdu.

Onlarla böyle buluşup sohbet etmeyeli çok uzun zaman olmuştu.Hatta iyi ki abimgili havuza atmışım diye geçirmiştim içimden.

Anne ve babaları ,dedeleri hasta diye Artvin'e gitmişti. O yüzden böyle rahattık zaten.

Selin ve Salih çift yumurta ikizleriydi.Selin sarışın, yeşil gözlü baya baya güzel bir kızdı.Küçükken bile mahalledeki tüm erkeklerin peşinde dolaşacağı kadar güzel. Salih de Selin'e karşın kumral,kahverengi gözlüydü.Daha çok yakışıklı değil de sevimli kategorisine giriyordu.Yuvarlak gözlükleri ve kıvırcık saçlarıyla kesinlikle sevimli kategorisindeydi.Küçüklükten beri bir kez ayrı kalmamış olan ikizler üniversitede de ayrılmamışlardı.İkisi de Ankara'da -Gazi'de - okuyordu.

DİLDÂR (TAMAMLANDI)Место, где живут истории. Откройте их для себя