00.06

76 14 17
                                    

Duyduklarını umursamayacaktım çünkü muhtemelen bir iddiaya girmişlerdi ve beni de buna dahil ediyorlardı ki benim olduğum nerden belliydi ki... Kore de benden başka Sarang'lar da vardı. Tabi benim kadar güzeli var mıydı orasını bilemezdim.

Seokjin'in bile bana düşmüş olması muhtemeldi çünkü yanından geçtiğim erkek olsun kız olsun dönüp tekrardan bakardı. Ehh bu da benim egomu okşardı ama içimde yaşamayı daha çok severdim kibirimi. Dışarıdan kötü anılmak istemiyordum ki zaten kibir dışında da kötü bir yanım yoktu onu da dışarı beli etmezdim zaten.

Bunları düşünürken iki saatten beri kapının önünde dikildiğimi fark ettim öyle ki odada ki sesler kesilmişti bile. Bende vakit kaybetmeden odaya girdim.

Hepsinin gözü bana döndüğünde hepsi gözlerini pörtletmiş bir şekilde bakıyorlardı.

En iyisi duyduğumu çaktırmamak..

Tae en son sahte bir gülüş atmış ve ortamda ki sessizliği bozmuştu.

"Ahah iyi insan lafının üstüne gelirmiş."

Bu sefer diğerleri pörtletmiş gözlerini benden alarak Tae'ye çevirmişlerdi.

Taehyung ona baktıklarını fark ettiğinde sahte gülüşünü yüzünden düşürmüş ve 'ne var?' dercesine başını sallamıştı.

Ben bu hallerine göz devirirken mesai saatleri bittiği aklıma geldi. Bu konuşmaya hemen son vermek ve eve gitmek istediğim için gergin ortamı umursamadan söze girdim.

"Herneyse... Mesainiz bitmişti onu haber vermeye geldim."

Karşımda ki üç avanak da rahatlamış gibi nefes verip gözlerini normale çevirmişlerdi.

Tabi... Taehyung yine boş boğazlığını konuşturana kadar sürdü bunlar.

"Yani hiçbir şey duymadın mı?"

Aslında duyacağım herşeyi duymuştum. Ama yalandan kim ölmüş değil mi?

"Neyi duymam gerekiyordu ki?"

Tek kaşımı kaldırarak sorduğum bu cümleyle herkesin bakışı Tae'ye odaklandı.

Taehyung ellerini yakasına götürüp çekiştirmeye başladı. Genellikle gergin olduğunda bu hareketi sık yapardı ve şuan olduğu gibi kızarıp soğuk terler dökerdi.

"Ya şeyy kesinlikle senin hakkında konuşmadık."

Jeonngguk bu söz üzerine avucunu açıp alnına vurmuş Jin ise rengten renge girmişti.

Aslında bu duruma gülerdim ama başım çatlayacak derece de ağrıyordu ve hemen eve gidip uyumam lazımdı.

(Yazarınızın başı çatlıyor ağrıdan.)

"Şuan sizi çekecek durumda değilim eve gideceğim ama siz çıkmadan çıkamayacağım için önden buyurun beyler."

Hepsi başlarını sallamış ve hızla eşyalarını toparlamışlardı.

Tae ve Jeongguk önden giderken ben arkadan Jin ise benim arkamdan ilerliyordu.

Bir zaman sonra Jin bana yetişmişti.

"Bir şeyin mi var?"

Kötü olduğumu anlamıştı sanırım.

"Evet başım çok ağrıyor."

Jin şevkatle gülümsedi.

"Bu aralar çok yoruluyorsun Sarang yarın işe gelme biz üçümüz idare etmeye çalışırız."

Bu sözü üzerine güldüm.

"Bunu mesai saattini boş laf yaparak geçirenler mı söylüyor."

Jin mahcubiyetle başını eğdiğinde onun bu masumiyetine hafif bir tebessüm ettim.

Otoparka indiğimizde elimde anahtarımla kapıyı açtım fakat araba sürecek dahi halim yoktu.

Anlaşıldı sanırım hasta oluyorum. Tam da yeriydi zaten. Bari evde olsaydım.

Yapacak bir şeyin olmadığını düşünüp arabayı zor bela çalıştıracakken camımdan gelen tıkırdama sesiyle durdum ve camı açtım.

Jin bana endişeyle bakıyordu.

"Sarang sanırım hasta olacaksın arabana binme kullanmaya halin bile yok bu halinle kaza falan da yaparsın sen şimdi en iyisi arabanı burada bırak zaten şirketin otoparkı sende benle gel hadi."

Deyip kapıyı açtı. Bu teklife hayır diyemezdim ki diyecek halinde yoktu zaten.

Arabadan indiğimde hafif sendelemiştim ve Jin'de beni tutmuş ve kucağına almıştı.

Hasta olmasaydım ağzına ederdim dua etsin ki hastayım.

Arabasına yanaştığımızda ben kucağındayken kapıyı açamayacağı için her zaman anahtarları koyduğu sağ cebinden anahtarı alıp kilitleri açtıktan sonra kapıya uzandım ve açtım. Bilerek uzanmam için beni arka koltuğa almıştı.

Beni bıraktığı gibi uzandım.

Jin de arkadan dolaşıp şoför koltuğuna bindi ve arabayı çalıştırdı. Evimi zaten biliyordu.

İlerlemeye başladığımızda sessizdik ve benim uykum gelmeye göz kapaklarım kapanmaya başlamıştı.

Arabada uyuyamayacağım için zorla gözümü açık tutmaya çalışıyordum.

Ama bu mücadelem Jin'in naif sesiyle şarkı söylemeye başlayınca son bulmuştu.

Eveett üzgünüm bugün elimden bu kadar geldi.

Başım çok ağrıyor ve ben gecenin köründe bölüm yazdım.

Kısa oldu biliyorum ama gelecek bölümde telafi edeceğim söz.

İyi uykular kelebeklerim❤️

사랑해❤️









Du har nått slutet av publicerade delar.

⏰ Senast uppdaterad: Oct 05, 2020 ⏰

Lägg till den här berättelsen i ditt bibliotek för att få aviseringar om nya delar!

𝗠𝗮𝗹𝗲 𝗕𝗲𝗮𝘂𝘁𝘆 || 𝙺𝚂𝙹 (𝓐𝓼𝓴𝓲𝓭𝓪)Där berättelser lever. Upptäck nu