Dildâr : 20

13.8K 1K 574
                                    

Biz geldikkk!!

İyi okumalar !

Kalp kalp kalp

♡♡♡

Not:Satır arası yorum yapmayı unutmayınn!!

---

Furkan,masaya gelen birkaç adamla sohbet ederken ben kadının kahkaha ata ata Yavuz'la konuşmasını,Yavuz'un da ilgiyle kadını dinlemesini gözlerim dolu dolu izliyordum.

Karşımdaki manzara çok ağrıma gitmişti.

Tamam,ben de yanımda Yavuz'un tanımadığı bir adamla bu davete katılmıştım ama kesinlikle onlar kadar samimi durmuyordum Furkan'la.Hatta sandalyelerimiz yan yana olmasına rağmen birbirimizden bir buçuk sandalye uzaklıktaydık.Furkan'a temas ede ede kahkaha da atmıyordum ben!

Dudaklarımı öfkeyle kemirirken gözlerim bir an olsun ikisinden ayrılmıyordu.Bakışlarım aşağı doğru kaydı ve kadını inceledim.Üzerine yapışarak fiziğini öylece ortaya seren beyaz bir elbise giymişti.Yeşil gözlerine gözlerini iyice ortaya çıkaracak koyu tonlarda bir far sürüp dudaklarını da koyu kırmızıyla renklendirmişti. Ayaklarında siyah,bilekten bağlamalı yüksek topuklu ayakkabılar vardı.

Fazla...kadınsıydı.

Başımı eğip kendime baktım. Kırmızı sade bir elbiseyle ve neredeyse hiç olmayan bir makyajlaydım.Ortaokul mezuniyetindeymiş gibiydim ! Bu düşünceyle gözlerim iyice doldu.Ağladı ağlayacak haldeydim.İçimde aynı anda hem öfke hem de ağlama isteği vardı.Bir biri ortaya çıkıyordu,bir biri...

Sonra bakışlarımı Yavuz'a çevirdim.Gözlerim hasretle yandı. Siyah ,jilet gibi takım elbisesi kalıplı vücuduna tam oturmuştu.Dağınık olmasına alışık olduğum saçlarını özenle taramış ve sağa doğru yatırmıştı.Yeşil gözleri daha bir parlakken sürekli ısırıp ısırıp bıraktığı dudakları da hafifçe kızarmıştı.Hasretle tekrar iç çekip önüme döndüğümde gözlerim tekrar doldu.

Furkan hafifçe bana doğru eğilip "İyi misin?" diye sorduğunda hafifçe burnumu çekip gülümsedim "İyiyim tabi!" Furkan da bana gülümseyip masaya gelen birkaç adamla konuşmaya devam etti.

Daha fazla ikisine bakmak istemeyip bakışlarımı masaya çevirdim.Masanın üzerindeki şamdana boş boş ne kadar baktığımı bilmediğim sürede telefonuma bir bildirim geldi.Yavuz mesaj atmıştı.Sinirle gülüp bakışlarımı ona çevirdim. Gözleri gözlerimdeydi ve fazlasıyla ciddiydi.

Gözlerimi gözlerinden alıp telefona çevirdim ve mesajı açtım.

"Birazdan yanınıza geleceğiz.Yanındaki şerefsize beni tanıdığına dair tek bir şey belli etmiyorsun,"

Bir süre okumamı bekledi.Okuduğumdan emin olduktan sonra da ikinci bir mesaj yolladı.

"Konuşacağız !! "

Sonuna koyduğu iki ünlemden bile o konuşacağızın tartışacağız olduğunu anlamlandırabiliyordum .

Konuşalım bakalım Yavuz bey, sizin kolunuza neidüğü belirsiz çirkin bir kadını takmanızı...

Tamam kabul,kadın çirkin değildi.Hatta taş gibiydi.Erkekleri bırak,kadınları bile düşürebilecek güzellikte bir taşlıktı bu. Yavuz'un hayatında bu kadının ne gibi bir yeri vardı,neden bana haber vermediği bu yıldönümü davetine ben yerine onu koluna takıp getirmişti çok merak ediyordum.

Meraktan çok Yavuz'a öfkeleniyordum.Hatta kör şeytan git yanına kadının kaynak sarı saçlarını dola eline yol yol sonra da Yavuz'u kolundan tuttuğun gibi dışarı çıkar diyordu ama ben gayet de şeytana uymayan bir kızdım.Onun yerine Yavuz'a uydum.Furkan'ın konuştuğu adamlar gidip onlar yanımıza geldiklerinde ve selam -Yavuz ciddiyetle, kadın da gayet lakayt bir tavırla- verdiklerinde onu tanımıyormuş gibi yaptım. Bakışları hiç bana değmeden Furkan'a dönüp "Merhaba." dedi.Sol elini de sıkması için ona doğru uzatmıştı.Furkan Yavuz'un elini sıktı.

DİLDÂR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now